Türkiye Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisince 15 Temmuz Demokrasi Meydanı'nda düzenlenen mitingde, vatandaşlara hitap etti.
"Siirt, can Siirt, canan Siirt, yeri kalbimizin baş köşesi Siirt" ifadeleriyle konuşmasına başlayan Erdoğan, "Eniştesi ve milletvekili olmaktan daima gurur duyduğum Siirt, bugün sizleri bir kez daha yürekten selamlıyorum." diye konuştu.
Siirt'in tüm ilçelerini tek tek sayarak selamlayan Erdoğan, "24 Haziran seçimlerinde yüzde 83'lük ve yüzde 75'lik oy oranlarıyla destan yazan Tillo ile Şirvan'a özellikle teşekkür ediyorum." ifadelerini kullandı.
Vatandaşların Regaip Kandili'ni tebrik eden Erdoğan, "Bizi bugün Leyle-i Regaip'e kavuşturan Rabb'imin barış, huzur ve esenlik içinde ramazan ayına da Kadir Gecesi'ne de vasıl eylemesini diliyorum. Bu mübarek gecenin milletimizin birliğine, beraberliğine, dünyanın dört bir yanında eziyet çeken mazlum ve mağdurların acılarının hafiflemesine vesile olmasını niyaz ediyorum. Filistin ve Suriye başta olmak üzere zulüm altında inleyen kardeşlerimiz için bu gecenin felaha vesile olmasını Rabb'imden diliyorum." değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 11 aylık bir aranın ardından tekrar Siirt'e gelmenin memnuniyetini yaşadığını ifade etti.
"Bugün maşallah Siirt bambaşka güzel" sözlerine yer veren ve Siirtlilere şükranlarını sunan Erdoğan, "Allah muhabbetimizi, dayanışmamızı, yol arkadaşlığımızı daim eylesin çünkü biz enerjimizi, kuvvetimizi, motivasyonumuzu buradan alıyoruz. Bize 40 yıldır siyasette milletimize hizmet etme şerefini yaşatan işte bu dayanışmadır. Bize 25 senedir İstanbul'dan başlayarak tüm Türkiye'ye hizmet etme onurunu tattıran şu aramızdaki muhabbettir." dedi.
"Gücümüzü milletimizin birliğinden, beraberliğinden alıyoruz"
"Muhabbetten Muhammed oldu hasıl, Muhammed'siz muhabbetten ne hasıl" ifadelerini aktaran Erdoğan, "Bize 17 yıldır Siirt'le beraber tüm Türkiye'ye birbirinden önemli eserler kazandırma gururunu yaşatan da yine aramızdaki sevgidir. Bizi ayakta tutan her türlü saldırıya karşı bize direnme gücü veren de işte karşımdaki şu uhuvvet tablosudur. Biz gücümüzü milletimizin birliğinden, beraberliğinden alıyoruz." diye konuştu.
Vatandaşların kendisine seslenmesi üzerine, "Siz enişteyi seviyorsunuz, enişte de sizi seviyor" karşılığını veren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz gücümüzü Kürt'le Türk'ün, Arap'la Laz'ın, Çerkez'in, Boşnak'ın, Gürcü'nün, Roman'ın kardeşliğinden alıyoruz zira biz yaratılanı Yaratan'dan ötürü sevdik. Biz gücümüzü medyadan değil işte şu karşımdaki meydandan alıyoruz. Biz gücümüzü, baronlardan, lobilerden, elitlerden değil gece bize dua etmek için uykusunu bölenlerin samimiyetinden alıyoruz. Biz sırtımızı emperyalistlere, bölücülere, PKK'ya, YPG'ye, PYD'ye dayayanlardan değil, eli kanlı katil sürülerinden değil, şu meydanı dolduran halkımızdan alıyoruz. Bu mücadeleyi de CHP gibi terör örgütünün siyasi uzantılarını belediyelere doldurmak için değil sizin için, milletimiz için veriyoruz. Biz bu mücadeleyi Türkiye'yi hedefleriyle, hayalleriyle, idealleriyle buluşturmak için veriyoruz.
Milleti ile yürüyen bir siyasetçinin aşamayacağı bir engel yoktur. Sırtını Hakk'a ve halkına yaslayan bir devlet adamının önünde durabilecek hiçbir fani güç yoktur. Evelallah Siirtli hemşehrilerimin desteği, duası yanımızda olduğu sürece üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir badire yoktur. Sizler bize, iradenize sahip çıktığınız sürece Allah'ın izniyle çözüme kavuşturamayacağımız hiçbir mesele yoktur."
Vatandaşlardan 31 Mart'ta güçlü bir destek beklediklerini ifade eden Erdoğan, "31 Mart'ta Siirt'in Türkiye'nin 17 yılda elde ettiği başarılara destek vermesini istiyoruz. 31 Mart'ta Siirt'in siyasi özgürlüklerine, temel hak ve hürriyetler alanındaki kazanımlarına sahip çıkmasını bekliyoruz. 31 Mart'ta Siirt'ten bu şehrin tarihine, kültürüne, şanına yaraşır bir tablo bekliyoruz." dedi.
