Çorum'da, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nde oğlu ile şehit edilen Erol Olçok'un mezun olduğu ve adının verildiği Anadolu İmamhatip Lisesi tarafından düzenlenen 15 Temmuz Şehitleri Anma Programı'nda, lise arkadaşları şehit Olçok'u anlattı.
Erol Olçok Anadolu İmamhatip Lisesi Müdürü Hüseyin Kır, Devlet Tiyatro Salonu'nda düzenlenen programın açılışında, Türk halkının devletini, dinini, milletini birbirinden ayırmayacağını 15 Temmuz'daki darbe girişiminde ispatladığını söyledi.
Darbe girişiminde şehit olanlara rahmet dileyen Kır, şehadetin insanın hayatta ulaşabileceği en üst makam olduğunun altını çizdi. Şehitleri hiçbir zaman unutmayacaklarını ve unutturmayacaklarını vurgulayan Kır, "Bu uğurda Uhud'da, Malazgirt'te, Çanakkale'de, Kurtuluş Savaşı'nda şehadete koşarak giden milletimiz, 15 Temmuz işgal hareketinde, tankların karşısına çıkarak, kurşunların önüne göğüs gererek şehadete yürümüştür. Bizler onlara şahidiz, Allah da onların şehadetini kabul etsin." dedi.
"O kurşunla inşallah şehadet mertebesine ulaştı"
Kır'ın konuşmasının ardından, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nde oğlu ile şehit edilen Erol Olçok'un 1980 yıllarında öğrenim gördüğü İmam Hatip Lisesi'ndeki sınıf ve okul arkadaşları Olçok'u anlattı.
Olçok'un meslek hayatının lise yıllarından belli olduğunu belirten Necmeddin Ünal, Olçok'un reklamcılığa, grafikerliğe uygun çalışmalar yaptığını, okulunun da bu anlamda iftihar ettiği bir öğrenci olduğunu söyledi.
Ünal Güngördüm ise 1974 yılından 1982 yılının sonuna kadar Olçok'la birlikte, aynı okulu, aynı masaları ve sıraları paylaştığını belirterek, "Erol'la 9,10 yıl içerisinde yaz, kış hiçbir zaman birbirimizde ayrılmadık. 1982'nin sonunda da Erol İstanbul'a gitti. Ancak yine de bağımızı hiçbir zaman koparmadık. Beni duygulandıran olay, bu sahnede 1980, 1981 ve 1982 yıllarında Erol'la birlikte bir piyes oynamıştık. Piyesin ismi de ne hazindir ki 'Bu vatana kastedenler'di." diye konuştu.
Gazi Hoş da okul dışındaki vaktini Olçok ile geçirdiğini dile getirerek, "Erol bey ile 1982 yılına kadar okul hayatımız oldu. Okulda sınıflarımız farklıydı ama ders haricinde vaktin yüzde 90'ını beraber geçirirdik. Aynı yerleri gezdik, aynı evde kaldık. Hangi zorluklarla yaşadığını gayet iyi biliyorum. Din, vatan, millet üçlüsüne bağlı bir düşüncesi vardı. Bizi bir araya getiren o zamanın milli ve manevi değerlerine bağlı gençler yetiştirmek üzere kurulan Milli Türk Talebi Birliği'nde vaktimizi geçirirdik. 'Şahsına münhasır' diye bir söz vardır. Aynı öyle yaşayıp, hayata öyle veda eden bir kardeşimizdi. Benim hatıra defterimde yazmış olduğu iki satırlık bir şiir var. 1980 yılında yazdığı şiir 'Siyah güller ak güller, en güzel şarkıyı bir kurşun söyler' diye yazmış. O kurşunla inşallah şehadet mertebesine ulaştı." ifadelerini kullandı.
AA