1
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Meydanların diline baktığımızda öyle zannediyorum ki bu seçimde çok ciddi bir yanılmayı anket şirketleri yaşayacak." dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçildiği gün ve o dönemdeki konuşmalarını içeren bir video gösterilerek, "25 yıl önce bugün, çok büyük bir dönüşümün de başlangıcı oldu. 25 yıl önce verdiğiniz mesajda 'ben kısa mesafe koşucusu değilim, maraton koşucusuyum' diyorsunuz. Bunu kanıtladınız zaten." değerlendirmesi üzerine Erdoğan, "İlanihaye sürecek bir maraton. Maratonun da sınırı var biliyorsunuz." ifadesini kullandı.
Türkiye'de kendisiyle beraber yaşanan bu büyük dönüşüme ilişkin değerlendirme yapması istenen Erdoğan, kendisine yapılan video sürprizine ilişkin "gayet güzel" değerlendirmesinde bulundu ve 25 yıldır millete hizmet yolunda, millet için, milletle beraber yürüdüklerini ifade etti.
Hak bildikleri davanın öncüleri de bizzat millet olunca önlerine çıkan her türlü engeli aşmayı başardıklarına işaret eden Erdoğan, "Bugüne kadar herhangi bir engel karşısında da tıkanmadık ve yolumuza kararlı bir şekilde devam ettik." dedi.
Seçildiğindeki bir konuşmasında, "Yerel hizmetler noktasında kimse bize özel çıkarı için gelmesin ve sadece Refah Partililerin belediye başkanı değilim, tüm İstanbulluların belediye başkanıyım." dediğini anımsatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şu anda da tabii her ne kadar AK Parti'li bir Cumhurbaşkanı olsam da ben tamamıyla bu ülkede 82 milyonun Cumhurbaşkanıyım. Tabii Bay Kemal, bunları hazmedemiyor, anlayamıyor. 'Ben Cumhurbaşkanı demem' diyor. İster de ister deme. Biz yeni yönetim sistemiyle artık bu iş bu şekilde tescillenmiş ve bu ülkede tüm milletin onayını almış ve milletin onayını aldıktan sonra da artık yeni yönetim sistemiyle de Anayasamıza bu işlenmiş durumda. Bu şekilde de şu anda Türkiye'nin dört bir yanında, 780 bin kilometrekarede 'buradan bize oy gelmedi, buraya dokunma, buradan geldi buraya yüklen' demedik. Yani biz CHP'lilerin olduğu yerde de öbür tarafta HDP'lilerin olduğu yerde de diğer siyasi partilerin olduğu yerde de hepsine çalışmalarımızı, hizmetlerimizi dört dörtlük götürdük. Niye? 780 bin kilometre bizim vatanımız ve biz bunun sorumlusuyuz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rabia ile "tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet" dediklerine dikkati çekerek, "Biz bu dörtlü içerisinde hiçbir şeyi eksik bırakmadan bu yola devam edeceğiz. Artık Türkiye'de hiçbir şey eskisi olmayacak dedik, yola öyle çıktık ve Allah'ın yardımıyla ve milletimin desteğiyle gerçekten yeni bir Türkiye'yi inşa ettik, inşa ediyoruz." diye konuştu.
Programda Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, çocukluk yıllarını, anne babasını ve ailesini kendi ifadeleriyle anlattığı çeşitli konuşmalarının yer aldığı bir video da gösterildi.
