BU İŞİN ALTI KARANLIK
“O ilaç simsarından bir şey çıktı mı?” diye sordu Başkomiser Hasan. Dinlemeyi yapan polis memuru Ali bu işin altından pis bir iş çıkacağına inanıyordu. “Amirim adam birden fazla kişiyle irtibatlı” deyince soruşturmanın derinleştirilmesi kararı alındı. Başkomiser Hasan dinlemenin genişletilmesi izni için savcıya doğru yola çıktı.
KANSER HASTALARI ÜZERİNDEN VURGUN VARDI
İstanbul Kaçakçılık Suçlarıyla Mücadele Şube Müdürlüğü polisleri tüm ağırlıklarını bu soruşturmaya vermeye başladı. Çünkü konu derinleştikçe insanların kanını emen çete açığa çıkmıştı. Kanser hastalarının üzerinden yazdıkları sahte reçetelerle alınan ilaçlar yurt dışına satılıyordu. Hiçbir şeyden habersiz hastalıkla mücadele eden kanser hastalarının üzerinden devlet dolandırılıyordu.
İLAÇLAR SIRTÇANTASINDA TAŞINDI
İlaç şebekesinin lideri Behçet A. ile Suriyeli lider Mallak H. doktor ve eczacılarla yakın ilişki içerisindeydi. Şüpheli doktorlar aldıkları rüşvet karşılığında pahalı olan kanser, diyabet, psikotrop ve organ nakli ilaçlarını rahatlıkla yazıyordu. Polisler teknik takip tutanakları karşısında şok oluyordu. Çete 300 bin TL’lik ilaçları 30-40 bin TL’ye satıyordu. Çete üyelerinin kendi aralarında yaptıkları konuşmalar vicdansızlarını gözler önüne seriyordu. Bir buz kutusunda getirilmesi gereken ilaçlar sırt çantasında otobüsle taşınıyordu. Bu hastanın ölümüne yol açabilirdi.
BİR DOKTOR BUNU NASIL YAPAR?
Ali telefonların dinledikçe sinirleniyordu. “Bir doktor bunu nasıl yapar?” diye hayıflanıyordu. Diğer bir telefonu dinleyen polis memuru Kenan şok olmuştu. Dinlediği çete üyesi x ilaçların Kuzek Irak’ta bulunan terör örgütü PKK’ya ait bir kampa gönderilmesini istiyordu. Hemen bu bilgiyi amirleriyle paylaştı. Çeteye yönelik operasyonun kapsamı genişliyordu.
ÇEKİNMEDEN ÜZERİNE GİDİN
Doktorlar, eczacılar, simsarlar derken terör örgütü bağıda mı çıkacaktı? Kaçakçılık Şube Müdürü Feramuz Çetin çalışmayla ilgili detayları İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan ile paylaştı. Çalışkan, “doktor, eczacı kim varsa çekinmeden üzerine gidin” dedi. Kan emici bu çete biran önce yakalanmalıydı. Belki her yakalanmadıkları günde devlet dolandırılıyor hatta insanlar ölüyor olabilirdi.
ECZACI POLİS
İlaç çetesinin bu işi nasıl yaptığının anlaşılması için bir polis memurunun eczanede staj görmesine karar verildi. Polis memuru Bülent bir eczanede staja başladı. Görevi “İlaç nasıl yazılır?, Kanser ilaçları nerede saklanır?, Yeşil-kırmızı reçeteli ilaçlar hangileridir?” gibi detayları öğrenmekti. 15 gün boyunca Fatih’te bir eczanede çalıştı. Bülent işi de çok sevmişti. Ama artık staj bitmişti. Polis artık eczacılık terimlerine de hakimdi.
CENAZEYE POLİSLERDE KATILDI
Ali ve Kenan sabah görev yerlerine gelmişti. Birer çay söylediler ve kulaklıklarını taktılar. Dinlemeler devam ediyordu. Kenan’ın takip ettiği telefonda bir gelişme oldu. Dinlemeye takılan kanser hastasından biri hayatını kaybetmişti. Kenan çok üzüldü. “Herşeyden habersiz hayatını kaybetti” diye iç geçirdi. Bu durumu müdürüne bildirdi. Kanser hastasının ölmesi polisleri üzmüştü. Cenazeye katılmak istediler. Müdürlerinden izin alarak o talihsiz adamın cenazesine katıldılar.
BU OPERASYON TÜRKİYE GÜNDEMİNE OTURUR
Artık bütün taşlar yerine oturmuştu. Operasyon vakti gelmişti. Çete 32 ayrı ilde faaliyet gösteriyordu. 266 adres sabah basılacaktı. İstanbul Kaçakçılık polisi tarihi bir operasyona imza atmaya hazırlanıyordu. Herkes evlerine gönderildi biraz dinlenmeleri için. Müdür Yardımcısı Turan “herkes sabah 05.00’da burada olsun” talimatını verdi. İşleri çoktu. Sabah yapacakları operasyon Türkiye gündemine oturacaktı. Bir çok polisin ailesinde kanserle boğuşan yakını vardı. Bu kanserli çeteyi çürütmeye kararlılardı.
266 ADRESE AYNI ANDA BASKIN
Sabah herkes Vatan Caddesi A bloğun önündeydi. Polisler bu operasyonu yapmak için sabırsızdı. 31 il polisine de adresler gönderilmişti. Saat 05.30’da polisler operasyon için şubeden ayrıldılar. Aynı anda 266 adrese polisler baskınları düzenledi. 110 kişi gözaltına alınarak İstanbul’a getirildi. Operasyonun ilk ayağı başarıyla tamamlanmıştı. Çeteyle işbirliği yapan doktor ve eczacılar emniyetin nezarethanesine konmuşlardı.
200 MİLYONLUK VURGUN
Çete tüm yönleriyle deşifre edilmişti. 200 milyon TL’lik vurgun yapmışlardı. 23 kişi tutuklanarak cezaevine konulurken, 29 şüpheli adli kontrolle serbest bırakılmıştı. Televizyonlar bu operasyonu son dakika olarak duyuruyordu. Birazdan emniyetin önünden canlı yayın yapılacaktı. Kaçakçılık polisi gururluydu. Kan emen ilaç çetesini çökertmişlerdi. İstanbul Emniyet Müdürü Çalışkan da operasyonu başarıyla tamamlayan mesai arkadaşlarını kutladı.