Türkiye için bir rüya, iyi başladı ancak kötü bitti. Kelimenin tam anlamıyla direkten döndü İstanbul... Peki ne oldu da kaybettik? Cevap basit aslında... Hristiyan alemi Müslüman bir ülkeye olimpiyat vermeye hazır değil…
Adres kürsü
Olimpiyatı alamamızdaki bir başka neden de sportif başarılardaki eksikliğimiz… Türkiye, inşaat sektöründe dünyanın iki numası. Yani tesis yapmakta bir sıkıntımız yok. Bunu zaten Akdeniz Oyunları’nda bir mucizeye imza atarak gösterdik…
Dünyaya bakıldığından ekonomisi büyüyen sayılı ülkeler arasındayız… Biz olimpiyat düzenlemek istiyorsak, önce kürsüde yer almak zorundayız. Olimpiyata ev sahipliği yapan ülkenin, başarı skalası da biraz yüksek olmalı.
Madalya sıralamasında kendine yukarılarda yer bulmalı. Maalesef bu noktada ciddi bir eksikliğimiz var. Alt yapının önemini kavradığımız gün bu sorunu da aşmış olacağız.
Kozmopolit yapısıyla IOC, olimpiyatı kıtalara dağıtmayı bir gelenek haline getirdi. Yani neredeyse işi sıraya koymuşlar… 2012, Avrupa’da Londra’nın ev sahipliğinde yapıldı. Ardından 2016, Amerika kıtasında Rio’ya verildi…
Görüldü ki, 2020 Asya’ya verilerek, gelenek bozulmadı. Oysa bunu baştan söyleselerdi… Bu kadar stres yaşamamıza da gerek kalmazdı…
2024 de işte bu noktada fırsat olarak karşımıza çıkıyor. Eğer yetersiz Afrika kıtası yine pas geçilirse, olimpiyatın Avrupa’ya verilmesi kaçınılmaz.
Paris ve Roma’nın da 2024’e aday olacağını biliyoruz. Güney Afrika da bu yarışa girecek… Amerika ise New York ve Chicaco ile başaramadığını, Washinngton kozuyla aşmaya çalışacak…
Düşünürsek, İstanbul için yine zorlu bir süreç başlayacak…