Burak Yıldırım’ın öldürülmesi
Son 4 günde 3 ülke 4 şehir gezmek zorundaydım. Maçtan günler öncesinde nasıl maça yetişebileceğimin ve yazımı nasıl yazacağımın planlarını yaptım. Ancak 20 yaşındaki Burak Yıldırım’ın sadece üzerindeki formanın renkleri yüzünden bıçaklanarak öldürüldüğünü öğrendikten sonra bende ne maçı izlemeye ne de yazı yazmaya heves kalmadı. Bu sebepten dolayı maç hakkında bugün fazla bir şey yazamayacağım.
Ediz’in ardından İbrahim Yazıcı’da Superlig’i Cennetten Takip Edecek
Bursaspor'un, tarihinin en başarılı başkanı olan İbrahim Yazıcı’nın vefatının ardından siyah forma ile çıktığı ilk lig maçındaki rakibinin sezon başında benzer bir acı yaşamış olan Eskişehirspor olması enteresan bir tesadüf. Sezona Ediz Bahtiyaroğlu’nu kaybederek başlayan Eskişehir camiası bu acının ne demek olduğunu çok iyi biliyordu. O sebepten ötürü Bursasporlu taraftarların 16 dakika süren sessiz saygı duruşuna Eskişehirsporlu taraftarlar da saygı gösterdiler.
Sadece Gol Eksikti
İlk yarı boyunca oyuna hakim olan ve pozisyonlar üreten taraf Anadolu’nun siyah-kırmızı temsilcisi idi. İkinci yarı ise Bursaspor ve Eskişehirspor karşılıklı pozisyonlar bulsalar da sonucu değiştirmeyi başaramadılar ve maçın başlama düdüğü ile bitiş düdüğü arasında geçen zamanda maçı izleyenler iyi futbol izleseler de gol göremediler. Eskişehirspor'un erişmiş olduğu futbol kalitesi özellikle savunma ve forvet hattına yapılacak takviyelerle geleceğe dair süslü hayaller kurmamıza neden olsa da, yöneticilerimizin Alper'i satmak konusundaki istekleri, ve Ersun Yanal ve futbolcuların açıklamadıkları yönetimsel sorunlardan dolayı memnuniyetsiz olmaları karanlık hayaller kurmamıza da sebep oluyor. Umarım olağan genel kurulun ardından güçlü bir yönetim anlayışı çıkar ve tüm hatalarına rağmen Ersun Yanal yönetiminde istikrarlı bir şekilde şampiyonluk yürüyüşümüze önümüzdeki yıllarda devam ederiz.
Efsane olmak için İstanbul’a Transfer olmak Şart Değil
Bir paragrafta Ömer Erdoğan’a açmak isterim. Kendisi Bursaspor forması ile son kez taraftarların önüne çıkarken, efsane olmak için illa İstanbul’a transfer olmak gerekmediğini de herkese göstermiş oldu. gönül isterdi ki Alper’de bundan 15 yıl sonra, şampiyonluk görmüş ve kulübünden hiç ayrılmamış bir kaptan olarak Eskişehir'de son kez taraftarlarının önüne çıksın ve insanlar onu elleri patlayıncaya kadar alkışlasın. Ama maalesef endüstriyel futbol kuralları içerisinde bu tarz hayallere yer yok.
Bu Vebal Hepimizin Boynuna...
Yazımı başladığım gibi bitirmek istiyorum. Burak Yıldırım’ın katili sadece onun gencecik kalbine giren bıçağı tutan eller değildir. Son 30 yıldır futbolumuzun içinde yer alan her futbolcunun, her yöneticinin, her antrenörün, her gazetecinin yani futbolumuzun tüm aktörlerinin bu cinayete yardım ve yataklık ettiğine inanıyorum. Nefretten beslenenler olduğu sürece de bu ve benzer olaylar ortadan kalkmayacaktır. Bu olaylar ortadan kalkmadığı sürece de sahada oynanan oyunun güzelliklerini konuşmak anlamsız olacaktır.