İhsana varmak kulluğun zirvesi

İhsan, yalnızca Allah'a kul olmak, her an O'nu görüyormuş gibi yaşamaktır. Peygamber Efendimiz şöyle buyuruyor: “İhsan, Allah'ı görür gibi kulluk etmendir. Sen O'nu görmesen de O seni görmektedir.”

Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: "Kim ihsan üzere Allah'a kulluk ederse, Rabbi onu mükâfatlandıracaktır. Onlar asla korkmayacak ve üzülmeyeceklerdir." Mümini mümin yapan hasletlerden biri de ihsan bilincidir. Cenâb-ı Hakk'ın kâinatı yoktan var ettiğine ve yönettiğine iman etmek, kullarına karşı cömert olduğuna gönülden inanmaktır. Rabbimizi herkesten ve her şeyden daha çok sevmektir. Rehber olarak Kur'an'ı, örnek olarak Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.s)'i, ölçü olarak İslam'ın hayat veren ilkelerini samimiyetle kabul etmektir. Gönül hanemizi tevhitle inşa etmek, ruhumuzun sekinetini Allah'ı zikirde aramaktır.

İBADETLERİNİ YAPAR

Doğruluk ve dürüstlükten ayrılmamak, Rabbimizin yarattığı her varlığa iyilikte bulunmaktır. Nihayetinde ihsan, müminin mesleğini en güzel şekilde yapması, işini hakkıyla yerine getirmesi, görevine sadakatle bağlı kalmasıdır. İhsan bilinciyle yaşayan mümin, namazını kendine miraç kılar. Zekâtıyla kazancını manevi kirlerden arındırır, malını bereketlendirir, kardeşliğini pekiştirir. Orucuyla kendisini kötülüklerden korur, bedenini ve ruhunu şifaya kavuşturur. İhsan bilincini kuşanan mümin nezaket sahibidir; kimseyi incitmez. Güvenilirdir; emanete ihanet etmez, kul ve kamu hakkına tevessül etmez. Takva sahibidir; yalan ve iftiraya, gıybet ve dedikoduya, kin ve hasede hayatında asla yer vermez. İhsan sahibi olmak, halk içinde Hak ile beraber olmaktır. Herkesin canını, malını ve onurunu dokunulmaz bilmek, şiddete asla meyletmemektir.

İTİKAF HUZURU

Endonezyalı Müslümanlar 'itikaf' ibadetlerini yerine getirmek için başkent Cakarta'daki İstiklal Camii'de toplandı. Her yıl ramazan ayının atmosferini farklı şekilde yaşamak isteyen bazı Müslümanlar, ramazanın son 10 gününde dış dünyayla bağlantılarını keserek itikaf ibadeti için camilere kapanıyor.