Erdoğan, ayrıca Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, Valilik ile 5. Zırhlı Tugay ve Garnizon Komutanlığını ziyaret etti. Hatice Hatun Yükseköğretim Kız Öğrenci Yurdu açılış töreninde bulundu. Erdoğan, Hasan Kalyoncu Üniversitesi tarafından kendisine verilen Fahri Doktora takdim ve 2015-2016 akademik yılı açılış törenine katıldı.
KALYONCU'YA RAHMET DİLİYORUM
Öğrencilere, akademik ve idari personele 2015-2016 akademi yılının hayırlı olması temennisinde bulunan Erdoğan, "Ülkemize ve Gaziantep'e büyük hizmetleri olan, geçmişte ne söylediysek şimdi de onu söylüyoruz, merhum Hasan Kalyoncu abime bir kez daha Allah'tan rahmet diliyorum" ifadesini kullandı.
EVET DEMEMİZ MÜMKÜN DEĞİL
Erdoğan, "Şu anda Tel Abyad'da hemen bir kanton ilan etme olayı var. Orada terör örgütü mensuplarının dışında, sivil vatandaş olarak kim var? Dert, tamamen kuzey Suriye'yi ele geçirmek. Şunu buradan açık söylüyorum; biz Kuzey Suriye'yi bir defa bunların yaptıkları planlamaya asla kurban etmeyeceğiz. bu tehdide evet demeyiz" dedi.
Dert aslında Türkiye’yi bölmek
Suriye meselesi, uluslararası toplumun gündeminde her gün daha üst sıralara tırmanıyor. Türkiye'nin başından beri savunduğu terörden arındırılmış bölge, uçuşa yasak bölge, eğit-donat uygulamalarının gerekliliği her geçen gün daha iyi anlaşılmaya başlandı ama dert başka. Dert, aslında Türkiye'yi bölmek. Bundan dolayıdır ki başaramadılar, başaramıyorlar ve başaramayacaklar. "
Oğlum kaçmadı, işte burada
Cumhurbaşkanı Erdoğan, oğlu Bilal Erdoğan’ın İtalya’ya kaçtığı iddialarına TÜRGEV Hatice Hatun Yükseköğretim Kız Yurdu açılışında yanıt verdi. 'Paralel rahat durmuyor' diyen Erdoğan, şöyle konuştu: Oğlum birikmiş milyar dolarlarımı İtalya'ya kaçırdı ve oraya yerleşti. O milyarlarca dolar nereye sığdı bilmiyorum. Paralel kendileri bir yerlere sığdırmış. Oğlum burada. Doktorasını bitirene kadar da İtalya’ya gidecek, gelecek.'
HAYIR İŞLERİNE DESTEK
Hayır işlerinde herkese destek verdiğini vurgulayan Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: Bu spekülasyonu yapanlar, kimler olduğunu biliyorsunuz, bundan sonra da yapacaklar. Armudu yenen ağaç taşlanır. TÜRGEV yurtlarında 8 bin kızımız kalıyor. Temennimiz, 16 bin, 32 bin olsun. Daha da artsın. Kızlarımızın o malum yapıların yerlerinde değil, istikametini kendisinin belirleyeceği yerlerde kalmasını istiyoruz.
Barış diyenler hastane bombalıyor
PYD'nin içerisinde bin 400 PKK mensubu var. Bunu gözden kaçırmanın hiçbir anlamı yok. Ama bunu maalesef bize dost görünen ülkelerin hepsi de tam aksi istikamette ifade etmeye çalışıyorlar. Bunlara silah yardımı geliyorsa bunlardan geliyor. Bu silahların hangi ülkelerin silahları olduğunu da gayet iyi biliyoruz. Barış diyenler hastane bombalıyor.
Bu millete ihanet ettiler
Ne dedik, 'inlerine gireceğiz' dedik. Girdik mi girdik. Şimdi kaçıyorlar mı kaçıyorlar. Nereye kaçarlarsa kaçsınlar, er veya geç bunun hesabını verecekler. Onlar bu millete ihanet ettiler, onlar bu ümmete ihanet ettiler, parçaladılar, böldüler, anneyi evladıyla ayırdılar, kocayı karısından ayırdılar, karıyı kocasından ayırdılar, bütün akrabayı birbirine düşman ettiler.
Çocukları saflara sürdüler
Analarının kucağından, baba ocağından koparıp aldıkları 16, 17, 18 yaşındaki gençleri, kendi şahsi hırsları, kendi ikballeri, kendi kanlı iktidarları için korkakça, alçakça ön saflara sürdüler. Kadınları sürdüler ön saflara. Onları göz göre göre ölüme yolladılar. Asla kazanamayacakları terör eylemlerinde bölgenin gençlerini bir piyon gibi hem cinayet işlemeye hem de ölmeye, yani intihara gönderdiler.
Bir de Nobel meselesi var
Erdoğan, "Nobel'i asıl hak edenler sınırlarına gelen insanlara kapılarını kapatanlar değil, yıllardan beri ülkelerinin özgürleşmesini bekleyen Suriyeli kardeşlerimizdir" dedi.
Düşünebiliyor musunuz? 370 bin insanın kanına giren bir kişiyi kırmızı halıyla karşılamanın devletler arası diplomaside yeri olabilir mi? Maalesef insanlık bunu da gördü" Bir de Nobel ödülü meselesi çıktı ortaya. İşte falanca ülke '30 bin kişiyi ağırlayabiliriz' öyleyse 'oraya bir Nobel verelim' demeye başladılar.
NOBEL KİMİN HAKKI
Nobel'i asıl hak edenler, sınırlarına gelen insanlara kapılarını kapatanlar değil, yıllardan beri özgürleşmesini bekleyen Suriyeli kardeşlerimizdir ve onlara sahip çıkan Gaziantepli, İstanbullu kardeşlerimdir. Şanlıurfa'daki, Hatay'daki, Mardin'deki, buralardaki kardeşlerimdir.