Dilay Gül'ün ölümüyle ilgili davada çarpıcı ifadeler

Abant İzzet Baysal Üniversitesi öğrencisi Dilay Gül'ü öldüren okul arkadaşı Uğur Aydemir'in yargılandığı dava başladı.

1

Bolu'nun Gerede İlçesi'nde üniversite öğrencisi 21 yaşındaki Dilay Gül'ü bıçaklayarak öldüren okul arkadaşı Uğur Aydemir'in yargılanmasına başlandı. 

Sanığın, Metris Bakırköy 2 Nolu T Tipi Ceza İnfaz Kurumu'nda gözlem altında tutulması nedeniyle katılmadığı duruşmada Dilay Gül'ün annesi Tülay Tuncel, "Bana sürekli birisinin onu takip ettiğini, taciz ettiğini söylüyordu. 'Kızım bırak okulu' dedim. 'Anne ben okumak istiyorum. Bu şansımı elimden alma' dedi. Ben de kıyamadım. Nereden bileyim böyle olacağını?" dedi.

Olay, geçen yıl 13 Ekim akşamı saat 22.30 sıralarında meydana geldi. Abant İzzet Baysal Üniversitesi Gerede Meslek Yüksekokulu Kimya Bölümü 1'inci sınıf öğrencisi Dilay Gül, akşam okul çıkışı yurda giderken, iddiaya göre yanına gelip arkadaşlık teklif eden ve reddedilen okul arkadaşı Uğur Aydemir tarafından bıçaklanarak öldürüldü. Olayın ardından tutuklanan Uğur Aydemir'in, 'tasarlayarak öldürme, canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme' suçlarından ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istemiyle yargılanmasına başlandı.

SANIK KATILMADI

Bolu Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, Abant İzzet Baysal Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Adli Tıp Kliniği'nce cezai ehliyeti olmadığı yönünde rapor verilen sanık Uğur Aydemir, Metris Bakırköy 2 Nolu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda gözlem altında tutulması nedeniyle katılmadı. Duruşmada, Dilay Gül'ün Bursa'nın Gemlik İlçesi'nde oturan annesi Tülay Tuncel, anneannesi, dayısı, teyzesi ile birlikte CHP Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu, CHP İstanbul Milletvekili Onursal Adıgüzel, CHP Gemlik Gençlik Kolları üyeleri, üniversite öğrencileri ve Kadın Cinayetlerini Durduracağız Derneği üyeleri katıldı.

ANNE: PLANLI BİR CİNAYET OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM

Tülay Tuncel, sanıktan şikayetçi olduğunu söyleyerek, "Okula başlayalı 2 hafta olmuştu. Her şey 2 hafta içinde oldu. Bana sürekli birisinin onu takip ettiğini, taciz ettiğini söylüyordu. 'Kızım eve gel, bırak okulu' dedim. 'Anne ben okumak istiyorum. Bu şansımı elimden alma' dedi. Ben de kıyamadım. Nereden bileyim böyle olacağını? Kızım ders saatlerinin değiştirilmesini istemiş. Değişikliği bütün öğrencilerin kabul etmesi gerekiyormuş. Sadece sanık kabul etmemiş. Ben sanığın bunu planlayarak yaptığına inanıyorum. Ben adaletin yerini bulmasını istiyorum. Okul yolunda ışıklandırma yoktu, kamera yoktu. Bu cani onu günlerce, 2 hafta boyunca izlemiş, takip etmiş. Planlı bir cinayet olduğunu düşünüyorum. Ben kızımın katilinin akıl hastası olduğuna asla inanmıyorum. Hastalığının arkasına sığınıyor. Gerçeklerin ortaya çıkmasını istiyorum" dedi.

'ÜNİVERSİTE RAPORU YETERSİZ'

Tuncel'in avukatlarından Rukiye Leyla Süren de cinayetin göz göre göre geldiğini savunarak, "Maktül, sanığın hareketlerinden böyle bir olayın gerçekleşebileceğini hissetmiş ve derslerin geceden gündüze alınmasını öğretmeninden talep etmiştir. Söz sonusu ders saati değişikliğine karşı çıkan tek kişi sanıktır. Bu dahi niyetini ortaya koymaktadır. Sanık hakkında akıl hastası olduğuna dair düzenlenen üniversite raporu tıbbi ve hukuki verileri içermeyen yetersiz niteliktedir. Bu nedenle Adli Tıp Kurumu İhtisas Kurulu'nda asıl raporun beklenmesini talep ediyoruz" dedi.

İDARENİN SARUMLULUĞU

Avukat Ferit Atalay da sanığın cezai ehliyeti olmadığı yönünde rapor gelmesi durumunda cinayetin işlendiği okul yolunda ışıklandırma ve kamera bulunmaması nedeniyle idarenin, üniversitenin sorumlu olacağını dikkat çekti.

BAKANLIK DAVAYA KATILDI
Mahkeme heyeti, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nı temsilen avukat Sevilay Canpolat'ın davaya katılma talebini kabul ederken Kadın Cinayetlerini Durduracağız Derneği'nin katılma talebini reddetti. Üniversite raporunda 'psikotik bozukluk' (paranoid psikoz) adı verilen psikiyatrik hastası olduğu belirtilen ve cezai ehliyetinin olup olmadığının belirlenmesi için 13 Temmuz'da Adli Tıp Kurumu İhtisas Kurulu'na sevk edilecek olan sanığın tutukluluk durumunun 2 ve 28 Haziran tarihlerinde değelendirilmesine karar verilerek duruşma 14 Temmuz'a ertelendi.

ADLİYE ÖNÜNDE PROTESTO
Aynı zamanda CHP Gemlik Gençlik Kolları üyesi olan Dilay Gül'ün öldürülmesi, duruşma sonunda adliye önünde protesto edildi. CHP Gemlik Gençlik Kolları üyeleri, Abant İzzet Baysal Üniveristesi öğrencileri ve Kadın Cinayetlerini Durduracağız Derneği üyeleri, 'Kadın cinayetlerinde indirimler uygulanmasın' pankartı açıp sloganlarla tepkilerini gösterdi. Gruba, CHP Milletvekilleri Nurhayat Altacı Kayışoğlu, Onursal Adıgüzel de destek verdi.

Dilay Gül'ün annesi Tülay Tuncel, "Katiller ait olduğu yerde olsun, dışarıda dolaşmasın. Benim gibi başka annelerin de ciğeri yanmasın" dedi. Avukat Rukiye Leyla Süren de "Dilay Gül’ün ölümü gerçekten adım adım gelen bir ölüm. Özgecan Arslan’ın ölümünden sonra ülkemizde, 'Artık bu bir milat olacak ve biz bundan sonra gereken tedbirleri alacağız' denilen sistemde Türkiye’nin her yerindeki kadınların yaşama, eğitim alma ve gerekirse gece sokağa çıkma hakkını yeterince düşünmediğimiz için ve kendimizi sorgulamadığımız için bu ölüm adım adım gelmiştir. Bir orman yolunda değil, üniversitenin 50 metre önünde öldürüldü arkadaşımız. Dilay orada öldürüldükten sonra diğer öğrenci arkadaşlarımız aileleri tarafından okuldan alınmıştır. Bu nedenle biz burada cinayetin sorumlularının cezalandırılması, akıl hastalığı bulunması gibi bir mazeretin arkasına sığınılmaması için mücadele veriyoruz" dedi. Milletvekili Kayışoğlu ise "Caydırıcılık konusunda yasal düzenlemeler yapılması gerekiyor" dedi. Açıklamaların ardından kalabalık sloganlar atarak dağıldı.