O katil olduğunu unutmuştu ama 3 yıl sonra polis kapıdaydı
65 yaşındaki Emine Sevim Bulut evinde ölü bulunmuştu. Katil olay yerinde hiçbir delil bırakmamıştı. Cinayet masası dedektiflerini çözümlemesi çok zor bir cinayet bekliyordu.
Emine Sevim Bulut bastonuyla ağır ağır yürüyordu. Bakkaldan ekmek almıştı. Havada kararmak üzereydi. Bu arada torunu Tuğçe Yiğit erkek arkadaşıyla parkta oturuyordu. Onları görünce, “Tuğçe” diye bağırdı. Genç Tuğçe tedirgin olmuştu. “Geliyorum babaanne” diye seslenerek eve gitti.
DEFALARCA KESERLE BAŞINA VURDU
Babaanne çok kızgındı. “Napıyordun orada” diye bağırdı Tuğçe’ye. Genç kız korkmuştu. Olayı babasının duymasından endişe ediyordu. Babaanne torun birbirlerine bağırıyordu. 16 yaşındaki Tuğçe, 65 yaşındaki babaannesini iterek yere düşürdü. Daha sonra içerideki keserle başına vurdu. Boğdu. Kanlar içerisinde yere yığılan kadın olay yerinde can vermişti.
ANNEANNESİNE GİTTİ
Tuğçe artık bir katildi. Ağlama krizine girmişti. Hemen keseri de yanına alarak 1 kilometre ötede oturan anneannesine gitti. Yolda, keseri de bir dere yatağına attı. Kanlı eve ilk olarak jandarma ekipleri geldi. Ev temizlenmişti. Ortada kesici bir alet yoktu. Astsubay Hakan parmak izi için olay yeri ekiplerini görevlendirdi. CENAZEDE GÖZYAŞI DÖKÜYORDU
Emine Sevim Bulut toprağa verilmek üzere camiye getirilmişti. Tuğçe soğukkanlılığını koruyordu. Herkes gibi bir taraftan da gözyaşı döküyordu. Babasına teselli vermeye çalışıyordu. Musalla taşında yatan babaannesini o öldürmüştü. Biran önce Esenyurt’u terk etmeliydi. ÜNİVERSİTEYİ KAZANDI
Bu arada üniversite sınav sonuçları açıklanmıştı. Tuğçe, Kırıkkale Üniversitesi Elektrik Bölümünü kazanmıştı. Derin bir oh çekti. Aile çok mutlu olmuştu. Kızları üniversite okuyacaktı. Ama onun asıl sevinci İstanbul’u terk edecek olmasıydı. Artık tam rahatlamıştı. “1 yıl oldu. Polis beni bulsa bulurdu” diye aklından geçirdi. Eşyalarını toplayarak yola çıktı. DOSYA CİNAYET MASASINA
2 geçmiş hala cinayet çözülememişti. Zor bir soruşturmaydı. Savcı dosyayı İstanbul Cinayet Masası’na verdi. Büro Amiri Fahrettin 80 sayfalık dosyayı satır satır okudu. Arkadaşlarına “İşimiz zor biraz” dedi. Ama ne cinayetleri çözmüşlerdi. İşe polis memuru Aydın ve Murat aile üyelerini incelemekten başladılar. BEN ZATEN BABAANNEMİ HİÇ SEVMEZDİM İYİ OLDU
Tuğçe Kırıkkale’de çok mutluydu. Cinayetin izlerini atmaya başlamıştı. Kendine yeni bir hayat kurmuştu. Kendisine ziyarete gelen kuzeniyle babaannesini konuşuyorlardı. “Ben zaten hiç sevmezdim. İyi oldu” dedi sohbet arasında. İşte bu polisin 3 yıldır aradığı cümleydi. 3 YIL GEÇTİ TEK BİR İZ YOK
Aydın ve Murat aile üyelerini tek tek emniyet çağırarak bilgilerine başvuruyordu. Ama şüpheli bir işe henüz yakalayamamışlardı. 3 yıl geçmişti cinayetin üzerinden. Katil kim bilir neredeydi. Polis memuruMurat telefonla Tuğçe’nin kuzenini emniyete davet etti. Bilgi verme sırası genç kızdaydı. KATİL SON SÖZLERİNDEYDİ
Büro Amiri Fahrettin “Var mı bir şey” diye sordu Aydın’a. Elleri henüz boştu. Mahcubiyetle “Henüz yok” dedi. Saat 13.00’da emniyetin girişinden cinayet büro arandı. Bilgisine başvurulacak kız gelmişti. Bir çay söylediler. Murat genç kıza, “Var mı bildiğin bir şeyler. Babaannenin katilini bulmalıyız” diyerek sözlerine başladı. Genç kız gerçekten hiç bir şey bilmiyordu. Verdikleri bilgiler sıradandı. Ama son sözleri polisleri heyecanlandırdı. “Geçen gün Tuğçe’yi ziyarete gittim. Babaannem için iyi oldu öldü” demişti diye bir ifade kullandı. Aydın yerinden fırlayarak Başkomiser Fahrettin’in odasına doğru koştu. ARTIK 1 NUMARALI ŞÜPHELİ VAR
“Amirim artık bir numaralı şüphelimiz var” diye girdi odaya. Fahrettin heyecanla “anlat hemen” dedi. Aydın, “Az önce konuştuğumuz kız bize bir isim verdi. Torunu Tuğçe ona babaannesi için iyi ki öldü demiş” dedi. “O zaman Tuğçe’ye çalışıyoruz” talimatını verdi Fahrettin. GÖZALTI KARARI VERİN SAVCIM
Fahrettin anlatılanları savcıyla paylaşarak gözaltı kararı vermesini istedi. “Ben bunu sorgularsam çözülecektir savcım” dedi. Gözaltı kararını almıştı. “Gidin alın Tuğçe’yi” diyerek ekipleri Kırıkkale’ye yolladı. TUĞÇE BURAYA KADAR
Tuğçe 19 yaşına gelmişti. Polisleri karşısında görünce anlamıştı. 5 saat süren bir yolculuğun ardından Cinayet Masası sorgu odasındaydı. Sorguyu bizzat Fahrettin yapacaktı. “Tuğçe buraya kadar” diyerek başladı sorguya. Tuğçe çelişkili ifadeler veriyor polis bunları çürütüyordu. Sorgu başlayalı tam 17 saat olmuştu. Genç kız bitkindi. Ama polisler hala enerjikti. BANA AŞIRI BASKI YAPIYORDU
“Tamam kabul ediyorum. Her şeyi anlatacağım. Bana bir su verin lütfen” dedi Tuğçe. Sigara içmek için dışarı çıkan Fahrettin tekrardan içeri girdi. “Seni dinliyoruz Tuğçe.” Ve Tuğçe o günü anlatmaya başladı:” Babam cezaevinde. Babaannem aşırı baskı yapıyordu bana. Parka erkek arkadaşımla otururken gördü. Azarladı beni. Babamın bu olayı duymasından korkuyordum. Evde bulunan marangoz keserini alarak babaanneme ardı ardına vurdum. Sonra keseri bir su yatağına attım. Olay budur. Başka sorun sormayın bana.” Geç kız ağlıyordu. GETİRİN BAKALIM ADLİYEYE
Fahrettin ifade kağıtlarını alarak hemen savcıyı aradı. “Savcım Tuğçe itiraf etti suçunu” bilgisini paylaştı. Savcı da mutlu olmuştu. “Hadi getirin bakalım adliyeye” diyerek telefonu kapattı.