‘Maske’ farklı yüzlerimin albümü

MEHMET EMİN DEMİRGEZEN

emin.demirezen@aksam.com.tr

Hip-hop, pop ve elektronik müziğin yükselen yıldızı Ebru Keskin, Arpej Yapım etiketiyle çıkan ‘Maske’ albümüyle karşımızda. Oyunculuğunun yanında sesiyle de son dönemlerde bir hayli ismini duyduğumuz güzel yıldızla son çıkan albümüne dair yazıştık. 

Maske albümünün ilk teklisi ‘Kelepçe’ çok beğenildi. Albüme hazırlık sürecinizden söz eder misiniz?

Birkaç ay şarkı arayışı içindeydim. Birçok başarılı isimle buluştum, fikirler aldım, demolar çektim ve en içime sinenleri seçip kayda başladım. Albümde kişiye göre her tarz var. Pop’tan rap’e, rap’den türküye kadar kendimi çok iyi ifade edebileceğim bir albüm oldu. Çıkış şarkım ‘Kelepçe’nin yeriyse tabii apayrı. Çok güçlü ve bana göre yılın sound’u.

Amerika’da yaşıyorsunuz… Sizden yine İngilizce bir single beklerken bu kez Türkçe bir parçayla çıkageldiniz. Bunun  sebebi nedir?

Kendimi Türk müzik sektörüne yeni hazır hissettim ve birçok ısrardan sonra “tamam” dedim ama İngilizceden de kopmadım. Albümde 2 tane İngilizce şarkı da yer alıyor.

Farklı yüzlerimi anlatan bir albüm oldu» demişsin. Ne tür yüzlerin var biraz bize bahsedebilir misin?

Albümün ismi 'Maske' ve farklı yüzlerden bahsederken aynı zamanda duygularımdan ve müzik tarzımdan bahsettim. İkizler burcuyum zaten o yüzden ne kadar seversem bir o kadar nefret ederim, ne kadar da üzülürsem bir o kadar da gülerim. Bir şarkımda «Gel Seveyim» diyorum, öbüründe «Sana geri dönmüyorum!» Yani bu zaten insanlığın hali. Sadece herkese hitap eden şarkılar olsun ve insanlara farklı tarzlarımı göstermek istedim. Bu yüzden poptan türküye kadar dolu dolu ve kıpır kıpır bir albüm oldu. İngilizce rap ve raggae şarkılarımı da eksik etmek istemedim.

‘Biz biraz damar müzik seviyoruz’

Türkçe ile İngilizce şarkı arasında sana göre nasıl farklar var?

Benim için fazla bir fark yok artık. İngilizce benim ana dilim gibi oldu. Bu yüzden bütün sözleri, anlamları anlıyorum ve o hisleri katabiliyorum. Pop müziğinde İngilizce şarkılar daha çok eğlenceyi anlatırken, Türkçe şarkılarsa aşktan bahsediyor. Biz daha damar seviyoruz. 

Kendi şarkılarını yazdığını okudum. Yazarken nasıl bir ilham gelme süreci gerçekleşiyor sende? Var mı özel bir durum?  

İlham birden gelir. Gelirse de hemen değerlendiriyorum. Çünkü en güzel şarkılar öyle yazılıyor. Bu o anda yaşadığın herhangi bir durum veya duyguyla da alakalı olabilir. Mesela gördüğün, tanık olduğun bir şey, etrafındaki insanlar, hikâyeler vs. Ama en güzeli sahil kenarında çıkıyor diyebilirim. Yalnız ve sessizce… 

Müzik çok çabuk değişiyor!

Son yıllarda artan elektronik müzik hakkında ne düşünüyorsun?

Müzik çok çabuk değişiyor, ilerliyor ve eskiler de geri geliyor. Yani takipte kalmak artık mümkün değil! Ama elektronik müziğin herkesi mutlu eden bir sound’u var. Bu yüzden kaybolacağını düşünmüyorum. 

Oyunculuk da yapıyorsun. Şarkı söylemekle oyunculuk arasında ne tür bir bağ var. Olumlu ya da olumsuz yönleri neler?

Müziğime aşığım. Sahne almak ve insanlarla bir bağ kurmak beni çok mutlu ediyor ama tabii ki oyunculuk da çok farklı bir dünya. Olumsuz hiçbir şey yok! Bunun eğitimini de almıştım ve birkaç Amerikan film setlerinde de zevkle çalışmıştım.

 

Son olarak Türkiye Eurovision’a yeniden katılma kararı aldı. Bir gün ülkenizi bu platformda temsil etmek ister misiniz?

Adım zaten birçok yerde bu konuyla ilgili geçiyor, yorumları okuyorum ve çok mutlu oluyorum. Sonuçta ülkemi temsil etmek bana gurur verir ama şu anda yoğun bir şekilde başka projeler üzerine çalışıyorum.