Başbakan Davutoğlu yarın veda edecek

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın Ankara'da açıklamalarda bulundu.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde basın toplantısında önemli açıklamalarda bulundu. Kalın, Başbakan Davutoğlu'nun yarın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı ziyaret edeceğini söyledi. 

Kalın'ın açıklamasından öne çıkan başlıklar şöyle: 


Kırım Tatar Meclisi'nin faaliyetlerinin düzcmece bir dava ile sonlandırmasını kabul etmiyoruz. Bu etnik temizliği kınıyor, sürgün sırasında ebediyete intikal eden bütün Kırım Tatarları'nın önünde saygıyla eğiliyoruz. Filistinliler'in büyük felaket olarak andığı Nakba'da 1 milyona yakın Filistinli topraklarından göç etmek zorunda kalmıştır. Ortadoğu barış sürecinin ve Filistin meselesinde geri dönüş haklarında Filistin halklarının yanında olduğumuzu ifade etmek istiyoruz. 

DÜNYA İNSANİ ZİRVESİNE 60 ÜLKE KATILACAK

Şampiyonluğunu garantileyen Beşiktaş'ı tebrik ediyoruz. Bize haklı bir gurur yaşatan Fenerbahçe basketbol takımını Euro Lig'de final oynamasından dolayı kutluyoruz. İstanbul'da gerçekleşecek olan İnsani Zirve büyük önem arzediyor. Son yıllarda dünyada yaşanan insani krizlerin yüzde 80'ten fazlası silahlı çatışmalarla ve işgallerle ilgilidir. Bu tablonun önlenmesi için alınacak tedbirler masaya yatırılacak. Dünyanın değişik bölgelerinde 60 milyona yakın inan öyle ya da böyle çatışma ortamında bulunmaktadır. 

TÜRKİYE İNSANLIĞIN YÜZÜNÜ AĞIRTAN TAVIR SERGİLEDİ

Son 20 yılda yılda yaklaşık 200 milyon insan doğal afetlerden etkilenmektedir. İnsani yardım konusu sınırları aşan uluslararası bir mesele hale gelmiştir. Bu krizlerin önüne geçmek için ne tür adımlar atılacak, bu konular insani zirvede etraflı bir şekilde ele alınacak. Türkiye'nin bu zirveye ev sahipliği yapması birçok açıdan önem arzediyor. Türkiye Suriye ve Irak konusunda insanlığın yüzünü ağırtan bir tavır sergiledi. Türkiye'nin böyle bir zirveye ev sahipliği yapması son derece isabetlidir. İstanbul New York ve Cenevre'yi geride bırakarak insani zirveye ev sahipliği yapacaktır. Zirveye 60'ı aşkın ülke katılacaktır. 5 ila 6 bin kişinin bu zirveye katılması öngörülüyor. Zirvenin açılışı BM Genel Sekreteri ve Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından yapılacaktır. 

DİYARBAKIR'DAKİ OLAY TERÖRÜN ALÇAK YÜZÜNÜ GÖSTERDİ

Gerek Türkiye topraklarında yaşanan terör eylemleri gerek yurtdışında yaşanan terörle mücadele ediyoruz. Türkiye terör belasıyla mücadele etmeyle son derece kararlıdır. Bölücü terör örgütüne karşı yürütülen operasyonları hepiniz yakından takip ediyorsunuz. Diyarbakır'da 14 vatandaşımızı kaybettik. Çok daha büyük patlama olabilirdi, can kaybı yükselebilirdi. Bu olay bile bölücü terör örgütünün hain, alçak yüzünü bir kez daha göstermiştir. 

BAZILARIN SESSİZ KALMASI KABUL EDİLEBİLEMEZ

Biz terörle gece gündüz mücadele ederken birilerinin terör örgütüne sesini çıkaramaması, yumuşak ifadelerle olayı geçirmeye çalışaması ibretamiz bir gelişmedir. DAEŞ'ten gelen saldırılarla da benzer bir tabloyla karşı karşıyayız. Eli kanlı Esed rejimine laf edemeyenler kalkıp Türkiye Cumhuriyeti devletini, hükümetini, ordusunu, genelkurmay başkanını suçlayabiliyorlar. Bu tür saldırıları aslında terör saldırıları kadar alçakça yapılmaktadır. Terörle mücadele konusunda birlik ve beraberlik içerisinde hareket etmeniz esastır. Bazıları bir tarafta bölücü terör örgütünün terör eylemleri karşısında sessiz kalıyor bir taraf da Esed rejiminin eylemleri konusunda maalesef sessiz kalabilmektedir. 

