Şehrin göbeğinde 20 dönüm “KORU”

Geçenlerde ailecek oturduk düşündük; önce doğada gezinelim, bir miktar kalori harcayalım sonra da güzel yemeklerle kendimizi ödüllendirelim… Ama nerede?

Esra Zarakol

esra@esrazarakol.com

Eşim Polonezköy dedi, bir oğlum Belgrad Ormanları dedi, diğer oğlumuz da Kilyos dedi. Tüm bu seçeneklerin "yandex" navigasyon uygulaması aracılığıyla gidiş süresine baktık ve evde kalmaya karar verdik. Her birimiz bir köşede yayıldı, nefis bir havayı ve bütün günü ziyan ettik. 

HİÇ SÜT REÇELİ YEDİNİZ Mİ?

Bir sonraki hafta sonunu evde geçirmemek için ders çalışır gibi Boğaz’ın Avrupa yakasındaki mekânları inceledim ve amacıma ulaştım. Tam istediğim gibi, 20 dönüm yemyeşil arazi içinde kısa ve uzun yürüyüş parkuru, nefis manzaralı kafesiyle Kuruçeşme sahilde "Koru İstanbul"u buldum.

Ortaköy’ü geçtikten sonra Bebek’e giderken sol kesimde yer alan Koru İstanbul, iki Boğaz köprüsünü görebilen muhteşem deniz manzarası ve yemyeşil koru alanıyla İstanbul’un karmaşasından uzaklaşmak isteyenler için yeni ve farklı bir durak. Mekânda sunulan tüm lezzetler doğal ve katkısız. Hamur işleri kendi fırınından, yumurtalar köyden, peynirler yörelerinden, sütlü tatlılar manda sütünden, dondurmalar katkısız günlük meyvelerden yapılıyor. Onlarca çeşit peynir ve zeytin var. Adını dahi duymadığım reçelleri de orada tattım. Mesela siz hiç süt reçeli yemiş miydiniz? Ya da karpuz kabuğu reçeli… Bir de Karadeniz lezzetleri var. Bafralı ustanın elinden meşhur Bafra Pidesi ve mıhlama soframıza renk kattı. Tatmadım ama mönüyü okurken dikkatimi çekti, tahinli pide var. Bir sonraki gidişimde tatmayı amaçlıyorum. Yürüyüşe başlarken gördüm, üst katlarda bağımsız kapalı alanlar var. Özel yemekler, iş toplantıları, eğitimler, seminerler için ideal. Servisimizi yapan garsondan öğrendiğim kadarıyla yaz sezonu boyunca 60 tane düğün yapmışlar. 
Oturma düzeninde 1.200, kokteyl düzeninde de 2.500 kişiye kadar hizmet verebiliyorlarmış. 

KURUVASAN…

Adını kolay kolay söyleyemediğimiz “Kruvasan” adında bir mekân açıldı Topağacı’nda. Kökeni Osmanlı’nın Viyana’yı alamamasını kutlamak üzere Müslümanlık sembolü hilal biçiminde yapılan bu çöreklerin sade, tereyağlısı kahveyle en favori yiyeceğim. Henüz gidemedim çok yakında tarafımca deneneceğinden emin olabilirsiniz. Kruvasancı haricinde bir de “galette”ci açılıyor Topağacı’na… Adı “CACA” olan bu mekân isminden dolayı ne kadar tutacak hayli merak içindeyim.