Hükümetten Gültan Kışanak'ın gözaltına alınması ile ilgili ilk açıklama

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak'ın gözaltına alınmasına ilişkin, ''Türkiye'nin terörle mücadelesi kapsamında atılmış adımlardan biridir. Biz de mahkemenin atacağı adımları bekliyor ve izliyoruz. Bizim de siyaset olarak söyleyeceğimiz bir şey yok.'' dedi.

1

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, A Haber'de katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı. Başkanlık sistemiyle ilgili MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin dün  yaptığı açıklamaların sorulması üzerine Kurtulmuş, Türkiye'de başkanlık sistemi  tartışmaları yeni gündeme geliyormuş gibi davranmamak gerektiğini bildirdi. 80'li yıllardan bu yana başkanlık sisteminin tartışıldığını anımsatan  Kurtulmuş, Bahçeli'nin açıklamalarıyla konunun bir kere daha gündeme taşındığını,  AK Parti olarak Türkiye'nin demokratikleşme sürecinde daha güçlü yol alabilmesi  için başkanlık sisteminin Türkiye için zaruri olduğunu düşündüklerini belirtti.

"Bahçeli tutarlı açıklamalarına devam ediyor"

Kurtulmuş, diğer partilerin de bu konuda kendilerince kanaatlerinin  olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti: "Bahçeli'nin, başkanlık tartışmalarının gündemden kaldırılması, nihai  bir kararın verilerek Türkiye'nin yoluna devam etmesi, bu konunun bir şekilde  halledilmesiyle ilgili ortaya koyduğu bir perspektif var. Başından itibaren Sayın  Bahçeli kendi açısından tutarlı bir şekilde açıklamalarına devam ediyor. Bahçeli'nin sözleri, 'Biz başkanlık tartışmalarını gündeme getirerek  iktidar partisine karşı bir kumpas kurmuyoruz. Bizim niyetimiz burada iktidar  veya muhalefet meselesi değildir. Biz bu meseleyi Türkiye'nin tartışıp bir an  evvel millet ne diyorsa onun olmasını istiyoruz' manasına gelen sözlerdir. MHP olarak TBMM'de nasıl davranacaklarsa, kamuoyunda, referandumda aynı şekilde  davranacaklarını ifade etti. Dolayısıyla bu kendisi açısında tutarlı bir  açıklamadır. Başından bu yana Sayın Bahçeli'nin sözleri arasında bir çelişki görünmüyor.

Bir an evvel bizim de amacımız bu konunun hem kamuoyunda hem parlamentoda tartışılması. Biz de kendi görüşümüzü söylüyoruz. Parlamentoda 367  alsa bile biz sonuçta bunu halka götürmek isteriz. Parlamento kabul etmezse  başımızın üstüne. Parlamento kabul etti ve referanduma gidildi, millet kabul etti  o da başımızın üstüne. Millet kabul etmedi o da başımızın üstüne. Burada herkes  kendi görüşünü net ortaya koysun." Kurtulmuş, başkanlık sistemini Türkiye'nin demokratikleşme sürecinin  bir adımı olarak gördüklerini, diğer partilerin de neyi, nasıl görüyorlarsa onu  ifade edeceklerini belirtti.

"Güçlü bir parlamentoyla yolumuza devam edeceğiz"