Meydandakilere, "Siirt, 31 Mart'ta ülkene sahip çıkıyor musun? Siirt, 31 Mart'ta geleceğine sahip çıkıyor musun? Siirt, 31 Mart'ta sandığa, demokrasiye sahip çıkıyor musun? Siirt, 31 Mart'ta barışa, huzura, istikrara sahip çıkıyor musun? Siirt, 31 Mart'ta sandıklara sahip çıkıyor musun?" diye soran Erdoğan, olumlu yanıt almasının ardından, "Maşallah, barekallah, işte Siirt budur, Siirt'e yakışan da budur. İşte bizim bildiğimiz, tanıdığımız, aşık olduğumuz Siirt budur." karşılığını verdi.
"Siz Recep Tayyip Erdoğan'ı gayet iyi biliyorsunuz, öyle mi? Zaten bilmeseniz herhalde kızınızı vermezdiniz?" ifadelerini kullanan Erdoğan, "Sadece bu şehrin eniştesi, milletvekili olarak değil, 40 yıldır ülkemiz için verdiğimiz hizmet mücadelemizden de bizleri çok iyi biliyorsunuz. Eserlerimizle, yaptıklarımızla, yatırımlarımızla 81 vilayetimizin her birine kazandırdığımız yollarımız, barajlarımız, okullarımız, hastanelerimizle bizi gayet yakından tanıyorsunuz. Ailemizle, siyasetimizle, yaşantımızla tam 40 yılı aşkın süredir sizlerin huzurundayız." diye konuştu.
Şiiri tekrar okudu
Bu süreç içinde bir çok saldırıyla, anti demokratik müdahaleyle gizli açık pek çok darbe girişimiyle karşılaştıklarını söyleyen Erdoğan, "15 Temmuz gecesinde olduğu gibi doğrudan canımıza kastedildiği günler yaşadık. Burada Siirt'te okuduğumuz bir şiirden dolayı hapis cezasına çarptırılarak siyasi hayatımızın bitirilmek istendiği dönemleri gördük. Bu meydanda okudum o şiiri ve o şiiri okudum diye bizi içeri aldılar." hatırlatmasında bulundu.
Vatandaşların şiiri tekrar okumasını istemesi üzerine, "Bir daha mı? Ama birileri rahatsız olabilir." ifadesini kullanan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Minareler süngü, kubbeler miğfer, camiler kışlamız, müminler asker. Bir şey bizi sindiremez kar, bora, fırtına yüklense biz yine imanı ile övündüğümüz ecdadımızla zaferleri taçlandıran bir milletiz. Unutmayın herkesin bir hesabı varsa Allah'ın da bir hesabı vardır. Hiç şüphesiz Rabb'imiz hesap yapanların en hayırlısıdır."
Erdoğan, milli irade düşmanlarının kapatmaya çalıştığı yolu açanın da Siirt olduğunu belirterek, şunları söyledi:
"Yüzde 85 oyla evladını parlamentoya gönderdi. Neresi, Siirt. Bu bir rekordu. 'Muhtar bile olamaz' diye manşet attılar, kutlamalar yaptılar. Ama 16 yıl önce şahsıma verdiğiniz oylarla yine siz onların kursaklarında bıraktınız bu düşündüklerini. Siirt'te sonlandırılmak istenen hikayemize sizler, 9 Mart 2003'te taze sayfa açtınız. Siz, bize, bu kardeşinize sahip çıktınız. Siz bize inandınız, güvendiniz, itimat ettiniz. Bizler de hamdolsun sizlerin güvenini asla boşa çıkarmadık. Emanetinize asla hıyanet etmedik."
