Zelenski ve Putin'e davet! Gelin burada konuşun

Garantör ülkelerden biri Türkiye olabilir. Başkan Erdoğan, Özbekistan'da konuştu, “Döner dönmez Putin ve Zelenski ile görüşüp ‘hedefimiz sizi bir araya getirmek' diyeceğim” dedi. İlk görüşmeyi dün akşam Zelenski ile yaptı.

MUSTAFA KARTOĞLU - HALE KAPLAN

Başkan Recep Tayyip Erdoğan, iki günlük Özbekistan ziyaretinden dönüşte gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevapladı.

PUTİN VE ZELENSKİ'YE DAVET: "Rus ve Ukraynalı heyetlerin İstanbul'da gerçekleştirmiş oldukları görüşmelerin barış sürecine anlamlı bir ivme kazandırdığına inanıyorum. Rusya'nın Kiev ve Çernihiv'deki askeri operasyonlarını kayda değer biçimde azaltma kararı gerçekten önemli bir adımdır. Aynı şekilde devlet başkanlarının bir anlaşma üzerinde mutabık kalındığında bir araya gelebileceklerini açıklamaları da atılan bu adımın ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Bunların hayata geçirilmesini ve savaşın daha fazla ölüme, yıkıma sebep olmadan sona ermesini bekliyoruz. Döner dönmez gerek Sayın Putin'le gerek Sayın Zelenski ile görüşmeler yapma kararlılığım var. Bu görüşmelerde her ikisine 'Artık hedefimiz bir an önce sizi bir araya getirmek' diyeceğiz. Temenni ediyorum ki bir araya getirme noktasında kendilerinden bir tarih kaydını alırız. Bu çerçevede, devlet başkanları düzeyinde yapılacak toplantıya da ev sahipliği yapmaya hazırız."

SICAK BAKIYORUZ: "Ukrayna'nın özellikle NATO üyeliği noktasında çok ısrarlı bir duruşu yok. Aslında Ukrayna'nın Avrupa Birliği konusunda da çok ısrarlı bir davranış içinde olacağına ihtimal vermiyorum. Zira bu süreçte Avrupa Birliği üyesi ülkeler, bir kısmı dışında, bu işe ciddi manada asılmadılar. Bütün bunlara rağmen Sayın Putin'in Ukrayna'nın Avrupa Birliği'ne girmesi noktasındaki olumlu bakışını öğrendim, duydum. Tabii bu görüşmeler esnasında nihai durumu da öğreneceğiz. Kendisiyle görüşmemde de bunu kendisinden duymak, bu konuda atılacak adımları da daha isabetli değerlendirme imkanını bize vermiş olur. Biliyorsunuz işte 1963'ten bu yana Avrupa Birliği bize neler yaptı? Devamlı oyaladı, hâlâ oyalıyor. Garantörlük konusunda da biz, Ukrayna'nın güvenliğini teminen garantör ülkelerden biri olabiliriz, buna ilke olarak sıcak bakıyoruz; ancak elbette bunun detaylarının açıklığa kavuşması gerekiyor."

BARIŞ TEK ÇÖZÜM: "Bu savaş bir hafta, 10 gün içinde biter, diyenler vardı, bitmedi, özellikle kadınlar ve çocuklar, çok can kayıpları oldu. Şimdi bunları görmezlikten gelmek mümkün değil. Tabii güçlü bir Rusya'nın bile burada ciddi kayıplarının olduğu bir tablo var. Savaşın kazananı kaybedeni noktasında bunu iyi değerlendirmek lazım. Bu bakımdan barışın en önemli çözüm ve çıkış yolu olduğunu düşünüyorum. Buradan hareketle, bir an önce inşallah bu işin noktalanmasına vesile olabilirsek ne mutlu bizlere derim."

Erdoğan, Akşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Kartoğlu ile Akşam Gazetesi Editörü Hale Kaplan'ın aralarında bulunduğu gazetecilerin sorularını cevapladı.

TELEFONLA GÖRÜŞTÜ: İLK DAVET ZELENSKİ'YE

Başkan Erdoğan, Özbekistan'da yaptığı açıklamalardan sonra dün akşam Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi ve Putin'le yapılacak zirve için ilk daveti Zelenski'ye yaptı. Erdoğan, görüşmede ayrıca heyetlerin İstanbul'da gerçekleştirdiği toplantının, savaşın sonlanması için yürütülen sürece anlamlı bir ivme kazandırdığını ifade etti. Zelenski de heyetlerin görüşmesine İstanbul'da yaptığı ev sahipliğinden dolayı Erdoğan'a teşekkür etti.