Başkanlık sistemi tartışmalarında iki yanlıştan kaçınmak gerektiğine  dikkati çeken Kurtulmuş, "Birincisi sanki başkanlık sistemi olursa Türkiye'nin  üniter yapısı değişecek, Türkiye'de federal sisteme geçilecekmiş gibi. AK  Parti'nin başkanlık sistemi içinde en ufak bir şekilde federal sistemi  çağrıştıran bir şey yoktur. İkincisi, sanki başkanlık sistemi gelirse Türkiye'de  parlamento ortadan kalkacakmış gibi konuşuluyor. Hayır, tam tersine TBMM daha  etkin olacak yine halk tarafından seçilecektir. Hem denetim fonksiyonu hem yasama  fonksiyonu bakımından çok daha güçlü bir parlamentoyla yolumuza devam edeceğiz.  Bu iki yanlış anlaşılmanın gündeme gelmemesi lazım." diye konuştu.
Kurtulmuş, AK Parti'nin anayasa paketinin ne zaman TBMM'ye geleceğine  ilişkin, "Daha önce yapılan çalışmalarla birlikte paket belli bir noktaya geldi.  Teklifimizi Meclis'e göndermeden önce diğer partilerle görüşüp, onların da onay  vereceği bir metin üzerinde çalışmayı esas kabul ederiz ama baktık ki bunun  imkanı yoksa biz kendi metnimizi TBMM'ye göndeririz. Zamanlamayı çok net  söylemekten ziyade bir an evvel, mümkün olan en kısa sürede bunun parlamentoda  görüşülmesini arzu ederiz." ifadesini kullandı. "Kaç maddelik bir paket parlamentoya gelir?" sorusuna Kurtulmuş, "Bu  aslında partilerle yapacağımız görüşmelerde ortaya çıkacak uzlaşmaya bağlı bir  şeydir. Tek başımıza bizim oylarımız yetmeyeceğine göre diğer partilerin de  onayını alabilecek bir noktada görüşmelerimize başlarız. Mümkün olacak en yüksek  konsensüsü sağlayabilecek bir metin oluşmasını isteriz. Maddeler de buna göre  değişecektir." yanıtını verdi. Kurtulmuş, referanduma ne zaman gidileceğine ilişkin ise bunun Meclis  takvimine bağlı olduğunu, siyasette net tarih vermeyi doğru bulmadığını ancak yaz  aylarından evvel referandumu gerçekleştirmeyi ümit ettiklerini dile getirdi.

Kışanak'ın gözaltına alınması
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak ve DBP'li Meclis Üyesi Fırat Anlı'nın gözaltına alınmasına ilişkin  Avrupa Birliği'nden gelen açıklamaları da değerlendirdi. AB'ye, kendilerine ilk anda gelen yönlendirici bilgilerle hareket  etmek yerine meselenin gerçeğini anladıktan sonra demeç vermeleri tavsiyesinde bulunan Kurtulmuş, şu görüşlere yer verdi: "Türkiye'nin her yerinde canlı bombaları patlatan, şehirlerde kazdıkları çukurlara bombalar yerleştiren bir terör örgütünden bahsediyoruz.  Sadece güvenlik kuvvetlerine değil bölge halklarına, oylarını aldıkları halka  hayatı zindan eden bir anlayıştan bahsediyoruz. Bu anlayış içinde seçilmiş  belediye başkanlarının belediye imkanlarıyla terör örgütüne ciddi şekilde destek  sağladığı ayan beyan ortadadır. Çok sayıda belediye başkanı görevden alındı,  onların yerine kayyumlar atandı, onlar da görevlerine devam ediyor.
Diyarbakır Başsavcılığının başlattığı bir soruşturma var. Soruşturma  kapsamında çok sayıda delillerle bu belediyenin imkanlarının terör örgütü emrine  tahsis edildiği iddiaları var. Devam eden süreç olduğu için iddia diyorum. Devam  etmekte olan mahkeme süreci vardır. Avrupalı dostlarımıza şuna söyleriz. Eğer  herhangi bir şekilde Avrupa başkentinin ya da Avrupa'nın büyük şehirlerinden  birinin belediye başkanı, varsayalım ki herhangi bir terör örgütüyle işbirliği  halinde olduğu suçlaması olsaydı bu suçlama karşısında nasıl hareket edeceklerse  şimdi de aynı şekilde hareket etsinler. Araştırsınlar, öğrensinler, biraz da  beklesinler." Kurtulmuş, gözaltılarla ilgili devam eden bir mahkeme sürecinin  olduğunu belirterek, şu değerlendirmeleri yaptı:  "Bilgiler yavaş yavaş ortaya çıkacak. Türkiye'nin terörle mücadelesi  kapsamında atılmış adımlardan biridir. Biz de mahkemenin atacağı adımları  bekliyor ve izliyoruz. Bizim de siyaset olarak söyleyeceğimiz bir şey yok. Ümit  ederiz ki savcılığın iddiaları doğru değildir. Büyükşehir belediyesinin terör  örgütüyle irtibatının ortaya çıkmamasını temenni ederiz. Diyarbakır gibi büyük  bir şehrimizin belediyesinin terör örgütüyle iltisaklı, irtibatlı olması herhalde  bizim de hoşumuza giden bir şey değildir. Soruşturmanın sonucunu bekleyelim."

