OSMAN NURİ CERİT
Gücünü sadece milletten alan Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın, gençlik yıllarında başlayan ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde devam eden “milli irade” mücadelesi, sadece şiir okuduğu için cezaevine gönderildiği 1999 yılından itibaren yükselen bir hedefe dönüştü. Erdoğan, Pınarhisar Cezaevi’nde hapis yattığı süreçte çizdiği 2023, 2053 ve 2071 hedeflerinin yol haritasını, cezaevinden tahliye olduğu 20 yıl önce bugün uygulamaya koydu. 24 Temmuz 1999’da cezaevinden çıkan Erdoğan, milletin sesi AK Parti'yi hayata geçirmek için kolları sıvadı.
İLK ADIM AK PARTİ
Yapılan hazırlıklar sonrasında 14 Ağustos 2001 günü AK Parti kuruldu. Partinin Kurucu Genel Başkanı olan Erdoğan, “Günümüz aydınlığa açık, karanlığa kapalı bir Türkiye’nin kuruluşu için hayırlı olsun. Bugünden sonra Türkiye’mizde artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” diyerek bugünlerin müjdesini vermişti. AK Parti 3 Kasım 2002 yılında girdiği ilk seçimde 34,6’lık orana ulaşarak tek başına iktidar oldu.
'MUHTAR BİLE OLAMAZ!'
Millet iradesinden korkan vesayet odakları, Erdoğan’ın milletvekili olmasının önünü kesti. AK Parti sandıktan tek başına iktidar olarak çıksa da partinin genel başkanının, parlamentoya girmesi ve başbakan olması engellendi. Erdoğan için o tarihte “muhtar bile olamaz” başlıkları atıldı. Ancak Erdoğan, siyasi yasağın kaldırılmasının ardından önce milletvekili seçildi, ardından da başbakanlık koltuğuna oturdu.
MUHTIRA BOŞA ÇIKTI
2007'de ülkede Cumhurbaşkanlığı seçimi krizi yaşandı. AK Parti’yi engellemek için her yolu denediler. 367 planı devreye sokuldu. “27 Nisan e-muhtırası” ile seçilmiş hükümete gözdağı verilmek istendi. Ancak, 22 Temmuz'da yapılan seçimde yüzde 46,58 oy oranıyla rekor kırıldı.
VESAYETE KARŞI ÖNEMLİ ADIM
Her fırsatta ülkede karışıklık çıkartarak sistemi kilitlemeye çalışan vesayet odaklarına karşı en önemli kazanımların başından 12 Eylül 2010 yılında yapılan referandum geldi. Referandumla birlikte Cumhurbaşkanının, doğrudan cumhurun kendisi tarafından seçilmesinin önü açıldı.
İhanet yapılanması FETÖ’nün devlete sızan kripto kadroları harekete geçirildi. MİT Müsteşarı Hakan Fidan, FETÖ’cü savcı Sadrettin Sarıkaya tarafından 7 Şubat 2012’de ifadeye çağrıldı. Bu kirli operasyonda asıl hedef dönemin başbakanı Erdoğan’dı. Erdoğan’ın dik duruşu sayesinde FETÖ’nün MİT kumpası sonuçsuz kaldı. Takip eden Gezi kalkışması, 17-25 darbe girişimi de milletin desteğiyle sonuçsuz kaldı. Erdoğan, 10 Ağustos 2014’te doğrudan milletin oylarıyla seçilen ilk Cumhurbaşkanı olarak tarihe geçti.
SON KALKIŞMAYA MİLLET TOKADI
Kirli ilişkileri ortaya çıkan ve bitme noktasına gelen vesayet odakları FETÖ’nün 15 Temmuz 2016 ihanet girişimiyle Başkan Erdoğan’ı ve milleti yeniden hedef aldı. Başkan Erdoğan’ın çağrısıyla meydanlara inen millet göğsünü tanklara siper ederek darbeyi engelledi. Millet iradesini yok sayan kirli operasyonlara bir cevap da 16 Nisan 2017 referandumuyla verildi. Sandığa giden millet, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne “evet” diyerek vesayet odaklarını tarihe gömdü.