AB VE NATO ÜLKELERİNİN TÜRKİYE'YE BAKIŞI DEĞİŞTİ

TAKDİR TOPLUYORUZ:"Ülkemizin Ukrayna meselesinde izlediği barış yanlısı, ilkeli ve aynı zamanda dengeli politika tüm tarafların takdirini topluyor. Biliyorsunuz biz bu arada bir NATO Olağanüstü Liderler Zirvesi yaptık. Bu zirvede yaptığım bütün görüşmelerde NATO üyesi ülkelerin Türkiye'ye olumlu yaklaşımlarını gördüm. Türkiye'nin üzerindeki sorumluluğun ve yaptığı bu ikili diyalogların ne kadar önemli olduğunu orada birçok lider gündeme getirdi. Hele hele İstanbul'daki görüşmeden sonra çıkan netice de birçok Avrupa Birliği üyesi ülkeyi de NATO üyesi ülkeleri de Türkiye'ye yönelik farklı bir bakışa sevk etti. Tüm Batı'yı kastederek söylüyorum; artık bizim temennimiz şu, inşallah Türkiye'nin bütün liderlerin gözündeki yeri çok daha farklı olacaktır. Bunu aldığımız geri dönüşlerle de görüyoruz."

YAPTIRIMLAR VE ABRAMOVİÇ: "Biz, Rusya'ya yönelik yaptırımlara katılmayacağımızı ve bunun nedenlerini daha önce defalarca açıkladık. Bir yandan Rusya'nın askeri faaliyetlerine tepkimizi ortaya koyarken bir yandan da diyaloğumuzu sürdürmeyi önemsiyoruz. Bu diyalog, sadece Ukrayna bağlamında değil, bizi yakından ilgilendiren Suriye, Libya, Güney Kafkasya gibi pek çok coğrafya bakımından önemlidir, gereklidir. Diğer yandan Abramoviç, Rus heyetinin bir üyesi olarak müzakerelere katılmıştır. Masaya kimin geldiğinden öte kim adına geldiğine bakılmalı. Eğer Rusya ve Sayın Putin kendi heyetinin içerisine Abramoviç'i de tercih ederek koymuşsa demek ki inanmış, güvenmiş. O toplantıda herkesle olduğu gibi onunla da selamlaştık. Şu ana kadar biz yaptırımlar noktasında herhangi bir tutum değişikliğine gitmediğimiz gibi, Rusya tarafından da bu yaptırımlar zinciri içerisinde Türkiye'ye karşı herhangi bir uygulama yapılmadı."

VATANDAŞIMIZA UCUZ ET YEDİRMEKTE KARARLIYIZ

RAMAZAN TALİMATI: "Bizim gıda güvenliği noktasında hiçbir sıkıntımız yok. Bu konuda yalan yanlış haberlere vatandaşlarımın itibar etmemesini istiyorum. Bu konuyla ilgili buğdayda biraz sıkıntımız vardı. Nitekim bu sıkıntı da büyük ölçüde aşılmış vaziyette. Yani bizim şu anda silolarımızda bir sıkıntı yok. Ama biz daha da takviye alalım diyoruz. Bunun dışında şu anda ne yazık ki kırmızı eti fırsata dönüştürmek isteyen bazı fırsatçılar var. Bu konuyla ilgili Tarım Bakanımla konuştuk. Dedi ki, elimizdeki, TİGEM çiftliklerimizdeki kesimlik hayvanları bir an önce keselim ve bu ramazan ayında bir defa evlere kıymada, kuşbaşında ucuz et girme imkanı olsun. Bu arada da yine belki duruma göre Türkiye'nin dört bir yanına ekiplerini gönder, elinde kesimlik hayvanı olanlardan biz bu hayvanları da alalım. Yine ithal noktasında da ramazan sonrasına yönelik bir adım atmış olalım. Çünkü biz vatandaşımıza ucuz et yedirmekte kararlıyız. Kıymada, kuşbaşı ette bunu başarmamız lazım dedik. Karkas olarak getirirsek karkas ette de bu adımları atabiliriz dedik. Tarım Bakanımız önce ülkemizin dört bir yanında çalışmasını yapacak, ondan sonra da ithalde de neler yapabiliriz, bunun üzerinde de ayrıca çalışmasını sürdürecek."

ASGARİ ÜCRET: "Ben vatandaşıma onu aldatacak, yani yapmayacağımız veya yapamayacağımız bir şeyi söylemeyi doğru bulmam. Asgari ücreti tespit için bir komisyon var. Her sene toplanıyor. Dolayısıyla da bunun vakti aralıktır. Vakti geldiğinde de asgari ücretle sorumlu olan sendikalar ve Çalışma Bakanlığım otururlar konuşurlar, adımı atarız. Durum bu. Olağanüstü bir gelişme olduğu zaman biz bunlara da kapalı değiliz. Daha yeni asgari ücrette görülmemiş bir zam yaptık, emeklilerle ilgili artışları yaptık. Bundan sonra da vatandaşlarımızın hayatlarını kolaylaştırmak için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz."

