Ürdün'de bulunan yaklaşık bin 300 yıllık taşın, üst kısmındaki boynuz benzeri iki çıkıntı nedeniyle “kale” olduğu düşünülüyor. Çünkü bu taş, bölgedeki diğer alanlarda bulunan ve satrançtaki “kale”yi temsil eden diğer taşlara benziyor. Ancak Kanada'daki Victoria Üniversitesi'nden Arkeolog John Oleson’a göre bu diğer taşlar, en az bir yüzyıl sonrasına tarihleniyor.
Science Alert’te yer alan haberde oymaya dair analizlerini 21 Kasım'da Amerikan Doğu Araştırmaları Okulları’nın yıllık toplantısında sunan Oleson’n görüşlerine yer verildi. Oleson, “Dikdörtgen ve yayvan şekliyle üst kısmındaki boynuz benzeri çıkıntıları Nebati sunaklarını çağrıştırsa da İslamiyet’İn erken dönemlerinde kullanıan satranç taşlarıyla paralellikleri çok daha ikna edici” diye konuştu.
Satrançtan daha basit masa oyunlarının, Avrasya'da yaklaşık 4 bin yıl öncesine dayandığını belirten Oleson’a göre günümüze ulaşan yazılı kayıtlar, satrancın Hindistan’da en az bin 400 yıl önce ortaya çıktığını gösteriyor. Oyunun tüccarlar ve diplomatlar aracılığıyla Batı’ya taşındığı düşünülüyor.
ScienceNews’te yer alan haberde bir zamanlar büyük ticaret yoluda yer alan Humayma'daki kazıda bulunan taşın, 680 ila 749’a tarihlendiği belirtildi.
“Satranç, erken İslam dünyasında çok popülerdi” diyen Oleson, oyunun farklı kesimlerden insanları bir araya getirdiğini ifade etti. Oleson’a göre İslami metinler, o dönemde Hristyan ve Müslümanlar, fakirler ve zenginler arasında satranç maçları yapıldığını gösteriyor.
Independent Türkçe