Erdoğan, bugün illerde 58. mitingini yaptığı belirtilerek, "Meydanların dilini en iyi bilen, en iyi okuyan lidersiniz. Ne diyor meydanlar?" sorusu üzerine şöyle konuştu:
"Gerçekten meydanların diline baktığımızda öyle zannediyorum ki bu seçimde çok ciddi bir yanılmayı anket şirketleri yaşayacak. Çünkü anketlerden gelen bilgilere baktığımız zaman aralarında korkunç farklılıklar var. Birbirine yakın bile diyemeyeceğim kadar farklılıklar var. Ama meydana baktığınız zaman ben diyorum ki meydanlar yalan söylemez. Mecbur mu yani bu insanlar meydanlara gelsin. Diyelim, bugün Düzce'de saat 12, millet meydanda. Bu meydanı dolduran benim Düzceli kardeşlerim, büyük bir heyecanla, büyük bir coşkuyla kadını, erkeği orada konuşmam bitene kadar ayrılma diye bir şey yok. Bir de ayrılmadığı gibi ondan sonra bir de resim faslı başlıyor. 'İlla resimler çektirelim.' Bütün bunlarla beraber tabii, bir de bizim hediyeleşmemiz oluyor. Bu sene biz biliyorsunuz çay dağıtıyoruz. Erkeklere dağıtmıyoruz, tabii bayanlara dağıtıyoruz. Hoşlarına gidiyor, iyi de oluyor."
Bugün havanın üç ilde de iyi olduğunu ancak yağmurlu havalarda da aynı şekilde miting yaptığını dile getiren Erdoğan, "Yağmurda bile yani bazı eksilmeler olmasına rağmen mitinglerimizi bekleyenler vardı. Yenikapı'da, 1 milyon 600 bin kişi, bu emniyetin verdiği resmi rakam, bu 1 milyon 600 bin kişinin, bir de geometrik olarak artısını düşündüğünüz zaman olay tabii çok daha farklı bir neticeye doğru gidiyor. Ben bunu durgun suya benzetiyorum. Bir taş atarsınız ondan sonra dalga dalga kenara doğru yayılır. Yenikapı, bize çok farklı bir söylemde bulundu." ifadelerini kullandı.
"Diğerleri acaba Yenikapı'da neden böyle bir miting yapmadılar?" sorusunu soran Erdoğan, "Hepsi bir araya gelip niye yapmadılar, neden yapamıyorlar? Tabii bunun bir gerekçesi var. Yoksa bir güven olmuş olsa yaparlar. 'Bir aksilik olursa...' Herhalde bunu düşündüler. 'Biz o mitingin karşılığını aynen biz de orada yaşayamazsak, bu nasıl yorumlanır?' Herhalde bunu düşündüler. Yani İstanbul böyleyken Ankara farklı mıydı? Ankara da gayet güzeldi, İzmir gayet güzeldi." diye konuştu.
"İzmir'de rekor kişi toplanmış" sözleri üzerine Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"O da gayet muhteşemdi. Kendisi oradan milletvekili olduğu halde, seçim kazanabilirsin o ayrı bir mesele ama o milleti oraya çekebilmek ayrı bir konu. Onun için bu anket şirketlerinin bu defa ben çok farklı bir yanılgı içinde olduklarını, gerçek anketin yapılacağı pazar gününün akşamı göreceğiz. Asıl anket pazar günü. Bir de meydanların dili olarak ifade ettiğim anketler var. Bunlara baktığımız zaman gerçekten şu anda iyi gittiğimize inanıyorum. Hedefe inşallah varacağız diye inanıyorum. Milletime güveniyorum. Rabbim de dualarımızı inşallah kabul edecek, çok dualar var."
Cumhurbaşkanı Erdoğan'a sürpriz hediye
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Çok enteresandır. Yola çıkarken bir küçük yavrunun bir hatırası vardı. Ben onu bugüne kadar sakladım. Bu programda halkımla bunu paylaşayım dedim. Bugün de onu yanımda getirdim. Numarayı da koymuş." diyerek bir kız çocuğunun, bileklik ve 50 lira parayla birlikte verdiği mektubunu okudu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın okuduğu mektup şöyle:
"Merhaba Cumhurbaşkanım. Ben Gülderen Yiğit. Biz ailece sizleri çok seviyoruz. Televizyondan her zaman takip ediyoruz. Siz ekrana çıktığınızda kardeşime 'Tayyip Dede' dedirtmeye çalışıyoruz. Ben bu bilekliği artık kullanmıyorum. Bu yüzden size veriyorum. Sizler de bu bilekliği ve parayı, devletimizin ihtiyacı için kullanırsanız mutlu oluruz. Cumhurbaşkanım, Allah sizi başımızdan eksik etmesin. İnşallah bu seçimde de siz kazanırsınız. Cumhurbaşkanım, eğer boş vaktiniz olursa bizi bu numaradan arayabilirsiniz. Tabii bu aramanızda bir sesinizi duymuş oluruz."
