Abdullah Avcı, ekibinde maç ve performans analisti olarak görev yapan Caner Erol ve fiziksel performans antrenörü Özerk Tufan ile birlikte üniversite öğrencileriyle buluştu. İstanbul Bilgi Üniversitesi Spor Bilimleri Yüksekokulu'nun düzenlediği, Rezzan Yetiş'in moderatörlüğünde gerçekleştirilen oturumda, Avcı, Kovid-19 salgını sonrası dünya futbolunun sportif, sosyal ve finansal olarak nasıl değişeceğini anlattı. Panel, 100'ün üzerinde katılımcı ile gerçekleştirildi. Abdullah Avcı ve ekibi, Almanya Bundesliga'da salgın öncesi ve sonrasında değişen istatistikler, hücum yapıları, oyuncu performansları üzerinden, kısa ve uzun vadede futbolda nelerin değişmesini öngördüklerini paylaştı.
BORUSSIA DORTMUND ÖRNEĞİ
Borussia Dortmund'un performansına dikkat çeken Avcı, "Borussia Dortmund her ne kadar taraftarı ile güçlü bir takım olarak algılansa da salgın nedeniyle taraftarsız sahaya çıktığında, bir antrenör takımı olduğunu ve başarısının arkasında aslında güçlü bir oyun planı olduğunu kanıtladı. Lucien Favre'ın planlanmış hücum organizasyonları, rakip savunmanın zaafları üzerine odaklanması ve final paslarının hedefe yönelik olmasına verdiği önem, bu dönemde daha da belirginleşti. Bu durum, Dortmund gibi oyun planı olan ve disiplinli bir şekilde bu plana sadık kalmayı başaran takımların koşullar ne olursa olsun yollarına devam edebileceklerini gösterdi" dedi. Deneyimli teknik adam, "Bundesliga'daki maçlar; taktiksel disipline sadık kalan takımların performansının, salgın sürecinde evde antrenman yapmak zorunda kalan oyuncularının fiziksel performansındaki düşüşlerden fazla etkilenmeyeceğini gösterdi. Takımların katedilen mesafe ve yüksek hızlı koşularda düşüşleri olsa da, antrenörlerin doğru oyun planı ile oyuncuların enerjilerini verimli kullanmalarını sağladığına tanıklık ettik" ifadelerini kullandı.
TEKNOLOJİNİN ÖNEMİ
Teknolojinin spordaki ağırlığına dikkat çeken 56 yaşındaki teknik adam, "Avrupa'da birçok kulüp teknolojik altyapılarını güçlendirerek düzenledikleri günlük organizasyonlar ile ligler devam ediyormuş gibi mental ve fiziksel olarak sporcularını güçlü tutmayı başardılar. Bu süreçte teknolojiyi çok daha fazla kullanmaya başlayan kulüplerin, ilerleyen dönemde de farklı teknolojileri sakatlıkları önlemek kullanılacağını öngörmekteyiz. Oyuncu sağlığı ve sakatlanmaları engellemek üzerine ülkemizde en fazla çalışma yapan teknik ekip olarak, biz de bu alandaki gelişmeleri yakından takip ediyoruz" dedi.
'TAKTİKSEL PLANI GÜÇLÜ OLAN ÖNE ÇIKACAK'
Yarın yeniden başlayacak Süper Lig için ise Avcı, şunları kaydetti:
"Süper Lig'de takımların hücum ve savunmalarının içgüdüsel olması ve taktikten çok oyuncu performansına bağlı olması nedeniyle, takımlar taraftarsız sahaya çıktıklarında Bundesliga'ya kıyasla daha fazla etkilenecektir. Taraftar coşkusu ile hareket eden takımlara kıyasla, taktiksel planları güçlü olan takımların ön plana çıkacağı bir süreç gözlemleyebiliriz."
Koronavirüs salgın sürecinin kulüplerin ekonomik yapısına etkilerine de değinen Abdullah Avcı, "Kulüpler yayın gelirleri, maç günü gelirleri gibi ticari gelirlerde çok büyük kayıplar yaşayacaklar. Bu durumda en acil yapılması gereken şey, kulüplerin daha profesyonel yönetilmesi ve ekonomik dengelerinin gözetilmesi, uzun vadeli planlamalar yapılmaya başlanması. Transferler deneme yanılma yöntemi yapılmamalı. Kulüpler araştırma, tespit etme, geliştirme, fırsat vermeye değer vermek zorundalar" dedi.
'REKABET İYİDİR'
Avcı, bir anda yerli veya genç oyunculara dönüş yapmanın mümkün olmadığını da belirterek, şunları söyledi:
"Milli takım çıkışlı olan, çok sayıda yerli oyuncunun ve teknik adamın gelişimine katkısı olmuş, yetiştirdiği gençleri dünyanın en büyük kulüplerine izleme mutluluğunu tatmış bir hoca olarak, yasaklar ile bir yere varamayacağımızı söyleyebilirim. İnsana yatırım yapmayı teşvik etmediğimiz sürece kısıtlamalar bizi bir yere taşımaz. Rekabet iyidir, insanların kendisini geliştirmesini sağlar. Rekabeti özgür bırakıp altyapılardaki gençlerimizin donanımlı yetişmesi için çaba göstermek zorundayız. Takımların bir anda yerli veya genç oyunculara dönüş yaşanması futbolun doğasına aykırı. Bu tür süreçler kısa, orta ve uzun vadede planlanır ve yönetilir. Alt yapılardaki futbolcular A takıma yükseldiklerinde, eğer forma giyecekleri kulüpte profesyonellerden oluşan sağlıklı bir organizasyon yapısı ve oynayacakları takımda taktiksel bir sistem yoksa, sadece yeteneği ile kurtarıcı olmasını beklemek çok büyük haksızlık. Fiziksel yeterlilik, psikolojik dayanıklılık, taktiksel bilgi olmadan kurtarıcı olamaz kimse. Bu şekilde harcadığımız, değerini bilemediğimiz, yok olup giden çok sayıda genç sporcu oldu. Bir iki maçta bizi heyecanlandıran genç yeteneklerin neden bir anda yok olup gittiğini sorgularken oyuncu kadar oynadığı takımı da sorgulamak gerekir. Cengiz Ünder, bu saydığım koşulları bir arada bulunduran bir takıma geldikten sonraki 6 ay içinde kendisini o kadar çok geliştirdi ki, Roma'ya transfer olmayı başardı. Çünkü genç oyuncuları takımdaki ağabeyleri değil, profesyoneller ve sistem değerli kılar."