Abdullah Çakır, “Sabah erkenden kahvaltı yapmak için gittiğimde çay içtim. Üçüncü çayımdan sonra gelen bir şey vardı. Çayı tam karıştırırken içinde tükürük olduğunu fark ettim. Değiştirir misin diye rica ettim. Değiştirdikten sonra öbür arkadaşlara anlattım. Sonra arkadaşlar kamera kayıtlarını açıp baktılar. Bariz şekilde bardağı tutup tükürüyor ve içindeki  kaşığa dahi tükürüyor. Karıştırıp bana getiriyor. Sürekli takıldığımız yer olduğu için ondan bir gıcıklık, bir karizma desen, bir şey var. Ondan böyle yaptığını düşünüyorum. Kahvaltımı yaptıktan sonra zaten bir şey olmamış gibi çıktım gittim ve ona ters tepki de vermedim. Ben ve diğer arkadaşlar şoka girdik. Böyle bir şeyi ne için yaptı? Neden yaptı? Benim yaşıtım olan biri olsaydı bir şey diyebilirdim. Ama babamın yaşında olan bir insandı. Hiçbir şey diyemedik, gereken neyse onu yapmaya çalışıyoruz. Sonuna kadar şikayetçiyim. Çay içmiyorum artık. Çarşıda hiç içmiyorum. İnsanın artık midesi kaldırmıyor bazı şeyleri. Onun için o günden beri pek çay içtiğim yok“ diye konuştu.

(İHA)