Erdoğan, mektupta çocuğun annesinin, babasının, kardeşinin adını verdiğini aktararak, "Bu da Gülderen'in bilekliği. Para da burada, 50 lira." dedi.
"Bütün yorgunluğunuzu alıyordur." değerlendirmesi üzerine Erdoğan, "Almaz olur mu? 50 lira. Bir 20'lik, üç tane 10'luk. Gülderen, gözlerinden öpüyorum. İnşallah ekrandasındır bu akşam, izliyorsundur. Okul zamanı da aynı zamanda. Gülderen'in o küçücük bileğinden gelen, üzerinde kalplerin de olduğu, o da tabii 'Kalbimizdesin' demek. Ben de gözlerinden öpüyorum. İnşallah bu seçimlerin en büyük sermayesi bu." ifadelerini kullandı.
Kürt vatandaşlara çağrı
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Kürt vatandaşlarıma sesleniyorum; Sizin iradenize ipotek koyanlara, gelin demokratik bir şekilde sandıkta gereken cevabı verin." dedi.
Türkiye'de 31 Mart'tan sonra 4,5 yıl seçim olmayacağı hatırlatılarak bu süreden sonra Türkiye'nin hem bölgesinde hem de dünyadaki yerine ilişkin görüşleri sorulan Erdoğan, şöyle konuştu:
"CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı vardı. O adaylığı sırasında, öncesinde tabii ısrarla Bay Kemal'in Cumhurbaşkanlığı için aday olmasını istemişti. O ara dillerde olan çok ilginç bir şey vardı. 'Çıkmışsın yenmiş, çıkmışsın yenmiş, yenmiş de yenmiş' dizeleri vardı. İnşallah yine öyle olacak. Allah'ın izniyle bu seçimden de biz o şekilde çıkacağız. Çünkü ittifakımız çok sağlam bir zeminde yürümeye devam ediyor. Temel sağlam. Kaçak göçek yok. İnşaasında da milletimiz var. Millet nerede? Meydanlarda. İşte, milletle beraber yürüyoruz."
"Lider kadrodan bunlar kayıplar vermeye başladı"
Arif Nihat Asya'nın, "Yürüyeceksin, millet yürüyecek arkandan" dizelerini hatırlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Şu anda biz öyle yürüyoruz. PKK'dan DEAŞ'a, FETÖ'den DHKP-C'ye kadar karanlık güçlerin besleyip, büyüttüğü, üzerimize saldığı ne kadar terör örgütü varsa hepsini tepeledik, tepeliyoruz. Şu anda bizim polisimiz, askerimiz, Cudi'de, Gabar'da, Tendürek'te ve Kandil'de bunlara çok ciddi hesaplar sordu. Şu anda tabii lider kadrodan bunlar kayıplar vermeye başladı. Bunları söylemeyeceğim. Mesela şu anda Kuzey Irak'ta önemli sorumlular bitti. Bir tane çok çok önemli liderleri şu anda ağır yaralı. Bunun yanında tabii ölenler var. Bütün bunlarla beraber bir defa polisimiz, askerimiz, jandarmamız hepsi el ele, yılmadan, usanmadan, biz bu terörü inşallah bitirmenin kararlılığı içerisindeyiz, buradan taviz yok, bu işi çözeceğiz."
Erdoğan, terör belasını çözmedikten sonra yatırımcı ve girişimcilerin Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu Bölgesine yatırım yapmayacağını dile getirdi.
Doğu ve Güneydoğu'da yatırım için gerekli olan her türlü şartın hazır olduğuna işaret eden Erdoğan, oraların terörden arındırılmaya başladığı andan itibaren yatırımcıların peyderpey gelmeye başladığını ama daha yüksek yatırımlar yapılabilmesinin hasreti içerisinde olduklarını ifade etti.
