1
Bahçeli'nin konuşmasından satır başları:
Azla yetinenlere tarihin azgın dalgaları ağır bedeller ödetir. Kaldı ki bu zamana kadar da olan budur. Milliyetçi ülkücü hareketin büyük hedefleri vardır.
Utanmadan diyorlardı ya "MHP bitti, MHP eriyor", Yüzsüzce konuşuyorlardı ya "MHP çöküyor, baraj altına doğru gidiyor". Telaşa lüzum yoktur, bunların alayı ağızlarının payını aldılar. Sessizliğe gömüldüler. Açık açık söylüyor, kötü niyet sahiplerine sesleniyorum: Boyun eğenler, işbirlikçiler bizi anlayamaz.
Türkmeneli şeref konumuzdur. Talan ve yağmasına izin verilmeyecektir. Türkiye vatanımız, Türkmeneli davamızdır. Brüksel'de Avrupalı, Washington'da ABD'li olmadık. Erivan'da Ermeni, Erbil'de peşmerge hiç olmadık. Türk milletinin son kalesiyiz.
Ülkücülere başıbozuk diyen, devlet dışı görev tanımı mı olur diye yazıp çizen güruhu biz iyi tanıyoruz. Ülkücü katilleri yine iş başındalar. Dünya gazetesinde köşe sahibi olan bildik bir akademisyen de bu koroya katılmıştır. Yel değirmenine karşı Don Kişot'luk yapıyorlar. Biz Irak'ın toprak bütünlüğüne saygılıyız diyoruz anlamıyorlar. Bize Kerkük'ü Musul'u konuştuk diye kara çalmaya çalışanlar ne anlatıyorlar. Bunlar güya Atatürkçü, güya tam bağımsızlık savunucusu. Bunlar ki gavura dost, Türk'e düşmanlıkta eşikleri aşan, sınırları zorlayan çürük yumurtalardır.
Bir zamanlar Lenin'e gönül vermiş, sonra Mao'nun peşine takılmış. ABD'nin kripto elemanları iseler, söylesinler bilelim. Türk düşmanlarına köle olmuşlarsa yardım dilesinler, biz ettik siz etmeyin desinler gereğini yapalım. Ne dediğimizi bal gidi anlıyorlar. Sindiremiyorlar. Yurdumuzu biliriz, bilmeyen varsa bedel ödemek pahasına öğretiriz.
"BUGÜNDEN 84'Ü SÖYLEMEYEYİM ÇÜNKÜ 85'İN HEYECANI KALMAYACAK"
Tarihe sırt dönmek bizim harcımız değildir. Mustafa Kemal, Misak-ı Milli'yi Türk milletinin anayasası olarak ilan etmiştir. Misak-ı Milli kuruluş senedidir. Misak-ı Milli, Türk milletinin yeminidir. Varlığının ucu açık sınır alanıdır. Bu yemin yaşatılmalıdır. Bugünden 84'ü söylemeyeyim çünkü 85'in heyecanı kalmayacak.
Irak ve Suriye dağılırsa biz bu alt üst oluşa seyirci kalamayız. Dışarıdan kalamayız. Misak-ı Milli'nin mirası hakkımız olduğu kadar ecdadımızın bize bıraktığı görevdir. Kerkük'ü, Musul'u, Batı Trakya'yı, Kıbrıs'ı sonsuza kadar aklımızdan çıkarmayacağız.
Astana'da İdlib konusunda uzlaşmaya varılmıştır. Türkiye, Rusya, İran ve Suriye, Heyet Tahrir Şam hususunda anlaşmaya varmışlardır. 7 Ekim'de İdlib'e operasyon başlamıştır. Fırat Kalkanı Harekatı'nın bitiminden yaklaşık 6 ay sonra İdlib gündeme gelmiştir. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Putin'in geçtiğimiz günlerde yaptığı görüşmelerden sonra İdlib operasyonu başlamıştır. Operasyonun görev tanımı ise Esad rejimi ile muhalifler arasında çatışma yaşanmasını engellemek ve olası ateşkes ihlallerini gözlemlemek şeklinde belirlenmiştir.
"İDLİB'DE GERİ DURAMAYIZ, AFRİN'E SESSİZ KALAMAYIZ"
Sınırlarımızın hemen dibindeki İdlib'de huzuru sağlamak terörün buradan sökülüp atılması ile mümkün olacaktır. TSK, muharebe maksadıyla İdlib'e girmeyecekse de tedbirli olması hayati önemdedir. Suriye'nin kuzeyindeki El Kaide türevlerinin temizliği açısından mühim bir rol oynayacaktır. Güney sınırlarımız boyunca sahneye konulan ihanet kampanyası mutlaka kaynağından mahvedilmelidir. Bu durum Türkiye için bir varoluş meselesidir. İdlib'de geri duramayız, Afrin'e sessiz kalamayız.
İdlib operasyonu kolay olmayacak, zaman alacaktır. Gelişmelerin seyri buna işaret etmektedir. Gerektiği yerde silahlı mücadeleden de kaçınmamak lazımdır. En temel sorumluluk sivillere zarar verilmemesidir.