"Milli iradeyi, CHP ve HDP'ye rağmen güçlendirdik"
1994'te İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile devraldığı hizmet sancağını, Başbakan ve Cumhurbaşkanı olarak bugünlere taşıdığını anlatan Erdoğan, "Hayata geçirdiğimiz reformlarla demokrasimizin standardını yükselttik. Tabelalar, harfler, klavyeler üzerindeki kısıtlamaları kaldırdık. Köy, ilçe, çocuk isimleri üzerindeki yasakları biz kaldırdık. Kılık kıyafet, başörtüsü, dış görünüş üstündeki baskılara biz son verdik. Ülkemizin hangi sorunu, problemi varsa cesaretle, kararlılıkla onun üzerine gittik." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Kürt kardeşlerimizin meselesini de Arap kardeşlerimizin meselesini de Alevi, Sünni vatandaşlarımızın sıkıntılarını da biz çözüme kavuşturduk. Hem de bütün bunları CHP ve HDP gibi Türkiye'nin kronik sorunlarına çözüm bulmak yerine onlardan beslenen asalaklara rağmen yaptık. Milli iradeyi, CHP ve HDP'ye rağmen güçlendirdik. Demokrasimizi CHP ve HDP'ye rağmen ilerlettik. Ekonomimizi ve CHP ve HDP'ye rağmen büyüttük. Hak ve özgürlükleri CHP ve HDP'ye rağmen genişlettik. Barış, emniyet ve huzur CHP ve HDP'ye rağmen perçinledik. 82 milyonun kardeşliğini CHP ve HDP'ye rağmen savunduk. CHP ve HDP'nin başını çektiği onca provokasyona rağmen, hukuk ve adaletten asla taviz vermedik. Cumhuriyet mitinglerine, Gezi olaylarına, 17-25 Aralık darbe girişimine, 6-8 Ekim hadiselerine, 15 Temmuz ihanetine kadar her türlü saldırının, kışkırtmanın üstesinden işte böyle geldik. Son 17 yılda attığımız adımları, gerçekleştirdiğimiz bütün reformları CHP, HDP zihniyetine rağmen başardık. Şimdi bunlara birisi daha takıldı. Sözde İYİ Parti. Öyle bir yanlış yapıyor ki dün birlikte Denizli'ye gitmişler. Denizli'de yaptığı konuşmada, bu Hanımefendi, benim Denizlili kardeşlerime 'terörist' dediğimi söylüyor. Ya bunun medyada ne yazıyor, bir hafta önce cumhurbaşkanı buraya geldi ne konuştu, bundan da haberi yok. Bunların kılavuzu karga."
Denizli'deki konuşmasını hatırlatan Erdoğan, "Ben vatandaşıma 'terörist' diyecek kadar enayimiyim." dedi.
"İşte buyurun, baş terörist"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, alandakilere "Kime terörist diyorum şimdi izleyelim" diyerek, HDP'li yöneticilerin bölücü terör örgütü PKK ile ilgili sözlerinin yer aldığı videoyu izletti.
Videoda "Kürdistan'da kazanacağız, batıda AKP ve MHP'ye kaybettireceğiz" diyen HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli'nin çıkması üzerine Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
"İşte buyurun, baş terörist. Bu adam Kürt değil. Soruyorum sizlere, Türkiye'de Kürdistan diye bir bölge var mı? Türkiye'de benim Güneydoğu Anadolu, Doğu Anadolu bölgem, Karadeniz, Akdeniz, Orta Anadolu, Ege bölgem var, Marmara var. Ama bizde Kürdistan diye bir bölge yok. Sen, Kürdistan'da yaşamak istiyorsan, Kuzey Irak'ta Kürdistan var, buyur oraya git, orada yaşa. Ama benim ülkemi bölme gayreti içine giremezsin. Buna biz de müsaade etmeyiz, benim milletim de müsaade etmez. Kaldı ki ne diyor, '1 Temmuz'a kadar terörle mücadeleyi kaldırmazsanız, savaş çıkar'. Sen kimsin. Siz zaten hep bunun içerisinde oldunuz ama biz, askerimizle, polisimizle, Cudi'ye, Gabar'a,Tendürek'e girdik, inlerinize kadar sizi kovaladık. Bundan sonra da halkımın huzurunu kaçıracak olanları oralara kadar kovalayacağız. Durmak yok yola devam."
"Bunlarla yola çıkılmaz"
"Bu milletin huzurunu kaçıramayacaksınız. Bu vatanı bölemeyeceksiniz, parçalayamayacaksınız." diyen Erdoğan şu değerlendirmeyi yaptı:
"'Biz, gücümüzü YPG, PYD, PKK'dan alıyoruz' diyor. İşte terörist bunlar. Ben, bunlara 'terörist' diyorum. Bundan daha güzel bir ifade olur mu? Bayan Meral Hanım rahatsız olmuş. İyi ki oldun. Hani sen geçmişin ülkücüsüydün, milliyetçiydin? Ne oldu da sana bu kadar değişiverdin? Ama güvenmeyin bunlar çok rahat değişirler. Bu, partimi kurduğumuz zaman benimle beraber yola çıkanlardandır. Ama sonra da bizi, Afyon'dan yola çıkarken satanlardandır. Orada bizi sattı kayboldu. Bunlar bu. Ondan sonra başka partilere gitti. Oraları da sattı. Hatta kendi partisinde bile 'ben ayrılıyorum, bırakıyorum' dedi. Bir de baktık ki anında geri döndü. Onun için bunlarla yola çıkılmaz. Bunlara güven de olmaz. 31 Mart bunlara en büyük hesabın sorulacağı gün olacaktır. Şimdi bunlar, aklını hırsının esiri yapanlar hariç bugün herkes gerçeği görüyor. Hayata ideolojik kalıplarla bakanlar dışında elini vicdanına koyan her bir vatandaşımız şu hakikati kabul ediyor; 2002'nin Türkiyesi ile 2019'un Türkiyesi arasında dağlar kadar fark var. Bugün ekonomisiyle, dış ticaretiyle, ihracatıyla, sanayisiyle, üretimiyle kendisinden söz ettiren bir Türkiye var."
(AA)