Terör örgütleri ve onların hamilerinin yerel seçimleri bir fırsat olarak gördüklerini dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu:
"Ama biz önümüze bakacağız. Bir defa bu seçim bir genel seçim değil. Yerel seçimde de Türkiye'de Cumhurbaşkanı, kabine değişmeyecek ki. Bununla bunlar milleti aldatmaya çalışıyorlar. Ben de milletime sesleniyorum; 4,5 yıl uzun bir süreç. Tüm bu terör örgütlerini biz yerle bir edecekken ama benim sevgili milletim, verdiğin bu oyla lokal, mevzii anlamda oralarda bir yönetici seçeceksin. Peki bu seçeceğin yönetici senin oradaki bütün ekonomik durumunu mu düzeltecek? Öyle bir yetkisi var mı? Yok. Kaldı ki bunlar, hele hele Güneydoğu'da çukurlar yaptılar, kanallar açtılar, devletin bütün imkanlarını maalesef halka değil, Kandil'e gönderdiler. Bunlar terörü beslediler."
Diyarbakır Belediyesi önünde aylarca çadır kurup, çocukları Kandil'e kaçırılan anneleri hatırlatan Erdoğan, "Bu durdu mu? Yok. Hala Kandil'e oradaki baronlar bu genç kızları 13,14, 15,16 yaşında kaçırıyorlar. Kaçırmakla kalmıyorlar, biliyorsunuz oralarda çok ciddi taciz eylemleri de var. Bu namussuzlar bunu da yapıyorlar. Bunları biz tabii gerçekten anlatmak için dilimizde artık tüy bitti. Diyoruz ki 'Ey anneler, ey babalar, bak dikkatli olalım, bu oyuna gelmeyelim, gelin bu oyunu bozalım.' Bunu sadece biz tek başımıza bozarız dersek bu büyük bir iddia olur ama milletimizle beraber, Doğu'da, Güneydoğu'da halkımızla beraber, el ele verdiğimizde bu işi biz bitiririz ve bitireceğiz." ifadelerini kullandı.
"İHA'lar koordinatları yakalıyor SİHA'lar, F16'lar vuruyor"
Erdoğan, terör operasyonlarına ilişkin detaylara ve "Bir gece ansızın gelebiliriz" mesajındaki o gecenin ne zaman olacağına ilişkin soruya da şu yanıtı verdi:
"Şimdi o geceyi açıklarsak orada bir tane adam bulamayız. Az önce gösterdikleriniz işte bunun aslında ön yoklamaları. Bunlar eğer haber verilerek olsa, netice alamazsınız. Ama bunları biz tabii hiç haber vermeden, 'Bir gece ansızın' derken bunu başarıyoruz. Şimdi bunların içerisinde şu anda alt seviye falan yok. Bakıyorsunuz, Kandil bölge sorumlusu, çok önemli. Bunun yanında dış ilişkiler sorumlusu ve örgüt sözcüsü. Bu ismi ismen söylemeyeceğim. Bu isim çünkü aslında biliniyor ama şu anda komada olduğunu arkadaşlar söylüyorlar ve lider kadrosunda bu. En üstteki o baronların arasında olanlardan ağır yaralandı. Daha önce de bunların Sincar sorumlusu öldürülmüştü. Şu anda bu şekilde orada devam eden bir süreç var.
Bizim buradaki en önemli, İHA'lar koordinatları yakalıyor, SİHA'lar yakaladığı koordinatlarla vuruyor, aynı zamanda tabii F16'lar, vesaire merkeze verilen bütün bu bilgilerle beraber gerektiğinde F16'lar devreye giriyor. F16'lar da o vuruşlarıyla bunu hallediyor. Şimdi bir gece ansızın gelebilme olayına gelince, işte hiç haber, vesaire, falan vermeden hemen biz ön haberi, ön talimatları da verdiğimiz için onlar hiç sağa sola bilgiyi vermeden gidip gereğini yapıyorlar. Zira dost bildiklerimiz bile bizim karşımıza dikiliyor. Onun için hiç gerek yok. Hemen her şey 'ha' denildi mi onlar görevinin zaten bilinci içerisinde gidip, işi bitiriyorlar, bize de neticeyi veriyorlar. Burada olduğu gibi."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, terörle mücadelede yeni bir dönemin içerisinde olunduğuna dikkati çekerek, yerli ve milli imkanlarla geliştilen silahlarla teröristlere göz açtırılmadığını vurguladı.