ŞİMDİYE KADAR 3 BİN DAEŞ HEDEFİ VURULMUŞTUR

Bu yetmiyormuş gibi bazı ülkeler ülkemizi ortada tek bir delil dahi yokken teröristlerin geçir güzergahına izin verdiğini iddia edebiliyorlar. Öncelikle bu iddiaları ortaya atanlar kendi ülkelerindeki teröristleri nasıl başka yerlere gönderdiklerini hepimiz biliyoruz. Biz DAEŞ terörüyle mücadele konusunda bugün en ön saflarda çarpışan ülkelerden birisiyiz. Bugüne kadar 3 bin DAEŞ hedefi vurulmuş, bin 300 DAEŞ terör mensupları etkisiz hale getirilmiştir. 

DİYARBAKIR OLAYINDA NET TAVIR GÖSTERMELİDİRLER

Suriye ve Irak'ın kuzeyinde yaşanan güvenlik boşluğunun ülkemize olan maliyetini hepimiz görüyoruz. Güvenli bölge meselesini defalarca dile getirdik. Bize hiçbir ikna edici delil, argüman sunmadan bunun olamayacağını, maliyeti olacağını söylediler. Milyonlarca mülteci kendilerine nefes alacak bir melce arıyor. Bu konuda bizim uluslararası toplumdan beklentimiz, biz nasıl Paris, Brüksel saldırılarında net bir tavır belirlediysek onlar da İstanbul ve Diyarbakır'da olanlara açık ve net bir tavır göstermelidirler.

DÜNYANIN EN YOKSUL ÜLKELERİ ZİRVESİ YAPILACAK 

Terör saldırılarını kendi siyasi amaçları için istismar etmeye çalışanlar için de aynı şey geçerlidir. İnsani zirvenin hemen ardından ülkemiz en az gelişmiş ülkeler toplantısına Antalya'da ev sahipliği yapacaktır. Bu BM çatısı altında yürütülen bir çalışmadır, biz bu organizasyonun genel sekreterliğini üstlenmiş durumdayız. Dünyanın en yoksul 48 ülkesinin temel meseleleri 27-29 Mayıs tarihleri arasında Antalya'da ele alınacak. Bu ülkelerin kalkınmaları konusunda neler yapılabilir, bununla ilgili adımları inşallah en kısa zamanda atacağız. 

TÜRKİYE BAŞKA ÜLKELERİN ATMADIĞI ADIMLARI ATTI

24 Nisan meselesini atlatmış idik. Ermeni soykırım iddialarıyla ilgili konular çeşitli vesilelerle gündeme getirilmeye devam ediyor. Almanya Federal Meclisi'nde bu konuyla ilgili 2 Haziran'da oylama yapılacağı belirtilmekte. Biz henüz metni görmüş değiliz. Bu metin elimize geçtiğimizde daha net ve detaylı değerlendirme yapma imkanımız olacak. Soykırım iddiası ciddi bir iddiadır. Bununla ilgili tarihi ve hukuki bir delil olmadan konuşmak ancak siyasi istismardır. Bununla ilgili Türkiye başka hiçbir ülkenin atmadığı adımları attı. 

ERMENİ MESELESİNDE ÇAĞRIMIZ HALA GEÇERLİDİR

Sayın Cumhurbaşkanımızın başbakan iken yapmış olduğu ortak tarih komisyonu kurulması çağrısıydı. Maalesef ne Ermenistan'dan ne de Ermenistan tezlerini destekleyen ülkelerden bir cevap gelmedi. Böyle bir komisyon 1915 sürecine giden dönemde neler yaşandığını objektif olarak koyabilirdi. Bu çağrımız hala geçerlidir. O dönemde yaşanan hadiselerin aydınlatılması elbette hem Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları, hem Ermeni vatandaşlarımız hem Ermenistan'da ve hem diasporada yaşayanlar için önemli bir kazanım olacaktır. 

