Çilem Doğan: Öldürdüğüm adam için mevlüt okuttum

Kocasını öldürdüğü gerekçesiyle 15 yıl ceza alan, karar temyiz edildikten ve itirazlardan sonra hakkında kefaletle serbest bırakılma kararı verilen, özgürlüğüne ve kızı Mira’ya kavuşan Çilem Doğan, Star’a konuştu...

1

Cezaevindeki 348 günün öyküsünü yaşadıklarını ve yaşayacaklarını anlattı. Aylarca şiddet gören ve son olarak fuhuşa zorlandığı için kocasını öldüren Çilem Doğan yaşadıklarını anlatırken sık sık gözyaşlarına boğuldu.

 İşte o röportaj

 
İlk günler nasıl geçti? 
İlk günler zordu tabii. Bir yandan daha güvende hissederken bir yandan da korkularım vardı. Ama tamamen psikolojikti. Kocamı hep arkamda görürdüm. Hep öyle hissederdim. Öldüğüne, öldürdüğüme bir türlü inanamadım. Her an karşıma çıkacak ve bana şiddet uygulayacak gibiydi. Bu yüzden sağlığım bozuldu. Psikolojik tedavi gördüm,4.5 ay sürdü. Ağır depresan ilaçlar kullandım. Kurtulamayacağımı sandım ölmeyi, kendimi öldürmeyi çok düşündüm. Ancak aklıma hep kızım geldi. Ona bu kötülüğü yapamazdım. Yaşamam gerekiyordu. O’nun için yaşamalıydım. Zihnimi, beynimi yıkadım. Çocuğum için ayağa kalktım. 
 
Hiç rüyanızda eşinizi gördünüz mü?
Çok gördüm. Rüyalarımdan hiç çıkmadı. Çok az uyurdum ama her uyuduğumda ya onu ya öldürdüğüm o anı ya da şiddet günlerimi görür, tekrar tekrar yaşardım. Hiç unutmuyorum cezaevine girdikten sonra ikinci gün rüyama geldi. Bana “İyi ki sen buraya gelmedin. Burası çok kötü. Çok karanlık ve çok sıcak. İyi ki sen burada değilsin. Bana gelirken temiz kıyafetler getir” dedi. Çığlık atarak kan ter içinde uyandım. Çok korktum. Sonra bu rüyayı birkaç defa daha gördüm. Cezaevi imamına sordum. Bana kocamın kabir azabı çektiğini söyledi. Hayır yapmamı önerdi ben de yaptım.
 
Cezaevi günleri nasıldı? Pişman mısınız? 
Cezaevi hayatım iki bölümden oluşuyor. Psikolojik tedavi gördüğüm ilk 4,5 ay ve sonraki aylar. Zaman zaman ‘pişman mıyım’ diye çok düşündüm. Ama hayır vicdanım rahattı. Yapmam gerekiyordu ve yaptım. Ben onu öldürmesem o beni öldürecekti. Bir tercih yaptım ve öldürdüm. 2,5 yıllık kabus son buldu. Severek evlendiğim adamı öldürdüm. Çocuğumun babasıydı. Unutamadım. Hatta öldürdüğüm adama cezaevinde mevlüt okuttum. Günlerce dua ettim. İyi bir eş olsaydı bunlar olmazdı. Ne o ölürdü ne de ben cezaevine girerdim. Ben her gün ölüyordum. O bir kez öldü! Yapmam gerekiyordu yaptım yani mecburiyetten....
 
Cezaevinde bir lakabın var mıydı?
Çok çile çektiğim için arkadaşlarım adımı söylemediler. Çilem ismini kullanmadılar. Yaşlılar ‘sarı kanaryam’, genç arkadaşlar ‘sarı papatya’ derdi. Beni öyle çağırırlardı. Benim de çok hoşuma giderdi.

En çok ne aklınızdan çıkmıyor? 
Silah sesi kulağımdan hiç gitmedi. Hep çınladı. Hayatımın dönüm noktası olan o silahın sesi. Cezaevindeyken rahat uyuyamazdım. Çünkü gözlerimi kapattığım an o anı görürdüm. Kocamı öldürdüğüm anı. Bu yüzden kolay kolay uyumazdım. Gözlerimi kapatmazdım. Uyuduğum zamanlarda gözlerim açık uyurdum. Hatta arkadaşlarım beni cezaevi yönetimine ve doktorlara şikayet etti. “Çilem hiç uyumuyor, korkuyoruz” diye... O derece düşünün artık. Ya öldürdüğüm o anları görürdüm ya da dayak yediğim o kabus günleri.... Hemen hemen her gözümü kapattığımda görürdüm...
 
Evde ilk gece nasıl geçti? 
Cezaevinden çıktıktan sonra kızıma kavuşmanın mutluluğunu yaşadım. Saatlerce sarıldım, öptüm ve kokladım. İlk gece birlikte yattık. Sabaha kadar sarıldım. Onu izledim. Çok özlemişim. Cezaevinde günlerce kızımın hayalini kurdum. Beni ayakta tutan tek şey oydu. Onun için sabrettim. Özgürlüğüme ve kızıma kavuşacağım günün hayaliyle günlerimi geçirdim. Ve nihayet hayallerim gerçek oldu.
 
