Kaos kapıda

Alpay Köse
alpay.kose@aksam.com.tr

Spor ile ilgili mevzuatımıza göre futbol dışındaki tüm branşlar "Amatör" olarak kabul edilmekte. Futbolun kendi kanunu olduğundan TFF ayrı ama kalan tüm federasyonlar üzerinde aslında Spor Genel Müdürlüğü eli ile Spor Bakanlığı'nın büyük ağırlığı bulunmakta. Nitekim geçen yaz yapılan seçimlerde bu ağırlık kendisini net bir şekilde gösterdi ve seçilenlerin çoğu genel müdürlüğün istediği adaylar oldu.

Aslına bakılırsa ilgili kanun da federasyonların "Bağımsız" oldukları hükmü var. Bu hüküm 2011 yılında anayasa mahkemesinin "Çerçeve Statü" olarak bilinen ve federasyonları kısıtlayan düzenlemeyi iptal etmesi üzerine getirilmiş durumda. Anayasa Mahkemesi bu iptalinde Tahkim Kurulu'nun kararlarının kesinliğini de iptal ettiğinden büyük sıkıntı olmuştu.

Ancak yeni kanun bağımsızlık vermesine rağmen Spor Genel Müdürlüğü çıkardığı bir yönetmelik ile yine federasyonlar üzerindeki etkisini sürdürmeye devam etti. Nitekim bu yönetmelik ile federasyon genel kurul üyelerinin direk %10'unun genel müdürlük görevlileri olması gibi kurallar getirilerek bu etki koyulaştırıldı. Ayrıca başkan adaylarına %15 delegenin imzasını getirmesi talep edilerek başkan adaylığı zorlaştırılma yoluna gidildi.

Ancak bu yönetmeliğe karşı Halk Oyunları Federasyonu'nun bilinen isimlerinden Ömer Işık'ın açtığı iptal davası Danıştay tarafından kabul görerek yine Anayasa Mahkemesi'ne gönderildi.

Bu büyük bir gelişme. Zira Çerçeve Statüyü iptal eden mahkemenin bu yönetmeliğin özellikle seçimle ilgili maddelerini iptal edeceği kesin gibi.

Bu durumda ise yönetmeliğe dayalı olarak yapılan federasyon seçimlerinin tartışmaya açılacağı aşikâr. Yapılan yanlış mevzuat nedeni ile Türk sporu için bir kaos döneminin daha önümüzde olduğunu görmek zor değil.