BU TASARININ GÜNDEME GELMESİ DÜŞÜNDÜRÜCÜDÜR

Bunun bir ortak acı olduğu, tehcir hadisesinin inkar edilemez bir gerçek olduğu ama buna da adil hafıza perspektifinden bakılmasını istedik. Tarihte baktığımız zaman bugün soykırım olarak hadiseler, Bosna ve Ruanda gibi, bunlar mahkeme kararlarıyla bağlanmış soykırım olaylarıdır. Bir diğer nokta da Almanya'da 3 milyona yakın Türk kökenli insan yaşıyor. Adeta bu vatandaşlarımızı, diğer Türk ve Müslümanları adeta karşısına alır bir şekilde bu tür tasarıları gündeme getiriliyor olması soru işaretlerini gündeme getiriyor. 

CUMHURBAŞKANIMIZ GENÇLERLE BİRARAYA GELECEK

Yarın 19 Mayıs. Bu vesile ile bir dizi etkinlikler yapılıyor. Gençlik Haftası başladı. Sayın Cumhurbaşkanımızın da konuyla ilgili bir dizi faaliyeti olacak. Ülkemizin değişik yerlerinden gelecek olan gençlerle buluşacak. Akşam bir televizyon programında gençlerle biraraya gelecekler. 

SORULAR VE CEVAPLAR...

BAŞBAKAN YARIN VEDA ZİYARETİNDE BULUNACAK

Adalet ve Kalkınma Partisi için kendi iç sürecinde gelişen bu olayın hayırlı olmasını diliyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız da sayın Başbakanın yaptığı hizmetlerin milletin vicdanında müstesna bir yere sahip olduğunu birkaç vesile ile ifade ettiler. Ben de beraber çalıştığım bir büyüğümüz olarak sayın Başbakana yaptığı hizmetlerden dolayı teşekkür etmek istiyorum. Yarın Başbakanımız sayın Cumhurbaşkanımıza bir veda ziyaretinde bulunacaklar. Burada takvimin nasıl işleyeceğine karar verecekler. 

NETİCELER ORTAYA ÇIKINCA KAPSAMLI ARAŞTIRILACAK

Genelkurmay Başkanlığımız o günkü veriler ışığında bir açıklama yapmıştı. Genelkurmay bu incelemeyi sürdürüyor. Bütün süreç detaylı bir şekilde inceleniyor. Bu soruşturmayla ilgili olarak neticeler ortaya çıktıktan sonra kapsamlı bir araştırma yapılacak. 

DOKUNULMAZLIKLARDA ÇIKAN TABLOYA GÖRE HAREKET EDİLECEK

Dokunulmazlıkların kaldırılmasıyla ilgili Meclis'te devam ediyor. Cuma günü de devam edecek. Sayın Cumhurbaşkanımızın konuyu referanduma getirme veya Meclis'e iade etmesi sözkonusu. Şekillenen tablo konusunda ilerleyen günler içinde sizinle paylaşırız. 

TERÖR VE TERÖRE DESTEK VERİLMESİ AYNI ŞEKİLDE KABUL EDİLEMEZ

Teröre destek mahiyette bulunan kişilerle ilgili kamuoyunda ortaya çıkan yara ortada. İktidar partisi bir anlamda hodri meydan da yaptı. Buyrun diğer konularda da kaldıralım dendi. Burada özellikle terörle mücadele konusunda, terör eylemleri kadar onlara destek verilmesi, terörün şirin gösterilmesi, estetize edilmesi aynı şekilde bir suçtur. Nihai olarak takdir Meclis'indir. Cumhurbaşkanımız bu konuda tavrını açık bir şekilde ortaya koymuştur.

KİLİS KONUSUNDA ALDIĞIMIZ TEDBİRLER KARŞILIĞINI VERİYOR 

Kilis konusunda sayın Cumhurbaşkanımız bu süreci çok yakından takip etmektedir. Orada Suriyeliler de dahil 23 vatandaşımızı kaybettik. Bu olayla ilgili tedbir paketi çalışmaya başladı. Birincisi DAEŞ tarafından atılan rdoketlerin engellenmesi. Bununla ilgili ABD ile görüşmeleri yaptık, yapmaya devam ediyoruz. Aldığımız tedbirler neticesinde hamdolsun kısmi bir iyileştirmenin olduğunu söyleyebiliriz. 

