Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Büyük Ödülleri Töreni’nde konuştu. İstiklal Marşımızın şairi Mehmet Akif Ersoy’un son günlerini geçirdiği İstiklal Caddesi’ndeki evinin müze yapılacağını açıklayan Erdoğan, “Türkiye’nin yeni Mehmet Akif’ler, Ahmet Hamdi Tanpınar’lar, Necip Fazıllar, Nazım Hikmet’ler, Kemal Tahir’ler, Dede Efendi’ler, Itri’ler, Neşet Ertaş’lar gibi değerlere ihtiyacı var. Yeni Âşık Veyseller yetiştirmeden özgürlüğümüzü koruyamayız” dedi. Erdoğan ödüle layık görülen sanatçılara plaketlerini takdim etti.
EV KAMULAŞTIRILDI
Erdoğan şunları söyledi: “Mehmet Akif Ersoy’un hayatı ve geride bıraktığı eserleri milletimize verilmiş bir ödüldür. Devlet olarak Ersoy’un mirasına sahip çıkarken önemli bir adım da atıyoruz. Mısır’dan Türkiye’ye döndüğünde İstanbul İstiklal Caddesi’nde kullandığı Mısır Apartmanı’ndaki daireyi devletimiz kamulaştırdı. Ömrünün son demlerini geçirdiği evi Mehmet Akif Ersoy Müze Evi’ne dönüştürüyoruz. Bu müze evinin gelecek kuşaklara üstadı daha iyi anlama fırsatı vereceğini düşünüyoruz.”
TÜRK DİZİLERİ MUTLU EDİYOR
Kültür ve sanat tabiatı gereği sivildir, özgürdür. Vesayet kabul etmeyecek bir karakterdedir. Türkiye bir yandan geçmişteki değerlerine sahip çıkarken diğer yandan bunların izinde yeni kültür insanları yetiştirmelidir. Dünyanın neresine gidersek TV’nin düğmesine dokunduğumuzda karşımıza mutlaka ülkemizde yapılmış bir televizyon dizisi çıkıyor. Bu da bizi mutlu ediyor. Aynı başarıyı diğer alanlarda da göstermememiz için bir neden göremiyorum.
BAĞIMSIZLIK SEMBOLÜ
Ödül vereceğimiz kültür sanat insanlarımızın her birini ayrı ayrı tebrik ediyorum. Kültür sanat alanında yeni ve büyük adımları hep birlikte atacağız. Türkiye’nin son bir asrı siyasi ve sosyal alanlar yanında kültür ve sanat alanında da büyük kırılmalar yaşanan dönemi ifade ediyor. Bize göre kültür tıpkı toprak gibi tıpkı bayrak gibi tıpkı para gibi bir milletin bağımsızlığım sembollerinden biridir. Günümüzde kültür endüstrisi öyle bir yere geldi ki dünyada tesir etmediği yer kalmadı.
TÜRKÇE İÇİN DUYARLILIK
Türkiye maalesef eğitim ve kültür sanat politikalarında arzu ettiğimiz mesafeyi kaydedememiştir. Devlete düşen görev bireylerin bu gayreti ortaya koyabilecekleri iklimi tesis etmektir. Dilimiz öylesine büyük bir değişme uğramıştır ki dedeler torunlarının anlayamaz hale gelmiştir. Giyim kuşamdan her alana karşı bu durumlara şahit oluyoruz. Atalar yitik kaybedildiği yerde aranır derler. Bize düşen görev medeniyetimizin üç tasavvurunun kendi tarihimizde kendi geçmişimizde aramak yeniden yorumlamak ve geleceğe uyarlamaktır.