Partili cumhurbaşkanlığı sistemi de masada

Yeni anayasada başkanlık sistemi mi yoksa partili cumhurbaşkanlığı sistemimi olacağı tartışılırken, AK Partili yetkililer ikinci seçeneğin ağırlık kazandığını ve Meclis’e haziranda geleceğini söyledi.

AK Parti’de partili cumhurbaşkanı formülü ağırlık kazandığı belirtiliyor. AK Partili Nurettin Canikli, partili cumhurbaşkanlığı formülünün ağırlık kazandığını açıkladı. Reuters’e konuşan üst düzey AK Partili yetkili de “Partili Cumhurbaşkanı’nın önünü açacak anayasa değişikliği telifini haziran’da Meclis’e sunacağız” dedi. Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş ise öncelikli tercihin başkanlık sistemi olduğunu belirtti. Kurtulmuş, yeni anayasanın Türkiye’nin önceliklerinden olduğunu söyledi. Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nun çalışma zemininin bir müddet sonra ortadan kalktığını anımsatan Kurtulmuş, şunları kaydetti: 

İLANİHAYE BEKLETEMEYİZ 

“Biz, AK Parti olarak bu talebi ilanihaye bekletemeyiz. Bunu kısa zamanda ete, kemiğe büründürerek somut hale getireceğiz ve TBMM’ye sunacağız. Bu çerçevede yeni anayasanın ana çatısı ve mahiyeti konusunda biz de AK Parti içerisinde görüşmelerimizi, tartışmalarımızı yapıyoruz. Bayağı mesafe aldık ama nihai noktaya gelmedik. Nihai noktaya geldikten sonra anayasa tasarısını TBMM’ye göndererek, AK Parti açısından üzerimize düşeni tamamlamış olacağız. Bizim öncelikli tercihimiz başkanlık sistemidir. Bu çerçevede anayasa metni hazırlanarak TBMM’ye gönderilecek.”  

Suhulet içinde  kongre olacak

AK Parti’de genel başkanlık ve kongre sürecine ilişkin soru üzerine de Kurtulmuş, partinin kurucu lideri Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı makamına geçişinden sonra önemli bir süreç yaşandığını belirtti. AK Parti’nin daha önce de buna benzer süreçleri en ufak bir problem yaşamadan başarıyla geçtiğini vurgulayan Kurtulmuş, “İnşallah 22 Mayıs kongresi de böyle olacak. AK Parti birlik, huzur içinde, usulüne uygun bir şekilde, suhuletle bu süreci aşacak ve yoluna devam edecektir” diye konuştu. Numan Kurtulmuş Avrupa Birliği’nin vize serbestisi konusundaki tavrıyla ilgili olarak ise “Vize serbestisi olmasa bile Türkiye’nin reform adımlarının bir gereği olarak bu adımları attık. Artık AB kendisi bilir. Bu adımların hiçbiri boşa çıkmayacak.”