Komada olan teröristin adının ne olduğuna ilişkin soruya ise Erdoğan, "Bunu çıkınca söylersem daha iyi olur. Çünkü görevli arkadaşlarımızın da bu noktada hassasiyetleri var, plan işlemesinde fayda var." dedi.
"Bunlar çok başarısız bir siyaset oynadılar"
Muhalefet partileri arasındaki ittifakın saklanmasına ilişkin bir soruyu da yanıtlayan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Burada aslında bunlar çok başarısız bir siyaset oynadılar. Zannettiler ki 'biz böyle bir 4'lü bir araya gelirsek, bunu da gizlersek, netice alırız.' Gizleyemezsin ve nitekim de gizleyemediler. Çünkü öyle yerler var ki oralarda zaten seçimi almaları mümkün değildi. Ama 'böyle bir şeyi gizli ittifaklarla yaparsak, oradan bir netice alırız.' Halkımız, CHP, sözde İYİ Parti, HDP ve Saadet Partisi arasındaki bu ittifakı, ki Sayın Bahçeli'nin ifadesiyle 'zillet ittifakını' ben de 'illet' diyorum, çok iyi idrak etmiş, kapalı kapılar ardında dönen pazarlıkları da biliyor ama detayını bilmiyor. Biz bu detaylara ulaştık."
Bunlar arasında HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli'nin açıklamalarına dikkati çeken Erdoğan, "Bu açıklamayı PKK'dan bağımsız yaptığı düşünülebilir mi? Burada da açıkça bunu söylüyor, hadi onları anladık, zaten onlar PKK'dan emir almadan adım dahi atamazlar. CHP, sözde İYİ Parti, Saadet Partisi de onların peşine takılmış durumdalar." ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin birbirinden güzel 7 coğrafi bölgesi olduğunu vurgulayan Erdoğan, Temelli'nin "Kürdistan'da biz kazanacağız, Batı'da AK Parti ile MHP'ye kaybettireceğiz.' sözlerini anımsattı.
Erdoğan, "Sen bu ülkede Kürdistan'ın olup olmadığını bilmeyecek kadar gafilsin, cahilsin. Eğer bu kadar Kürdistan meraklısıysan Kuzey Irak'ta Kürdistan var, defol git orada yaşa. Seninle beraber oranın sevdalısı olanlar varsa onları da al yanına, onları da götür ama bu ülkeyi bölemeyeceksiniz." değerlendirmesini yaptı.
Türkiye'de Kürdistan diye bir bölge olmadığının altını çizen Erdoğan, "Biz beka meselesi derken bunu boşuna konuşmuyoruz. İşte 31 Mart bir beka meselesidir. Bu temelsiz Sezai birlikteliğin diğer bileşenlerinin iplerini eline almış, tehdit ediyor. 'Biz yoksak siz bir hiçsiniz' diyor." dedi.
Erdoğan, Temelli'nin CHP'nin Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkan adayı Mansur Yavaş ve İstanbul'daki adayı Ekrem İmamoğlu için kullandığı sözleri hatırlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"3 milyon Kürt varmış İstanbul'da onların oylarıyla... Sen ne zamandan beri kalktın da benim Kürt vatandaşlarımın milli iradesine ipotek koyuyorsun. Böyle bir ahlaksızlık olabilir mi? Ben buradan Kürt vatandaşlarıma sesleniyorum; Sizin iradenize ipotek koyanlara, gelin demokratik bir şekilde sandıkta gereken cevabı verin ve iradenizi sandığa yansıtırken, bu işi en iyi bilen kim, ona bakın. Çünkü bu insan İstanbul'u yönetecek. İstanbul'u yönetecek kişinin sadece belediyecilik değil, devlet yönetimi nedir bunu bilmesi lazım. İşin belediyeciliği aşan bir boyutu da var. İstanbul'da bizim adayımız Binali Yıldırım Bey. Binali Bey, benim belediye başkanlığımda İDO Genel Müdürümdü. Başkanlığa geçtim, benim Ulaştırma Bakanımdı. Bakın bütün bunların hepsinin yerelle de ilgisi, alakası var."
