emin.demirezen@aksam.com.tr
5 yaşında babası sayesinde başladığı piyano derslerinden sonra ‘harika çocuk piyanist’ olarak kabul edilen ve yıllar sonra dünyanın sayılı piyanistlerinden biri olarak kabul edilen David Helfgott, klasik müzik severlere, unutamayacakları bir gece yaşatmak için Türkiye’ye geliyor. Konser öncesi usta müzisyenle konuştuk.
Dünyanın en önemli piyanistlerinden biri kabul edilen David Helfgott’u tanırsınız. Kimileriniz müziğiyle kimileriniz de 12 yıl süren tedavi sürecinden sonra üstün yeteneği ve azmi sayesinde yeniden yaşama dönmesini konu edinen “Shine’ filmiyle… Helfgott, Rachmaninov’un 3. Piyano Konçertosu’nu çalmak üzere, PIU Entertainment organizasyonuyla İstanbul ve Ankara’ya geliyor. Konser öncesi usta müzisyenle konuştuk.
Hayat hikâyenizin anlatıldığı “Shine” filminin üzerinden 20 yılı aşkın bir süre geçti. Bu süre boyunca hayatınızda ve kariyerinizde ne gibi değişiklikler oldu?
Elbette “Shine” filmi hayatımın en önemli dönüm noktalarından biri oldu. İlk olarak müziğimi dünya çapında 34 farklı ülkede insanlarla paylaşabilmeme sebep oldu. Aynı zamanda zihinsel sorun yaşayan insanların yaşadıkları sorunları sadece kendileriyle değil benimle birlikte paylaşma cesareti de verdi!
Rachmaninov’un 3. Piyano Konçertosu sizin için nasıl bir anlam ifade ediyor?
İnanılmaz bir eser. 19 yaşımdan bu yana hayatımda çok önemli bir rolü var bu eserin. Aynı zamanda ikili piyano olarak parlayan bir eserdir. Bu muhteşem deneyimi Hoang Pham gibi bir isimle sahnede paylaşmak mutluluk benim için.
Hoang Pham ile nasıl bir araya geldiniz?
Aynı menajerlik ajansına bağlı olarak çalışıyoruz. Birlikte provada harika bir uyum sağladık. Bu beraberliği sahnede ilk kez Türk müzikseverlerle paylaşacağız. Bundan dolayı da çok heyecanlıyım.
‘Dâhi’ olarak adlandırılmak size neler hissettiriyor?
Piyano çalmak için doğdum. Hayatımdaki en büyük tutku da bu! Bana ilham ve tatmin veriyor. Müziğimi paylaşma, dünyanın dört bir yanına ulaşabilme şansım olduğu için kutsanmış olduğumu düşünüyorum.
Sahnede enstrümanınızın başında neler hissediyorsunuz?
Piyanomla aramda inanılmaz bir bağ var. Çalmaya başladığımda her şeyi unutuyorum ve onunla bir anda bütünleşiyorum. Bu çok heyecan verici!
Daha önce birkaç kez Türkiye’ye geldiniz,. Buraya geri dönmek nasıl bir duygu? İstanbul’daki koserinize katılacak insanlar için neler planlıyorsunuz?
Türkiye’yi ziyaret etmeyi çok seviyorum. Çünkü buradaki insanlar beni her zaman harika karşılıyor. Aynı zamanda olağanüstü dost canlısı insanlarla tanıştım. Bu kez Rachmaninov 3. Piyano Konçertosu’nun heyecan verici performansını sizinle paylaşmak için geleceğim. Kasım ayında hem İstanbul’da hem Ankara’da buluşmak üzere.