HAZRETİ MEVLANA'NIN MESNEVİ'SİNDEN... (09.06.2016)

Bir âşık gelip ilâhî aşk ile bağlı olduğu sevdiğinin kapısını çaldı. O Allah(cc) dostu içeriden “Sen kimsin?” diye seslendi. Kapıyı çalan “Benim!” dedi. 

Allah(cc) dostu “Senin gibi hamlar için içeri girme zamanı gelmiş değildir. Mânevî nimetlerin sofrasında senin gibilere yer yoktur. O sebepten şimdi git!” dedi.
Ham olan kişi ayrılık ateşinden yanıp tutuştu. Efendimiz(sas) “Bir kimse her şeyini hatta kendini Allah’a(cc) verirse Allah’ın gerçek bir kulu olur.” buyurmuştur.
Dost kapısından kovulan adam tam bir sene yollara düştü. İçerisinde bulunduğu ayrılık ateşi âşığı yaktı ve pişirdi. Tekrar aynı kapıya geldi ve bir müddet bekledi. Daha sonra kimsede korku ve tereddüt oluşturmayacak şekilde dikkatlice kapıyı çaldı.
Efendisi içeriden seslendi:
“Kapıyı çalan kimdir?”
Âşık “Ey gönlümü elimden almış olan! Kapıdaki sensin!” dedi. Allah(cc) dostu cevap verdi:
“Madem ki şimdi sen bensin, ey ben olan, benden olan içeri gir. Bu ev dardır, bu evde iki ben için yer yoktur. Benlik davasından geçtiysen gel buyur!”
Fâni olan insan ancak kendisini Bâkî olan varlığa teslim ederse bâkî olur...