Erdoğan, İstanbul'un bütün altyapısında ulaştırma bakanlığının destekleri olduğunu anımsatarak, Marmaray'ı, Avrasya Tüneli'ni ve üçüncü köprüyü devlet olarak kendilerinin yaptıklarını, bunun yanında AK Partili belediyelerin de İstanbul'da çok ciddi metro ve benzeri yatırımlar yaptıklarını da hatırlattı.
"Gelin demokratik bir şekilde sandıkta gereken cevabı verelim"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kürt vatandaşlarıma sesleniyorum; sizin iradenize ipotek koyanlara, gelin demokratik bir şekilde sandıkta gereken cevabı verin." dedi.
"Bu topraklar üzerinde 'Kürdistan' diye bir bölge inşa etmeleri söz konusu değildir"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Cumhur İttifakı olduğu sürece, bu topraklar üzerinde 'Kürdistan' diye bir bölge inşa etmeleri söz konusu değildir." dedi.
"Cumhur İttifakı ile baş edemeyeceklerini anlayınca büyük bir yalana sarıldılar"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Cumhur İttifakı ile baş edemeyeceklerini anlayınca HDP'ye oy veren Kürt kardeşlerimi 'terörist' ilan ettiğimi iddia ederek, büyük bir yalana sarıldılar. Bu alçaklıktır, alçalmaktır." dedi.
"HDP, nerede aday göstermediyse bilesiniz ki oranın suflörlerinden bir tanesi onlar. Neresi, Kandil"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "HDP, nerede aday göstermediyse bilesiniz ki oranın suflörlerinden bir tanesi onlar. Neresi, Kandil. O, sufle ediyor ve aşağıda da dizayn ona göre yapılıyor." dedi.
"Millet terör çukurları kazan değil, gül bahçeleri açan belediyeciliği hak ediyor"
Erdoğan, "Yüksek Seçim Kurulu, bu GBT olaylarını dört dörtlük çıkarmıyor. Aslında bunun çıkması, bunların aday olamaması lazım. Millet terör çukurları kazan değil, gül bahçeleri açan belediyeciliği hak ediyor." dedi.
"Milletimizin oyunun rengini zorla değiştirmeye kalkan, karşısında bizi bulur"
Terörle en ufak ilişkisi olanların görevden alınacağını ifade eden Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:
"Milletimizin oyunun rengini zorla değiştirmeye kalkan, karşısında bizi bulur. Yerel yönetimlerde teröre ucundan, kenarından, köşesinden bulaşanı görevden alacağız. Bunu yine söylüyorum."
Mansur Yavaş'ın adaylığı
CHP Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mansur Yavaş hakkındaki iddialara da değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü:
"(Mansur Yavaş) Bu adamın vergi ile de sıkıntıları var. Hepsi dökülüyor. Bunların da Bay Kemal takipçisi olmasa dahi bizler takipçisiyiz. Allah göstermesin, Ankara bu tür cambazlara teslim edilir mi?"
Trump'ın Kudüs politikası
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "BM, bu kararı vermiş olmasına rağmen şu anda Trump maalesef adeta bir Ali kıran baş kesen. Kudüs meselesinde takındığı tavır öyle." dedi.
Ayasofya'nın statüsü
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ayasofya'nın statüsüne ilişkin de değerlendirmelerde bulunalar, şunları kaydetti:
"Ayasofya, müze olarak anılmayacak. O statüden bir defa çıkacak, Ayasofya'yı cami olarak anacağız."
(AA)