" Adil Öksüz neden yakalanamıyor?"
 Adil Öksüz'ün neden yakalanamadığına ilişkin soru üzerine Kurtulmuş,  FETÖ'nün de PKK gibi bir terör örgütü olduğunu, niteliği itibariyle hiçbir fark  olmadığını söyledi.  Adil Öksüz'ün bir gölgeden ibaret olduğuna değinen Kurtulmuş, "Önemli  bir pozisyonda, örgüt lideri ile Türk Silahlı Kuvvetleri arasında bir aracı  olarak gidip gelmiş. Sonuçta bütün bu darbe teşebbüsünün bir numarası mıdır? Onu  bilmiyoruz. Bu tamamen kişisel yorumumdur; bir gölge olduğu kanaatindeyim. Esas  oğlanın başka yerlerde olabileceğini tahmin ediyorum." ifadesini kullandı. Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Adil Öksüz ile ilgili çok sayıda ihbar  geldiğini belirterek, bu ihbarların önemli bir kısmının da itibar edilecek  ihbarlar olduğunu, birtakım operasyonlar yapıldığını ancak henüz bir sonuç  alınamadığını vurguladı.

"4 milyon ödül yakalanmasını kolaylaştıracak"
 Adil Öksüz'ün nerede olduğunun bilinmediğine işaret eden Kurtulmuş,  şöyle devam etti: "Yakalanacağını ümit ediyorum, öyle olacağına inanıyorum. Önemli kilit  adamlardan birisi ama esas oğlan değil. Oyunun önemli aktörlerinden birisi  inşallah yakalanır. Çok sayıda bilginin kendisinde olduğunu biliyoruz. Güvenlik  kuvvetlerimizin ve hukuk çevrelerinin bu konuda yapması gereken soruşturma  kapsamında Adil Öksüz'ün bağlantıları üzerinde duruluyor. Bunlar da ortaya  çıkarılır. 4 milyon gibi çok büyük bir meblağın ödül olarak ortaya konulmuş  olması da yakalanmasını kolaylaştırıcı bir faktördür."
Kurtulmuş, Öksüz'ün istihbarat teşkilatları ile bağlantısının olduğuna  dair iddiaların hatırlatılması üzerine, Adil Öksüz'ün yakalanması ile bu  konuların aydınlanacağını bildirdi. Kurtulmuş, 15 Temmuz günü ve sonrasına  ilişkin bazı bilgilerin magazinleştirildiğine dikkati çekerek, "Meseleyi  magazinleştirmeden bu işin gerçeklerin ortaya çıkarılması şarttır. Adil Öksüz'ün  yakalanmasının çok sayıda önemli bilgiyi ve ipuçlarını ortaya çıkaracağını  biliyoruz." dedi.

Amerika'da yapılacak başkanlık seçiminden sonra FETÖ elebaşı Fetullah  Gülen'in iadesi konusunda nasıl bir tavır beklendiğinin sorulması üzerine,  Kurtulmuş, Amerika Birleşik Devletleri'nde siyaset yapıcıları nezdinde, meselenin Türkiye'ye doğru olumlu miktarda değiştiğini belirtti. Kendisinin de Amerika'da temaslarda bulunarak, üst düzey yetkililerle görüştüğünü aktaran Kurtulmuş, "Sayın Bekir Bozdağ'ın gitmesinde bu sefer önemli  bir adım atılacak. Bunlar bize diyor ki her resmi görüşmeden sonra 'Bu yargı  işidir iade edilmesi meselesi. Yargı belli bir süre alacaktır. Sizden 'yargıya müdahale edin' demiyoruz. Bizim için mesele süre meselesi değil, niyet  meselesidir. ABD'nin Fetullah Gülen mi, Türkiye mi ayrımını ortaya koyduğunuz  zaman 'evet Türkiye' diye ayrımını açıkça ortaya koyması gerekir. Bu adamı ya  iade edin, iade etmiyorsanız da bu adamı geçici tutuklama ile izole edin. Bekir  Bey, bu gittiğinde bunun üzerinde daha fazla duracak." değerlendirmesinde  bulundu.

