Meme kanserinde ‘‘çığır açan’’ tedaviler

Nasıl da ansızın çalıveriyor kapıyı! Çalmasıyla da ne hayal bırakıyor ne plan... Fırtınalar kopuyor, kara bulutlar çöküyor duygulara, düşüncelere; kapısını çaldığı kişinin hem kendisinin hem sevdiklerinin üzerine…

AYSUN YILDIZ GÜNGÖR

aysun.yildiz@aksam.com.tr

Meme kanserinden söz ediyoruz. Dünyada olduğu gibi ülkemizde de giderek yaygınlaşan meme kanseri her sekiz kadından birinin hayatının bir döneminde karşısına çıkıyor. Son yıllarda hastalıkla mücadelede yeni tedaviler ise umut oluyor. İşte meme kanserinin "umuda açılan penceresi" o en yeni yöntemleri, Acıbadem Maslak Hastanesi uzmanları AKŞAM Gazetesi okurları için anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.

Yeni savaşçılar yolda

Prof. Dr. Özlem Er 

Günümüzde İmmüno-Onkoloji olarak adlandırılan yenilikçi bir kanser tedavi yaklaşımı kanserle mücadelede ciddi bir umut olmaya başladı. Bu kapsamda kişinin bağışıklık sistemini hedef alan ilaçlar ön plana çıktı. İlacın mevcut tedavilere kıyasla yaşam süresinde uzama sağladığı iki farklı klinik çalışmanın sonuçlarıyla açıklandı. Akciğer yassı hücreli karsinom çalışmasında hastaların ölüm riskinde yüzde 28 azalma sağlanırken hastalığın ilerleme oranının yarı yarıya azaldığı gösterildi. Tümöre karşı hastanın bağışıklık sistemini çalıştırma prensibi uzun yıllardır üzerinde çalışılan bir konu olmasına rağmen, uygun hedefin saptanıp ilaç haline getirilmesi günümüzde çığır açmıştır. Malign Melanom başta olmak üzere akciğer, böbrek, sindirim sistemi ve hematolojik tümörlerde İmmüno-Onkoloji alanındaki ilaçlar hızla kullanıma girmektedir. 

Mükemmel kozmetik sonuç sağlanıyor

Prof. Dr. Nuran Beşe 

Son yıllarda meme kanserinde teknolojik gelişmeler daha iyi tümör kontrolü ve yaşam kalitesinin artmasını hedefliyor. Örneğin cerrahi sonrası uygulanan radyoterapide ideal planlama ile meme dokusunda mükemmel kozmetik sonuç sağlanabilmektedir. Ayrıca özellikle sol meme kanseri nedeni ile tedavi edilen hastalarda kalbin ve kalbi besleyen ana damarların radyasyondan korunması, solunum kontrolü sağlayan cihazlarla elde edilmektedir. Böylelikle ileriki yıllarda radyasyona bağlı kalp hastalığı riski azalmaktadır. Tedavinin doğruluğu ise görüntü rehberliği ile sağlanmaktadır. 

Metastaz gelişen hastalara müjde 

Prof. Dr. Enis Özyar 

Meme kanseri en sık kemik, akciğer ve karaciğere metastaz yaparken, eskiden metastaz gelişen hastalarda daha çok şikâyetin azaltılmasına yönelik tedaviler uygulanıyordu. Son yıllarda metastaz gelişen hastaların aslında hepsinin kötü gidişli olmadığı ve kimilerinde hayatın anlamlı olarak uzatılabileceği gösterilmiştir. Son yıllarda teknolojideki hızlı gelişme sayesinde yeni geliştirilen lokal tedaviler daha çok kullanılmaya başlanmıştır. Lokal tedaviler radyoterapi ya da radyo cerrahi, yan etkilerinin kabul edilebilir olması ve cerrahi bir girişim olmaması nedeni ile öne çıkıyor. "Noktasal hedefe yönelik" tedaviyle genellikle 3-5 seansta tümörün o bölgeden tamamen yok edilmesi hedefleniyor. Son yıllarda kullanılmaya başlanan görüntü kılavuzluğu olanağı olan cihazlarla, hedef 3 boyutlu olarak belirlendikten sonra yüksek dozda radyoterapi ile yok edilmektedir.

Mamografiden çok daha üstün!

Prof. Dr. Gül Esen İçten 
Meme kanserini en erken evrede teşhis ve tedavi etmek artık çok daha kolay. Yeni çalışmalar tomosentez ile mamografiye göre yüzde 40 oranında daha fazla kanser saptanabildiğini gösterdi. Üstelik tomosentez hatalı tanı ve gereksiz biyopsi olasılığını azaltıyor ve meme normal mamografiye göre daha az sıkıştırılıyor. Tanıyı kolaylaştıran başka bir yöntem ise otomatik 4 boyutlu ultrasonografi. Bu cihaz kısa sürede memeden çok sayıda görüntü alabildiği için memenin hiçbir bölgesi gözden kaçmıyor ve uygulayıcı hataları ortadan kalkıyor. MR inceleme ise özellikle kanser riski yüksek olan kadınlarda erken tanıda çok başarılı. Kanser hem erken saptanabiliyor hem de MR eşliğinde yapılabilen biyopsiler sayesinde ameliyatta memenin korunması sağlanıyor. Gelişmeler tanı ile sınırlı değil. Yeni iğne biyopsi yöntemleri ile şüpheli alan tümüyle çıkarılabiliyor. Bu nedenle özellikle iyi huylu kitlelerin ameliyata gerek kalmadan tümüyle çıkarılması da mümkün.  

Artık meme kaybedilmiyor

Doç. Dr. Banu Atalar 
Radyoterapinin cerrahi ile beraber kullanımı sayesinde kadınlar artık memelerini kaybetmeden meme kanseri ile savaşabilmektedir. Radyoterapideki teknik gelişmeler sayesinde hem yan etkiler azalmakta hem de kozmetik olarak daha iyi bir görüntü elde edilmektedir. Seçilmiş hastalarda tedavi süresi birkaç haftaya indirilebilmektedir. Şimdilerde dört boyutlu tedavilere geçmiş bulunmaktayız. Örneğin; meme kanserinde korkulan, özellikle ‘sol’ meme kanserinde önem arz eden radyasyonun kalbe olan etkisi solunumu takip eden yeni cihazlarımız sayesinde en aza indirilerek önlenmektedir.  Artık mastektomi sonrası göğüs duvarına yerleştirilen protez memeler de yeni cihazlar ve planlama yöntemleri sayesinde güvenle ışınlanmaktadır. Korkulan protez kayıpları görülmemektedir.