Üşenenler bize ‘Yökş’ diyebilir

EMİNE BIYIK

emine.biyik@aksam.com.tr

Yaratıcılıkta ve özgünlükte sınır tanımayan ‘Yok Öyle Kararlı Şeyler’ isimli grup, yeni albümleri ‘Beklenen’le müzikseverlere birçok farklı tat vaat ediyor. 

‘Yok Öyle Kararlı Şeyler’in müzik yolculuğu nasıl başladı?

Bizim için her şey; başkalarının şarkılarını değil de kendi şarkılarımızı söylemeye karar verdiğimiz dönem başladı. 2011 yılında ilk gitaristimiz Emrah Fıçıcı’nın Çapa’daki evinde başladığımız şarkı yazıp kaydetme sürecinin bugünlere kadar geleceğini tahmin edemezdik. Şarkıların umduğumuzdan fazla kişiye ulaşması ve bizim umduğumuzdan çok heveslenmemizle şarkılar şarkıları, konserler konserleri kovaladı. Hâlâ daha aynı motivasyon ve disiplinle şarkı üretip konser vermeye devam ediyoruz.

‘Yok Öyle Kararlı Şeyler’… Çok uzun değil mi? 

Kararsız olmanın insanları seçmek zorunda bırakıldığı seçeneklerden özgür kıldığını düşünüyoruz. Hayatta önümüze serilen seçenekler dışında opsiyonların peşine düşen insanlarız. Üşenenler bize ‘Yökş’ diyebilir, biz de artık üşeniyoruz (gülüyor).

Beklenen albümüyle ‘aşkı Yökş olarak anlatmak’ istemişsiniz. Aşkı, insana dair ruh hallerini Yökş nasıl inceler? Nasıl anlatır?

İnsana dair duyguları genelde abartıldığı, makyajlandığı haliyle değil de olduğu gibi ele almayı seviyoruz. Tüm bu yüceleştirilen duyguların gündelik hayatta nasıl gözüktüğüyle daha çok ilgileniyoruz. Büyük resmin yüceliğinden çok, küçük detayların sevimli ve komik yanlarını ortaya çıkarmaya gayret ediyoruz.

Peki, nasıl bir hikâye anlatıyorsunuz?

Bu albümü uzun bir süre bekledik. Bu bekleme sürecinde yaşadıklarımızın ve daha da biçimlenen dünya görüşümüzün farklı temalarla karma bir öyküsünü anlattık. Prodüktörümüz Volkan Gürkan’ın vizyonu ve disipliniyle bizim enerjimiz birleşince ortaya şimdiye kadar içimize en çok sinen albümümüz çıktı.

YENİLİKÇİ VE ÖZEL BİR TECRÜBEYDİ

Şarkı Sergisi yapmak aklınıza nasıl düştü? “Şarkı çizmek” söylemini biraz daha açar mısınız? 

Şarkı çizmek benim beste yaparken bir yandan kâğıt üstüne eskiz yaparak denediğim bir fikirdi. Şarkının hikâyesinde geçen imgeleri ve insanları görmek onları somutlaştırmak şarkıların etkilerini daha çok arttırıyordu. Sonradan bunu profesyonellerin eline bırakmanın daha doğru olacağını düşündüm. Menajerimiz Can Şener ile birlikte her şeyi sıfırdan inşa edip Türkiye’nin ilk şarkı sergisini açmaya gayret ettik. Zorlu ama öğretici bir süreçten 

sonra ilkini 2014 yılında Karaköy Külah’da, ikincisini yeni albüm şarkılarının çizimleriyle beraber 2016 yılında Zorlu PSM’de açtık. Ziyaretçilerin sergiye gelip hem şarkılarımızı dinlemesi hem de şarkı çizimlerini incelemeleri 
bütünüyle yenilikçi ve özel bir tecrübeydi. Yarattığımız sergi projemiz yeni şarkılarımızla genişleyerek büyümeye ve ziyaretçileriyle var olmaya devam edecek.

GEL DE MURPHYY’E KIZMA!

Hayatımda ilk kez bir yerimi kırdım ve bu hayatımın şimdiye kadarki en önemli haftasına denk geldi, gel de Murphy’e kızma! Dünyanın en ünlü müzik festivallerinden birine Sziget’e sahneye ailemin ve grup arkadaşlarımın desteğiyle 

tekerlekli sandalyeyle çıktım. Yorucu ve zorlayıcı olsa da şu an bakınca inanılmaz bir anı olarak hatıralarım arasına girdi.