"Gülen'in izole edilmesini istiyoruz"
Kurtulmuş, Gülen'in örgütün dünya çapına yayılmış şebekesini yeniden  bir araya getirmeye çalıştığını belirterek, örgüt üyelerine moral verip, daha  sonraki işlerde yeniden kullanabilecek duruma hazır hale getirmeye çalıştığını  söyledi. Şu anda Gülen'in yakın ve ciddi bir tehdit olduğunu vurgulayan  Kurtulmuş, "Amerikalılardan isteğimiz bunu izole etmeleridir. Uluslararası  şebekesine ulaşamamasını sağlamaktır. İade edilmesi için dosyalar var. Yeterinden  fazla delil sunulmuştur. Çok sayıda delil Amerikalılara verilmiştir. Tamam siz  iade sürecini devam ettirin aramızda Suçluların İadesi Anlaşması'nın 10. maddesi  bunu zaten zorunlu kılar. Bunu yaparken de bu adamı izole edin. Talebimiz budur."  ifadesini kullandı.

 Amerika'da şu anki durumun başkanlık seçimlerine yakın olunmasından da  kaynaklı olduğunu belirten Kurtulmuş, Barack Obama yönetiminin karar almakta  oldukça zorlandığını, kim seçilirse seçilsin bundan sonraki tercihin ya bir  terörist başı ya da 79 milyon Türk milleti olduğunu söyledi.

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, bir numaranın kim olduğuna dair  devletin elinde bilgiler olup olmadığının sorulması üzerine, "Bir numara  Pensilvanya'da oturan adamdır. Onun da burada görevlendirdiği birtakım adamlar  olduğu aşikardır." karşılığını verdi.

Yeni bir Kanun Hükmünde Kararname ile kamudan atılanlara yargı yolu  açılacağı yönündeki haberlerin sorulması üzerine Kurtulmuş, şöyle konuştu: "Bizim kamudan ayrılanlarla ilgili esas çalışmamız yapılacak  itirazların değerlendirilmesidir. Sanki darbe olmamış, Türkiye böylesine büyük  bir tehditle karşılaşmamış gibi 'FETÖ mağdurları' lafı kullanılmaya başlandı. FETÖ mağdurları yok açıkça söyleyim. FETÖ'nün mağdur etmeye çalıştığı 79 milyon  insanımız var. 241 şehidimiz, 2 bin 194 gazimiz ve milyonlarca insanımız FETÖ  mağdurudur. Bu süreçte biz taraftan bu örgüt Anadolu topraklarının tarih boyunca  gördüğü en büyük ihanet hareketidir. Bu hareket cezasız kalmayacaktır. Kim bu  örgütün yanında içinde, sağında, solunda irtibatlıysa bunun vebalini ödeyecektir.  Birkaç yüz asker, polisi darbeci olarak alın geri kalanı fiilen bu işin içerisine  karışmamış olanları da bu işin içerisine sokmayın. Yok öyle yağma. Bu örgüte  maddi, manevi anlamda destek olmuş olan herkes bunun hesabını verecek."

"KHK'larla insanları yeniden görevlerine iade ederiz"
Geçtiğimiz hafta görevden uzaklaştırılan 5 bine yakın öğretmenle  ilgili yapılan itirazların gözden geçirildiğini ve tekrar görevine iade  edildiğini anlatan Kurtulmuş, "Bir taraftan bu darbeye karışmış olanlardan hesap  soracağız diğer taraftan da hiçbir şekilde adaletsizlik yapmayacağız. Bu çerçeve  içerisinde gerekirse KHK'larla insanları yeniden görevlerine iade ederiz.  Adaletsizlikleri ortadan kaldırırız." dedi.

Kurtulmuş, "Bu KHK'nın eğer çıkacaksa polis, savcı ve askerlere kapalı  olacağına, onları kapsamayacağına dair detay doğru mudur?" sorusu üzerine,  şunları kaydetti: "Bu çalışmalar yapılınca kamuoyuyla paylaşılır. Çünkü her birisi  hassastır. Öyle bir ortamdayız ki bu anlamda hiç kimseyi bir şekilde  ümitlendirmek hiç kimseyi de bir şekilde ümitsizlendirmemek durumundayız.  Doğrusunu açıklıyoruz. Ne yapacaksak hiç gecikmeden bunu kamuoyuyla paylaşıyoruz.  Kamuoyuyla bizim resmi olarak paylaşmadığımız hiç bir bilginin doğruluğuna  vatandaşlarımız itibar etmesin."