VATANDAŞLARIMIZIN ZARARI TELAFİ EDİLECEKTİR

Biz Kilis'e atış yapan DAEŞ roket platformlarını imha ettik. Kilis'te yaşayan vatandaşlarımızın uğradığı zararların telafi edilmesi, gündelik hayata dönülmesi için atılacak olan adımlardır. Esnafın kamu bankalarından faizsiz kredi kullanması, zarar gören vatandaşlarımızın telafi edilmesi gündemdedir. Bu tedbirler Kilis'te yaşayan vatandaşlarımıza inşallah bir nefes alma imkanı sağlayacaktır. Attığımız adımlar bundan sonra da kararlı devam edecektir. 

BU KONUYU SUİSTİMAL ETMEK GERÇEKTEN DÜŞÜNDÜRÜCÜDÜR

Genelkurmay Başkanlığı da bu konuda açıklama yaptı. Bu konunun suistimal edilmesi esef verici bir durumdur. Sanki terörle mücadele eden bu askerler, bu generaller değilmiş gibi böyle pervasızca, edep yoksunu ifadelerle Genelkurmay Başkanına ve Cumhurbaşkanımıza saygısızlık yapılmasını kamuoyunun takdirine bırakıyoruz. Nikah töreni ile ilgili birçok şey yazıldı çizildi. Son derece basit, sade bir nikah töreni yapıldı. Burada müzik yok, eğlence yok. Buraya devlet protokolünün davet edilmiş olması sözkonusu. Son derece insani konuyu istismar etmeleri aslında kendi duruşlarını ne kadar gayri milli olduklarını gösterir. Genelkurmay Başkanımız, gerek genelkurmay başkanı olmadan önce gerekse genelkurmay başkanı olduktan sonra sayın Cumhurbaşkanımızın yakın mesai arkadaşıdır. Ailece görüşmektedirler. Böyle bir insani davetin yapılması, istismar edilmesi hakikaten üzerinde düşünülmesi gereken, bu eleştiriyi yapanların durduğu yeri göstermesi açısından önemlidir. 

MÜLTECİ KRİZİNİ BAŞARILI BİR ŞEKİLDE YÜRÜTTÜK

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının şengen vize sistemine dahil olması yeni bir konu değil. 1959 ve 1963'den beri AB'ye üye olmaya gayret eden bir Türkiye var. Aslında Türkiye Cumhuriyeti vatandaşalrı şengen sistemine çok önceden dahil olmalıydı. Bu AB'nin bir kusurudur bu. 2013'ün sonunda Şengen sistemine geçiş öngörülüyordu. Daha sonra mülteci krizi çıkınca bunun öne çıkması sözkonusu oldu. Bu çerçevede süreç son derece başarılı bir şekilde yürütüldü. Türkiye AB Eylem Planı çerçevesinde mültecilerin Avrupa'ya illegal geçmesini önlemek adına önemli adımlar attı. 

AB BU PARAYI KENDİ SOKAKLARINI KORUMAK İÇİN GÖNDERİYOR

İllegal geçişlerde çok ciddi bir düşüş yaşandı. Bunun bir neticesi olarak da Avrupa'da kısmi bir rahatlama sözkonusu oldu. Türkiye burada üzerine düşeni fazlasıyla yaptı. Türkiye'nin yükünde bir hafifleme olmadı. Biz hala mültecilere ev sahipliği yapıyoruz. Şimdi soruyoruz, bu fonlar ne zaman geliyor? Öyle bir hava estiriliyor ki, sanki bu para Türkiye'ye bir lütuf olarak veriliyor. Bu para Suriyeli mültecilere geliyor. Bu parayı harcayacak olan AB kendi sokaklarını korumak için bu parayı harcıyor. 

BU FARAZİYELER TÜRKİYE'Yİ DOĞRU OKUYAMAMANIN NETİCESİDİR

Daha bu sabah bir şehit verdik. Bu mücadele devam ederken adeta terör örgütlerini teşvik edici düzenlemeler talebinde bulunulması, AB'nin Türkiye'yi hala okuyamadığını gösteriyor. Terör karşısında bizim aldığımız kararlara herkesin saygı duyması gerekir. Bu tabloyu yok sayarak bir takım faraziyelerden hareketle Türkiye gerçeğini doğru okumadan yapılan bu tavsiyelerin elbette bizim nezdimizde bir karşılığı yoktur. Biz bu meselenin çözülmesini istiyoruz, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının Şengen vize sistemine girmesini talep ediyoruz. Bu konuda bir tavır, politika değişikliği sözkonusu değildir. Terörle mücadele konusunda Türkiye'yi ilzam eden tavırları da elbette kabul etmemiz mümkün değildir.