1
Şanlıurfa'da çiftçilik yapan Ümit Karakeçili bundan 26 yıl önce İsveç'e yerleşti. Türkiye ile bağını hiçbir zaman koparmayan 4 çocuk babası 54 yaşındaki Karakeçili'ye 2009 yılında böbrek yetmezliği teşhisi konuldu. İsveç'te diyaliz tedavisine başlayan Karakeçili'ye boyun damarı içinden kalbe uzanan katater takıldı. Diyaliz tedavisinin ardından çıkarılmak istenen katater kırılınca bir kısmı boyunda kaldı. 2013 yılında İsviçre'de kadavradan böbrek nakli olan adamın durumu katater nedeniyle gün geçtikçe ciddileşti. Karakeçili'nin damarındaki katater enfeksiyona neden olduğu için ağır ilaçlar kullanmak zorunda kaldı. İsveç'teki doktorların ameliyatın riskli olduğunu söylemesi üzerine Karakeçili geçtiğimiz yıl Türkiye'ye geldi.
BİR AYLIK TEDAVİNİN ARDINDAN NAKİL YAPILDI
Katater, 8,5 yılın ardından Medicana Bahçelievler Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahı Prof. Dr. Süleyman Özkan tarafından yapılan başarılı bir operasyonla çıkarıldı. Kataterin neden olduğu enfeksiyonlar ve T Hücre pozitifliği (vücudun organı kabul etmemesi) nedeniyle böbrekleri tekrar iflas eden Karakeçili'ye bu kez İsveç'te ikinci bir nakil şansı olmadığı söylendi. Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Murat Tuncer ve ekibi tarafından muayene edilen Karakeçili, bir aylık bir tedavinin ardından Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Hasan Taşçı ve ekibi tarafından gerçekleştirilen çapraz nakille sağlığına kavuştu.
BÖBREK KARDEŞLİĞİ HAYATIMI KURTARDI
Katater nedeniyle vücudunun enfeksiyon kaptığını söyleyen Karakeçili yaşadığı zor günleri şöyle anlattı:
"Böbreğim İsveç'te yapılan nakilden 3 yıl sonra yine iflas etti. Aynı zamanda vücudumdaki katater de enfeksiyon yaptı. Vücudum şişiyor, ateşim çıkıyor, titreme oluyordu. İsveç'te, 'bunu (katater) çıkaramıyoruz, hayatın için risk' dediler. Bunu İsveç'in en büyük iki üniversite hastanesi söyledi. 2017'de Süleyman Hoca tarafından yapılan ameliyat ile katater çıkartıldı. Katater çıkınca ikinci nakil yolum açıldı. Vücudum enfeksiyon kaptığı ve bağışıklığım zayıfladığı için bir ay tedavi gördüm. Ardından Eskişehir'de yaşayan bir aileden yapılan çapraz nakille sağlığıma kavuştum. Aile ile halen görüşüyorum. Böbrek kardeşliği çok güzel bir şey. Artık kendimi çok huzurlu ve mutlu hissediyorum."
"BENİ TÜRK HEKİMLERİNE EMANET EDİN"
Yıllarca süren mücadelede hep eşinin yanında olan Süheyla Karakeçili (46), Mustafa Kemal Atatürk'ün 'Beni Türk hekimlerine emanet edin' sözünü hatırlatarak, "Haftanın 3 günü diyaliz oluyordu. Eşim psikolojik olarak da bu durumdan çok etkilendi. Ameliyattan sonra yeniden doğmuş gibi olduk. Atatürk'ün, 'Beni Türk hekimlerine emanet edin' sözü çok doğru. İsveçli hekimlerin dediğini Türkiye'de çürüttük. Doktorların başarısı sayesinde eşim tekrardan hayata tutundu" diye konuştu.
VÜCUT NEDEN BÖBREĞİ KABUL ETMEDİ?
Organ Nakli Bölüm Başkanı Prof. Dr. Murat Tuncer, hastanın vücudunun böbreği reddetme nedenini şu sözlerle açıkladı:
"Uzun yıllar hasta olması nedeniyle Ümit Bey'in vücudunda neredeyse açık damar kalmamıştı, bütün damarları tıkalıydı. Hastanın, tıp dilinde 'T Hücre Pozitifliği ve PRA Pozitifliği' vardı. Bu rahatsızlık sebebiyle vücudu böbreği kabul etmiyordu. Vücudun bağışıklık hücreleri organı düşman olarak tanıyordu. Bir ay süreyle özel bir tedavi uyguladık. T Hücre Pozitifliği negatifleşti ve hastamız nakil olabildi. Birtakım yeni yöntemlerle bu hastaların hepsine nakil yapmak mümkün. İsveç'te kullanamadıkları yöntemleri biz Türkiye'de kullandık."
"HASTALARA KAPIMIZ SONUNA KADAR AÇIK"
Operasyonu gerçekleştiren ekipte yer alan Op. Dr. Sarper Işıksel "Ümit Bey ümitsiz bir vakaydı. Diyaliz yapılacak son damarı da tüketilmişti. Hayatının sonu gibi görünüyordu. Bu aşamada böyle bir nakli planlayıp organize ederek başarmak ümitsiz hastalara bir ümit olacaktır" dedi. Bizim kapımız sonuna kadar hastalara açık diyen Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Hüseyin Kadıoğlu, "Alıcı ile verici arasında bir uygunluk bulunabilirse her iki hastaya da danışılarak nakil yapılıyor. Hastalar organ nakli merkezlerine başvurdukları zaman bizim kapımız onlara sonuna kadar açık" ifadelerini kullandı.
(DHA)