AKILLI BİNALAR DA HASTA EDİYOR
Türkiye’de yaşayan her beş kişiden üçü ‘metropol’ dediğimiz, nüfusu bir milyonu geçen büyük şehirlerde oturuyor. Bu hızlı şehirleşme oranları da hava kirliliği, iklim değişikliği ve çölleşmeye yol açarak ciddi sağlık sorunlarını beraberinde getiriyor. Dış ortamdaki kirlilikten kaçmaya çalışıldığı zaman ise ‘akıllı binalar’ kavramıyla karşılaşıyoruz. Camların açılmadığı, havanın büyük havalandırma sistemleriyle temizlenmeye çalışıldığı ve çok katlı bu binalardaki olumsuz iç ortam koşulları insan sağlığını tehdit ediyor. Günümüz insanları, zamanlarının çoğunu iç mekânlarda geçirdiği için bu ortamların hava kalitesi de en az dış ortam hava kalitesi kadar önem taşıyor. Bu tür kapalı ortamlarda merkezi havalandırma sistemleri kullanıldığı için içeride bulunan havanın sadece yüzde 20’si
KRONİK YORGUNLUĞA NEDEN OLUYOR
Uzun süreler boyunca merkezi sistemle soğutulup ısıtılan binalarda çalışan kişilerde ‘hasta bina sendromu’ saptanıyor. Hasta bina sendromunun en önemli nedenleri ısı yalıtımının ön plana çıktığı binalardaki yetersiz havalandırma koşulları, kimyasal ve mikrobiyal kirlilik. Hasta bina sendromu, belirli bir iç ortamdayken ortaya çıkan ve o ortam terk edildikten sonra kaybolan ve binada yaşayan kişilerin çoğunluğunu etkileyen semptomlar dizisidir. Kronik yorgunluk, baş ağrıları, burun tıkanıklığı gibi belirtiler ile kendini gösterebilir. Bakımı kötü ve yetersiz yapılan klimaların içinde biriken ve çoğalan mantar sporları, polen ve bakteriler boğaz ve solunum yolu hastalıklarına neden olur.