Evin çocuğu kıskandı, 'Cıvık' tekrar üniversiteye götürüldü

Avcılar'da sokakta bulununca İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa (IÜC) Veteriner Meslek Yüksek Okulu’na getirilen sahipsiz sıpayı bakımı için evine götüren öğretim görevlisi İbrahim Kurban, 2 yaşındaki oğlunun sıpayı kıskanması üzerine onu yeniden üniversiteye götürmek zorunda kaldı.

Bu ay başlarında Firuzköy Mahallesi’nde yeni doğmuş sıpayı gören bir hayvansever, sahibini bulamayınca bakımının yapılabilmesi için sıpayı İÜC Kampusü’ne götürerek, Veterinerlik Meslek Yüksekokulu’ndaki öğretim görevlilerine teslim etmişti. Atçılık konusunda uzman İÜC Veterinerlik Meslek Yüksek Okulu Öğretim görevlisi  İbrahim Kurban, en fazla iki günlük olduğunu tespit ettiği sıpanın sindirim sistemindeki kabızlık sorununu giderdikten sonra onu beslemeye başlamıştı. Kurban, hafta sonu ve bayram tatilinin gelmesi üzerine, ‘Cıvık’ adını verdiği sıpanın tedavi ve bakımının aksamaması amacıyla onu Avcılar'daki evine götürdü. Veteriner Hekim Kevser Kurban, eşinin getirdiği sıpaya oturdukları apartmanın birinci katındaki evlerinde özel bir yer yaptırdı. Üniversiteden sonra kısa sürede evin de maskotu olan 'Cıvık'ın etrafı kirletebileceğini göz önüne alan Kurban çifti onun altına da bez bağladı, ayaklarına da çorap geçirdi.  'Cıvık'ın eve getirilmesine en fazla sevinen İbrahim Kurban'ın 2 yaşındaki oğlu Yusuf Agâh oldu. Yusuf Agâh, yatağına yatırılan sıpanın yanında resim yapmaya çalışırken uyanık olduğu zamanlarda birlikte koşturdu. 

Kurban çifti, tek çocuklarının ‘Cıvık’ı  kıskanması üzerine evlerinde 5 gün baktıkları, sindirim sorunu çözülen, süt yerine ot yemeye başlayan, 'Cıvık'ı üniversitedeki ahırlardan birine götürmeye karar verdi. İbrahim Kurban, aldıkları bu karar üzerine ‘Evdeki soğuk savaşın’ ortadan kalktığını söyledi.

EVİN OĞLU KISKANDI

İbrahim Kurban, çocuğunun yaşadıklarıyla ilgili olarak şunları söyledi:

"Cıvık, 5 gün bizimle beraber kaldı. Bilhassa benimle beraber kalıyordu. Bunu da çocuk (Oğlu Yusuf Agah) ister istemez fark ediyordu, anlıyordu. Bir şeylerin ters gittiğini, sürekli ilgi bekliyor, sürekli ağlıyordu. Cıvık yanıma geldiğinde o da hemen yanıma gelmeye çalışıyordu. Cıvık’ın oturduğu yerlere geçip oturmaya çalışıyordu. Bunun (Cıvık’ın) bir alanı vardı. O alana girmeye çalışıyordu. Tabii Cıvık buraya (üniversiteye) gelince o da rahatlamaya başladı. Cıvık da burada rahatladı. Daha özgürce koşabiliyor. Evde çünkü ayakları kayıyordu. Ayakları kaymasın diye ayaklarına Agâh’ın çoraplarından giydirmiştik. Her ne kadar onlarla biraz rahat etse de buradaki, topraktaki gibi rahat hareket edemiyordu. Tabii soğuk savaşlar bitti. Evde artık çocuk benim yüzüme de bakmıyor. Annesiyle. Cıvık varken benim yanıma gelmek istiyordu, şimdi yanıma gelmek istemiyor.” dedi.

Oğlu Yusuf Agâh’ın hala kendisine evde soğuk davrandığını anlatan İbrahim Kurban, ‘Cıvık’ı üniversitede çocukların terapisinde kullanılmak üzere bir çiftlikten bağışlanan ‘Üzüm' ismini verdikleri Pony’ cinsi 8 aylık at ile aynı ahırın bir bölümünü paylaşmaya başladıklarını söyledi. Kurban, "Cıvık, burada 'Üzüm' ile birlikte kalacak. Ot ile beslenmeyi, evin içerisinde kayma yerine toprak ile temas etmeyi öğrenecek. Cıvık, artık saat başı değil. 4-5 saatlik zaman dilimlerinde ot yanı sıra süt tozu ile hazırlanan maması ile beslenebiliyor. Kendi kendisine su içebiliyor" dedi.