MANDA YOĞURDUNU ÇİFTÇİMİZ EVİNDE KENDİ ÜRETİYOR

(Manda yoğurdu ile ilgili verdiğiniz tarif üzerinden yapılan yorumları nasıl değerlendiriyorsunuz?) "Sanki Türkiye manda fakiri bir ülke. Anadolu'da benim insanım istediği marketten, istediği gibi her türlü yoğurdu bulabiliyor mu? Manda yoğurdunu da buluyor, koyun yoğurdunu da buluyor, keçi yoğurdunu da buluyor. Kaldı ki zaten evinde kendisi yapıyor. Onunla da kalmıyor, ondan her tür tereyağını da üretiyor. Benim Anadolu'daki çiftçim, köylüm her türlü hayvanın sütünün türevini peyniriyle, yoğurduyla, tereyağıyla kendi evinde üretiyor. Durum böyleyken diyor ki bal demişim. Tamam da, orada benim karşımda kimler var? Tokat'ın arıcıları var. Bunlar bal işi yapıyor. Benim söylediğim ne? Bir çay kaşığı kestane balından bahsediyorum. Bir şeyden daha bahsediyorum. Yulaf diyorum. Anadolu'da yulafın olmadığı çiftçim mi var? Hepsinin evinde var. Bunu da orada karşımdaki çiftçilerle konuşuyorum ve çiftçilerin hepsinde de tabi bir mutluluk. Niye? Onun sofrasındakini paylaşıyorsun."

KARAMOLLAOĞLU TERECİYE TERE SATMASIN

(Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu'nun 'Merhum Erbakan bugün yaşasaydı CHP'nin yanında yer alırdı' ifadesi) "Temel Bey'in ebedi alemden, hocamla böyle bir irtibatı nasıl kurduğunu anlamakta doğrusu zorlanıyorum. Haddine mi senin? Mesele Erbakan hocamı tanımaksa ben en az Temel Bey kadar tanırım. Ben Erbakan hocamın, İstanbul gibi bir şehirde Gençlik Kolları Başkanlığı'ndan tutun İl Başkanlığına varıncaya kadar teşkilatlarından geliyorum. Tereciye tere satmasınlar. Böyle bir saçmalık olur mu? Kıbrıs hadisesinden ilhamla söyleme noktasına gidiyor ki, elmayla armudu birbirine karıştırmamak lazım. Cumhur İttifakı'nda bizim MHP ile hakeza BBP ile ortak yanlarımıza baktığımız zaman orada da yerlilik vardır, millilik vardır, vatanseverlik var. Ama Millet İttifakı'nda bakıyorsun bir tarafta PKK'nın parlamentomuza sızmış olan uçları var. Bu terör örgütünün temsilcilerinin içinde bulunduğu bir yapıyla bir araya gelmek; yani bu kalkıp da mukayese edilebilir mi? Şu anda ana muhalefet partisinin başındaki zat, bu terör örgütünün temsilcileriyle, mensuplarıyla devamlı el ele, kol kola; yeri geldi Ankara'dan İstanbul'a yürüdüler, yeri geldi çok farklı yerlerde bir araya geldiler. Bütün bu gerçekler ortada. Öbür tarafta Türkiye'de bunca atılan adımları silme gayretinde olan, yok farz eden bir yapıyla nasıl oluyor da bir araya geliyorsun?"

KILIÇDAROĞLU'NU VERGİ MEMURU BİLE YAPMAZLAR

(CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun 1915 Çanakkale Köprüsü'ne ilişkin sözleri) "Yetişemediği üzüme koruk deme meselesi var ya, bununki bu. Varsa alternatifin, alternatifi söyle. Bugün kamu özel anlayışıyla dünyada bu tür yatırımların yapılması en gelişmiş ülkelerde bile var. Yani bugün Amerika bu şekilde 1,5 trilyon dolarlık altyapı üstyapı yatırımının planlamasını yapıyor. Almanya hakeza öyle. Biz milli bütçeye yük olmadan bu işleri nasıl yaparız, onun üzerine gidiyoruz. Biz kalkıp da bu yüklenici firmaya durup dururken, havadan para verecek değiliz. Hazine'den 1 kuruş para çıkmayan böyle dev yatırımlar için kalkıp da kredi alsanız, bu kredinin faiz hesabını yapın. Bu faiz hesabı acaba nereye varır? Biz bunların hesaplarını çok yaptık. O vergi memuru ama ben ekonomistim. Aramızdaki fark bu. İşim benim bu işlerle geçti ama ona bundan sonra zaten vergi memurluğu da vermezler; SSK'da genel müdürken orayı batırdı. Rahmetli Savaş Ay programında, onun dönemindeki hastanelerin halini göstermişti. İnsanlar imkansızlıklar sebebiyle o hastanelerde ne hale düşmüştü, hatırlayalım."

HERZOG'A MESCİD-İ AKSA MESAJI

İsrail ile Doğu Akdeniz petrolüyle, doğalgazıyla ilgili sürecin karşılıklı ziyaretlerle hızlanacağını belirten Erdoğan, İsrail Cumhurbaşkanı Herzog'a Mescid'i Aksa konusunda yaptığı uyarıyı da anlattı: "Bu ramazanda Müslümanlar huzurlu bir Aksa ziyareti yapabilsin. Sizler de gereken desteği verin, sıkıntılar yaşanmasın' dedim."