Kaçarken bile sivilleri öldürdüler!

Diyarbakır’da PKK'ya ait kamyonun patlamasıyla ölen ya da kaybolan 16 kişinin tamamı yeğenleri ve kuzenleri olan Talip Yeşil, Al Jazeera'dan Abdülkadir Konuksever'e o gün yaşananları anlattı. Talip Yeşil, kamyonun bomba yüklü olduğunu bilmediklerini belirterek ’İsteseler patlatmayabilirlerdi. Kaçarlarken bile bile sivilleri öldürdüler’ dedi.İşte o haberin detayları:

1

Diyarbakır’ın Sarıkamış Mahallesi’ne Bağlı Dürümlü Küme Evleri’nde patlayan bombalı kamyon; takip eden araçlarda bulunan Tanışık köylülerinden 16 kişinin ölümüne ve kaybına yol açmıştı.


Dün olayla ilgili PKK tarafından yapılan açıklamada bomba yüklü kamyonun ‘Yerel işbirlikçilerin açtıkları ateş sonucu’ patladığı iddia edildi. Ancak Dürümlü ve Tanışıklıların anlattıkları bu iddiaların aksi yönünde.


Tanışık köyünde yitirilenler için taziyeler kabul ediliyor.

‘Kamyondan anahtarlar düşünce önünü kestim’

Al Jazeera'dan Abdülkadir Konuksever'in haberine göre bomba yüklü kamyonu ilk görenlerden biri patlamada yeğenlerini ve kuzenlerini yitiren Talip Yeşil. Diyarbakır’dan Tanışık köyüne giderken karşılaştığı kamyondan dökülenler nedeniyle önünü kesen Yeşil o günü şöyle anlattı;

“Köye yakın bir noktadaydı önümden gidiyor bir kamyon. Baktım kamyondan tamir işlerinde somun sıkmak için kullanılan anahtarlar dökülüyor. Korna çaldım durmadı. Sonra sollayıp önüne geçtim. Aracından anahtarların döküldüğünü söyledim. Ardından devam ettim. 50-52 yaşlarında bıyıklı biriydi. Bir şey demedi. Benden sonra durdu mu kontrol etti mi bilmiyorum. Ben köye gidip işlerimle meşgul oldum. Köyde taziyemiz vardı. Sonra kamyonu taziyenin önünde gördüm. ‘Taziyeye gelmiştir’ diye düşündüm. Yemek zamanıydı taziyedekiler yemek yiyorlardı. Belki o da yemiştir. Sonra Görmedim.”

Bomba yüklü kamyon köyün içerisinde ve çevre yollarda başka köylüler tarafından da görüldü. Talip Yeşil’in akrabası ve ortağı Seyithan Yakar onlardan biridir. Seyithan Yakar’ın köyün dışındaki evi civarında kamyonu durdurdu. Talip Yeşil o anları da şöyle anlatıyor.

“Yeğenlerimle konuştum olay şöyle gelişiyor. Seyithan durduruyor kamyonu evinin yanında, ‘Kimsin, necisin niye bu kadar dolanıyorsun buralarda’ diye sorunca kamyondakiler yollarını kaybettiklerini söylüyorlar. Seyithan’da ‘Sabah kayboldun bir de şimdi mi kayboldun’ diye sorunca kamyondan kaleşnikofu çıkarıp tehdit ve küfür ediyor. Seyithan sinirli bir insandı. Ailesinin yanında hakarete uğrayınca gücüne gidiyor. Kamyoncu devam edince bu da arabasına atlayıp yakınlarıyla birlikte yola çıkıyor. Telefon trafiği oluyor sonra birkaç araba daha onlara katılarak kamyonun peşine düşüyorlar.”


Talip Yeşil kamyondakilerin kim olduğunun takip edenler tarafından kesinlikle bilinmediğini söylüyor.

‘Kim olduklarını bilmiyorduk’

PKK’nın açıklamasında kamyondakilerin kimliklerini açıkladıklarını iddia etse de Talip Yeşil  olayın öyle olmadığını söylüyorlar;

“Kamyondakilerin kim olduklarını bilmiyorlar. Eğer örgüt mensupları oldukları bilinse kimse peşlerinden gitmezdi. Örgüt mensubu kamyondaysa herkes bilir ki o kamyonda patlayıcı var. Kim bile bile gider. Bunlar peşine takılıyor. Dürümlü köyüne geldiklerinde Seyithan pikabıyla kamyonun yakınlarında. Kamyondakiler inip köyün içinden sağ taraftaki tepenin üzerine çıkıyorlar. Ateş etmeye başlıyorlar. Seyithan kamyonun yan tarafına korunmak için geçiyor. Köylülerin anlattıklarına göre kamyondan önce havai fişek gibi ateşler çıkıyor ardından patlıyor. Kamyon ve Seyithan’ın arabası buhara dönüşüyor. Dürümlü’dekiler de akrabalarımız. Hatta köylülerden bazıları daha gerideki araçlara yardım etmek için koştuklarında, tepenin üzerindeki örgüt mensupları onalrı keleşlerle taramaya devam ediyor. Yani kamyonla havaya uçmuş değiller örgüt mensupları.”


Dürümlü Küme Evleri'nde patlamanın ardından evler onarılıyor

‘Patlatmayabilirlerdi’

Talip Yeşil’i en çok düşündüren ve ‘Uykularımı kaçırıyor’ dediği şey ise kamyonun istense patlatılmayabileceğı. Yeşil’e göre o kadar insan ölmeyebilirdi;

“Diyorlar ki kamyon kendiliğinden patladı. Eğer öyleyse içindeki örgüt mensuplarının da ölmesi gerekiyordu. Öyle olmadığını biliyoruz. Bilerek patlattılar ve kamyondan uzak bir noktadaydılar. Üstelik patlamanın ardından ateş etmeye de devam ettiler. Biz yerel işbirlikçi değiliz, örgüte yakın insanlar da değiliz. Kendi halimizde insanlarız ve bir felâket yaşamışız. Ne uyku uyudum ne bir lokma bir şey yiyebildim olaydan bu yana. O bombayı isteseler patlatmayabilirlerdi, ‘sivillerin içinde can kaybı çok olur’ diye düşünüp bırakıp çekip gidebilirlerdi. Ama yapmadılar, onlar patlatmayı tercih ettiler.”


Açılan çukurun bir bölümü kapatıldı. Askerler araziyi tarıyorlar.

Çukur kısmen kapatıldı


Bombanın yakınında patladığı Dürümlü köyünde açılan çukur araçların geçişine izin verilecek ölçüde kapatıldı. Olay bölgesinde askerlerin arazi aramaları ise devam ediyor. Jandarmaya bağlı ekipler çevredeki tarlalarda arama tarama faliyeti yürütüyor. Köyde hasar gören evlerde ise onarım çalışmaları başladı. İki köyde de İstanbul Adli Tıp Kurumu’na poşetler içerisinde giden doku parçaları yardımıyla DNA ile kimlik tespitine çalışılıyor. Tanışık köyünde ise yas evinde taziye devam ediyor. (Al Jazeera)