Kolit kâbusunuz olmasın

Yrd. Doç. Dr. Mehmet Emin Güneş
memgunes@hotmail.com

Sevgili okuyucularım, bilindiği gibi bağırsaklar, besinlerin sindirildiği, su ve vitaminlerin emildiği ve bunlardan arta kalanın da dışkı olarak atıldığı yerlerdir. Özellikle stres altında yaşayanların en çok etkilendikleri organlardır, bağırsaklar. Öyle ki biz mutluysak onlar da mutlu, biz huzursuzsak onlar da huzursuzdur. Kalın bağırsağın en önemli hastalıkları ‘İnflamatuar bağırsak hastalıkları’ denilen, iltihabi bağırsak hastalıklarıdır. Kalın bağırsak iltihabının en yaygın tipiyse ülseratif kolittir. Kısaca, kalın bağırsağı döşeyen mukoza iltihabına kolit denir. Karın ağrısı, ishal ve sıklıkla kanama şikâyetleriyle zaman zaman alevlenen kolit, tedavi edilmezse yaşamınızı kâbusa çevirebilir. 20-40 yaş arası en fazla görülen kolit, geç kalındığında tedavisi mümkün olmayabilir.

Nedenleri?
Ülseratif kolitin nedeni tam olarak bilinmemekle beraber, kalın bağırsak mukozasında akut ve kronik değişikliklere yol açan ani stres, üzüntü, bakteri enfeksiyonları, sigara ve bazı allerjik reaksiyonlar en çok görülen sebepler arasında.
Belirtileri?
Kramp şeklinde karın ağrısı ve kanlı-mukuslu ishal dikkat çeken belirtisidir. Şişkinlik, karın guruldaması, ateş, bulantı, kilo kaybı ve iştahsızlık olabilir. Hastalar kimi zaman kabızlıktan kimi zaman aşırı ishalden bahseder. Sık dışkılama hissi vardır. Tedavi edilmezse kansızlık baş gösterir. Bulantı, kusma, karın şişliği ve sürekli dışkılama hissi hastayı günlük konforundan alıkoyar. Hafif, orta ve ağır formları vardır. Hastalık başlangıçta kalın bağırsağın belli bir kesiminde sınırlıyken tedavi edilmediğinde, kalın bağırsağın tüm katmanlarına yayılır ve ağır formunda, fistüller, kalın bağırsak delinmesi ve şiddetli kanamalar görülür. Uzun süreli tedavi ve takip gerektirir. 
Teşhis nasıl konur?
Şikâyeti olan hastalara kolonoskopi yapılır ve bağırsak mukozasından alınan biyopsiyle tanı konur.
Tedavisi?
Hastalık zaman zaman akut alevlenmelerle, zaman zamanda remisyon dönemi, sessiz dönem dediğimiz uyku dönemiyle seyreder. Bazen bu uyku dönemi çok uzun sürer ve hasta hiç şikâyetsiz yaşamına devam eder. Akut dönemde bağırsağın istirahati önemlidir. İlaç tedavisi başlanır. Hastalığın şiddetine göre, günlük lavman tedavisi de eklenebilir. Tıbbi tedavide amaç hastayı günlük tuvalet konforuna kavuşturmak, yaşam kalitesini yükseltmektir. Akut alevlenmelerde ağızdan ilaç tedavisi yeterli gelmezse yine oral ya da damar yoluyla kortikosteroid tedavisi mevcut tedaviye eklenir. Tedavi uzun süreli, belki de ömür boyu olacaktır. Tedavinin ağır formlarında hastaneye yatış gerekebilir.
Kansere yol açar mı?
Ülseratif kolitli hastaların yaşamlarının ileri dönemlerinde, normal insanlara göre kanserle karşılaşma riski az da olsa daha yüksektir. Bu risk 10 yılı aşmış hastalarda daha fazladır. Bu nedenle düzenli hekim takibi önemlidir.
Ameliyat gerekir mi?
Bazı durumlarda kalınbağırsağın tamamı alınabilir. Bu tip vakalar sınırlıdır. Kolite bağlı bağırsak tıkanması olduğunda ve bağırsaklarda kanser öncüsü lezyon saptandığında cerrahi uygulanır. 
Beslenme ve diyetin faydası var mı?
Diyet önemlidir. Kolit hastalarında süt ürünlerine karşı hassasiyet olabildiğinden, laktoz intoleransı denilen bu durum ortaya çıkarsa süt ürünlerinden uzak durulmalıdır. Bol su tüketmek esastır. Proteinden zengin gıdalar tüketip dengeli karbonhidrat almak gerekir. Fazla miktarda kafein içeren gıdalardan, çay, kahve, çikolatadan uzak durmak gerekir. Özellikle ishal ataklarında, lifli gıdalar kullanmalı. Tam tahıllı ürünler kullanmak, yulaf ezmesi tüketmek  gerekir. Yine gazlı içecekler, acılı sos ve baharatlardan, alkol ve sigaradan uzak durmak önemlidir. Probiyotik yoğurt tüketmek iyi gelecektir.
Kolit hayatımı nasıl etkiler?
Tedavi ve kontroller düzgün yapıldıktan sonra ve stresle savaştan galip gelindiği sürece normal yaşantıya devam edilir. Çünkü stres bağırsağın içinde bulunduğu durumu daha da alevlendirecektir. Yani hastalıkta üzüntüye yer yok. Ve unutmayın ki, kontrolsüz öfke sadece karşınızdakini değil, sizi de yaralar. Öfke nefrete, nefret ise acıya döner.    Hiddetin olduğu yerde pişmanlık da vardır. Çünkü öfke aklı örter ve örtülü akıl ise kördür. Gelin pişmanlık yaşamayalım. Yüreğimize işleyen romantik sesiyle geçenlerde kaybettiğimiz,-mekânı cennet olsun- sevgili Naşide Göktürk'ün dediği gibi, 'Ben burada yüreğim rehin, sen orda yalnızlığım zehir' olmasın. Ölümün olduğu yerde, ondan daha ciddi ne olabilir ki. Hadi sevdiklerimizle kucaklaşalım, geç olmadan...Sağlıkla kalın… Sevgi, saygı ve hürmetlerimi arz ederim...