Paparazzileri daha iyi anladım

MEZİN DEDEYİ
mezin.dedeyi@aksam.com.tr

James Dean‘in hikâyesini, Dennis Stock’un çektiği fotoğraflar olmadan hayal etmek zordur. Geçtiğimiz hafta vizyona giren ve Robert Pattinson'un başrolünü oynadığı "Life", bu hikâyeyi merak edenler için mutlaka izlenmesi gereken bir film. 

Başrollerinde Robert Pattinson, Joel Edgerton, Ben Kingsley'in yer aldığı biyografik filmde bir magazin fotoğrafçısının James Dean'in fotoğraflarını çekmesi için görevlendirilmesini konu alıyor. Filmin yönetmenliğini Kontrol, Centilmen, İnsan Avı gibi filmlerden tanıdığımız Anton Corbijn üstleniyor. Robert Pattinson en çok, “Twilight” serisinde canlandırdığı vampir Edward Cullen rolüyle tanınıyor. Pattinson son olarak David Cronenberg’ün “Maps to the Stars” ve David 

Michod’un “The Rover” filminde yer almıştı. Life adlı filmde magazin fotoğrafçısını canlandıran genç oyuncu film boyunca bol bol fotoğraf çekmiş. Pattinson, “Bu filmden sonra paparazzilerin 
ne zor iş yaptığını çok iyi anladım” diyor. İşte yakışıklı oyuncunun söyledikleri...

Sizi bu projeye çeken senaryo mu oldu yoksa Anton Corbijn'la çalışma fırsatı mı? Yoksa her ikisi de mi etkiledi?

Evet, ikisi de. Gerçi senaryo epeyce değişti, bilhassa da çekimlere başlamadan birkaç hafta önce. James Dean empatik bir karakterken, Dennis bazı açılardan öyle değil. Benim için James Dean'in yeğeniyle oynadığı bir sahne tüm bunları özetliyor. Dennis o sahnede 'bunu nasıl yaptığını ve temel olarak 'ne hissedeceğimi bilmiyorum' diyor. Dennis'in çocuğu var ve çocuğunu sevmiyor. Bu korkunç bir şey… 

OYUNCULUK OKULUNA GİTMEDİM

James Dean'in şöhretin zirvesindeyken yaşadıklarında kendini bulabildin mi?

Çok acayip oldu çünkü ben oyunculuk okuluna gitmedim, hiç beklentim yoktu. Sahneye çıkıp Shakespeare oynamak falan gibi hayallerim yoktu. İşten işe koştum, Twilight'tan hemen önceki işimde ilk kez oyuncu olarak kendime inanmaya başladım. Sonra da Twilight'taki rolü aldım. Çılgınca, gerçeküstü bir şey vardı, bu tip bir şeyi daha önce yaşamamıştım. Beklentim hiç yoktu. Dolayısıyla üzülüp hayal kırıklığına uğrayacağım bir şey yoktu çünkü neler olup bittiğini gerçekten bilmiyordum. 

Ayak uydurmak zorunda mı kaldınız?

Evet, benim için eğlenceli bir şeydi. Galiba insanlar 'dikkatli ol’ falan gibi şeyler söylüyordu başta ama ben naif bir şekilde "Yarın böyle bir şey olmasa da umurumda değil" diyordum. Dolayısıyla kimse hiçbir şeyi tehdit olarak kullanamaz. Şimdi farklı olabilir ama açıkçası şimdi de farklı olacağını sanmıyorum.

Çocukken James Dean sizin için önemli miydi?

Evet, gençken kesinlikle öyleydi. Bu çok komik çünkü Brando'nun anlamı benim için hep daha fazla olmuştur. İnsanların sizi dinlemediğini hissettiğinizde James Dean türünde biri olurdunuz. "Of, kimse anlamıyor" dersiniz. Ama Brando tarzı biriyseniz, hiçbir şey anlamayan türde birisinizdir. Ben sanırım o kategoriye daha uygunum. Dünya şaşırtıcı bir hayal… Ayrıca, James Dean, oyuncu olmayı çok istiyordu. Bence Brando da kendisine oyuncu demezdi. Galiba insanlar "ben oyuncuyum" diyebilen James Dean tiplerini çok seviyor: Sanırım 16-17 yaşlarında pek çok oyuncu bir James Dean aşamasından geçer ve pek çok oyuncu, rol ne olursa olsun, gelir ve bir James Dean taklidi yapar ve ben de 

kesinlikle o aşamalardan birinden geçtim. 

FOTOĞRAF ÇEKMEK eğLENCELİYDİ

Fotoğraf çekmeyi öğrenmek hoşunuza gitti mi?

Çekimler başlamadan birkaç ay önce, 1953 model Leica'yla oldukça kötü fotoğraflar çektim. Bu çok acayip çünkü film dışında da fotoğrafçılıkla ilgilenmeye başladım. Ardından provalar başladığında Anton'dan normal fotoğrafçılık tüyoları almaya çalışıyordum ve o da "Bu sadece fotoğraf çekmekle alakalı değil, karakterle de ilgili" diyordu. Leica M1 kullanıyordum - Dennis'inkini değil ama aynı modeli. Daha eski bir model de olabilir hatta. Ama çok güzel, hâlâ da mükemmel çalışıyor. Hayatta bozulmuyorlar. Her şeyiyle mükemmel, objektif de inanılmaz. Fas'ta Queen of the Desert'ın setindeyken bir sürü fotoğraf çektim. Daha önce odağı elle ayarladığım fotoğraflar çekmemiştim ama Fas'taki ışık bunun için mükemmeldi. Bunu Londra'da yapmaya çalışmak çok zor. Her film simsiyah, hiçbir şey çıkmıyor. Ama çok eğlenceliydi.

Objektifin öbür ucunda olmak tuhaf mıydı?

Bir an için paparazzi olunca, bulundukları durumu anladım. Yani, kendimden tiksiniyor, nefret ediyordum ve günün sonunda kendime zarar vermek istedim. Onlar için üzüldüm. Günün sonunda eve gidip kendimi hırpalıyordum. 

Karaktere girmek için böyle yapıyordum. 

Life'ın çekimleri sırasında gerçekten fotoğraf çektin mi yoksa makinenin içi boş muydu?

Fotoğraf çektim. Nerede olduklarını çok merak ediyorum. Anton bana diyafram açıklığını falan anlatmıştı, dolayısıyla sahiden fotoğraf çektim. Bir yerlerde olmalılar.