KIZIM BANA ANNE DEMİYOR ÇÜNKÜ..
Mira’nın sizi görünce tepkisi ne oldu? 
Kızım çok küçük ama bazı şeylerden çok etkilenmiş. Ben yüksek sesle konuşsam ya da yüksek sesle gülsem bile hemen ağlamaya başlıyor. Çünkü babasının beni dövdüğünü düşünüyor. Bu derece o bile etkilenmiş. Ama ben onun bu psikolojiden kurtulmasını sağlayacağım. Kızım bana anne değil  ‘Çilem’ diyor. Çünkü ben cezaevindeyken ailem sürekli ‘Çilem’ demiş. Fotoğraflarımı gösterip ‘Çilem Çilem’ deyince kızım da artık bana ‘Çilem’ diyor. Çok hoşuma gidiyor ama ben anne demesini istiyorum. Ona anne demesini öğreteceğim. Anne diyeceği günü bekleyeceğim.
 
Evlilik teklifleri aldığınız söyleniyor 
Çok evlilik teklifi aldım. İkinci bir evlilik yapmak istemiyorum.
 
Korkularınız var mı? 
Eşimin ailesi sürekli beni tehdit ediyor. Saldırıya uğramaktan, öldürülmekten korkuyorum. Ama kızım için korkuyorum. Onun bensiz kalmasından endişe ediyorum.
 
Planlarınız neler, çalışmayı düşünüyor musunuz? 
Tahliye olduğumu öğrenince yaşadığım sevinci anlatamam. Dünyalar benim oldu.
Hayatımda yepyeni bir dönem başlıyor. Artık sadece kızım ve ben varız. İkinci bahar diyebiliriz. Hayatımın geri kalanını kızıma adayacağım. Ona hem annelik hem de babalık yapacağım. Ona babasızlığı hissedirmeyeceğim. Kızım için yaşayacağım. Ona iyi ve güzel bir gelecek hazırlamak için mücadele edeceğim. Ailesine ve vatanına hayırlı bir evlat yetiştireceğim. Benim düştüğüm hatalara düşmemesi için savaşacağım. Çalışmak istiyorum, kendi ayaklarım üstümde duracağım. Kızıma iyi bir eğitim vermek için çabalayacağım. İyi bir üniversitede okumasını sağlayacağım. Biraz dinlendikten sonra belki bir iş bulup çalışırım. Ama şu anda bunun için çok erken. Önce kızım ve ailemle hasret gidereceğim. Davayla ilgili Yargıtay’ın kararını bekleyeceğim. İnşallah lehimize sonuçlanır. Ben öyle olacağına inanıyorum.
 
Mira anne karnında şiddeti öğrendi 
Kızı Mira’ya kavuşan Çilem, “Dün hayata iki elle sarılıyorsam bugün Mira için dört elle sarılacağım” diyerek mutluluğunu dile getirdi. Kızına verebileceği çok şey biriktirdiğini söyleyen Çilem,  “Biz Mira ile çok zor günler yaşadık. Mira anne karnındayken de doğduktan sonra da şiddetin her şeyini hissetti. Ben nasıl iliklerime kadar hissettiysem o da hissetti. Mira çok güçlü bir annenin kızı. Ona verebileceğim çok şey var” şeklinde konuştu. “Duruşma salonları, fabrikalar, sokaklar, caddelerde omuz omuza mücadeleye devam edeceğiz” diyen Çilem, “Başından beri en çok kadınlar bu davayı takip etti. Bunun tahliye edilmemde etkili olduğunu hissettim. Hiçbir şikayetim olmasaydı da kadınlarım bana destek olacağına inanıyordum” dedi.
 
Bir katille uyuyordum 
Kendisini  ‘Katil miyim?’ diye hiç sorgulamadığını söyleyen Çilem, “Hiçbir zaman yoklamadım ben katil miyim diye, çünkü ben her gün ölüyordum. Çünkü ben katil değilim. Çünkü ben her gün katilin koynunda uyuyordum” ifadesini kullandı.
 
Eve habersiz geldiler kapımızın önünden bile geçemezler 
Tartışmalara neden olan ziyaretle ilgili olarak Çilem Doğan Yüksekdağ’ın geleceğinden haberi olmadığını ifade ederek, “Benim ve ailemin siyasetle ilgimiz yok. Bunun magazin köşesi olarak kullanılması beni çok huzursuz etti. Evimize tanıdık tanımadık onlarca kişi geldi. Onlar haberimiz olmadan gelmişler.  Ziyarete gelen onlarca kişiden biriydi. Beni siyasi amaçla kullanmaları hoşumuza gitmedi. Çok üzüldüm. Bilseydim o fotoğrafı vermezdim. Bizim terör örgütleriyle bağını koparmayan kişilerle işimiz olmaz. Siyasi malzeme yaptılar. Mücadeleme zarar verdiler. Bundan sonra onlar kapımızın önünden bile geçemezler” dedi.
 
Mücadelem kızım için 
Kızına kavuşmanın sevinicini yaşadığını belirten 24 yaşındaki Çilem Karabulut,  “Tüm mücadelem kızımın gülüşü için. Mücadelemiz devam edecek. Kadınlarımız için mücadele edeceğiz. Biz, yine kirpiğimiz yere düşmesin diye mücadele edeceğiz. Tekrardan ‘Kadınlar ölmesin’ diyeceğiz” dedi. Dışarıda kendisine verilen desteğin kendisini güçlü kıldığını söyleyen Çilem, aldığı 15 yıl cezanın kendisine değil tüm kadınlara verildiğini dile getirdi. Ceza almasına yönelik tepkileri ve imza kampanyasını cezaevinden takip ettiğini söyleyen Çilem, ceza almasına üzülmediğini belirterek “Benim için daha çok çığlıkların yükseldiğini hissettim. Benim davam meşru müdafaanın kesin olduğu bir dava. Yargıtay’dan beraat edeceğimi biliyorum” dedi.