O, kalbindeki aşk ve iyilik tohumlarını müzikle yeşerten, şarkı söyledi mi yeri göğü inleten bir kadın… Hayal ettiği kadar var olduğuna inanan, çocuklarını kelimelerle yolculuğa çıkaran bir anne… Yine yeni yeniden sevmeyi öğrenen bir âşık… Kimden mi bahsediyorum? Tabii ki Işın Karaca’dan… Türkiye’nin ‘altın güvercini’, en cana yakın kadınıyla bir araya geldik. Yeni şarkısından aşk acısına, çocukluk yıllarından at tutkusuna kadar pek çok şeyi konuştuk.
Yeni şarkınız Güzelim’in oldukça iddialı sözleri var. “Oh olsun” der gibi… Bu şarkıyı kimlere söylüyorsunuz?
ŞARKI YEMEK GİBİDİR
Sessiz sedasız iz bırakan albümler yapıyorsunuz ama bu albümlerin aralarında es’ler oluyor. Bu tercih meselesi mi yoksa öyle mi denk geliyor?
Şarkı yemek gibidir. Üret ve sun... Ben içimden geçeni anlatıyorum, şarkılarım da öyle... Piyasa şunu sever ya da bunu sever diye yapmam.
Yeni albümünüz ne zaman raflarda yerini alacak?
Eylül ayında ilk önce AŞK isimli çalışmamız gelecek, yine bir tekli şarkı. 15 Aralık'ta da ‘Eyvallah’ isimli albümümüz geliyor.
Bizi ne gibi sürprizler bekliyor?
Kendi yazdığım şarkılar var. Duygusunu hazmettiğim sözlerim ve notalarım var. Yolculuğum çok keyifli, hayatımın en duru döneminde olduğum için de her şey çok net.
EĞİTİM HER ŞEYİN BAŞI
Biraz da Işın’ı konuşalım. Çocukluğunuz Londra’da geçmiş. Hatırınızda kalanları bizimle paylaşır mısınız?
Çok özel bir ailem var. Annem tek başına iki evlat yetiştirme derdindeydi biz de haliyle erken büyüdük. Hayata karşı görevlerimiz vardı.
Londra’da doğup büyümüş, tiyatro okumuş ama müziğe gönül vermişsiniz. O yıllar bugünkü Işın’a neler katmış?
Eğitim her şeyin başı… Alaylılara asla lafım yok ama Allah vergisi sesin de olsa, sahne eğitimi olmadan olmuyor. Ben hâlâ zaman zaman workshop’lara katılıp kendimi geliştirmeye çalışıyorum.
KÖTÜ İNSANLARI YOK ETMEK İSTERDİM
Aşk, aşk acısı, aldatılmak… Bunlar neler öğretti Işın Karaca’ya?
Aslında hiçbir şey öğretmedi. Yine yeniden güvenmeyi öğreniyorsun. Yine yeniden âşık olmayı öğreniyorsun. Yeni yeniden
sevmeyi öğreniyorsun. Severken biraz daha temkinlisin tabii.
Bu süreçte “Bir daha asla yapmam” dediğiniz bir şey var mı?
“Bir daha asla yapmam” dediğim hiçbir şey yok. Çünkü aşk, âşık olmak çok güzel…
Peki, kendinizi düşsel manada masaya yatırıp ameliyat eder misiniz?
Düşlerimi asla masaya yatırmam. Hep müsaade ederim. Hayal kurmak güzeldir. Hayallerimiz kadar var olduğumuza inanıyorum.
Elinizde sihirli bir değnek olsaydı neyi, neleri değiştirmek isterdiniz?
Biraz klişe olacak ama etrafımızdaki kötü insanları yok etmek isterdim.
BUGÜN BEN DE MİTİNGDEYİM
Bugün Yenikapı’daki mitinge katılacaksınız. Hangi duygularla orada olacaksınız?
Bu miting bir demokrasi mitingi. Haliyle demokrasinin olduğu her yerde varım. Vatanım için, bayrağım için, çocuklarımın yarınları için…
Son gelişmelerle ilgili neler düşünüyorsunuz?
Ülkemizde yaşanan ve hepimizi çok derinden yaralayan darbe girişimine asla paye vermeden, bu ülkenin bir sanatçısı olarak orada olmama gerektiğini hissediyorum.
AT MURATTIR, İYİLİKTİR
Atlara olan tutkunuzu biliyoruz.
Hangi yönünüzü iyileştiriyorlar?
At asildir, sevaptır... At murattır, iyiliktir... İlk arkadaşlarım benim. 4 yaşından beri at biniyorum. Onlarla vakit geçirmeyi çok seviyorum. Ahırlarını temizliyorum, meyve yediriyorum. İçimde biriktirdiğim stres, kızgınlık hepsi bir anda yok oluyor. Pamuk gibi oluyorum. Üzerimdeki kötü enerjiyi temizliyorlar.
Kendinize ait atınız var mı?
4 tane hamile kısrağımız, bir tane de erkek tayımız var. Eylül-ekim itibariyle ‘Kokoloko’ artık koşan bir at olacak. Ocak itibariyle de doğacak dört tane tayımız var. Tuğrul’la (Odabaş) safkan İngiliz at yetiştiriciliğine başlamış bulunuyoruz yani.
MİA ENTERESAN BİR ÇOCUK
“Çocukluk insanın anavatanı” derler. Çocuklarınızın anavatanında neler var peki?
Saygı var, demokrasi var, fikir özgürlüğü var. Kendilerini doğru ifade edebilmeleri için kelimelerle arkadaşlık etme var. İyi insan olmak var. Bir tek direterek öğretme yok. Alabildikleri kadarını vermeye çalışıyoruz. ‘Çocukluk anavatanı’ böyle bir şey bizim için.
Mia anne-babası ayrılmış bir çocuk ve okuduğum kadarıyla çok akıllı ve duygularını gizlemiyor. Hiç sizi gafil avladığı, ne cevap vereceğini bilmediğiniz bir soruyla karşı karşıya bıraktı mı?
Oğlum Erda 23 yaşında… Daha saf daha naif… Toprak, ağaç, çimen o… Mia ise enterasan bir çocuk. Çok akıllı. Dünyada olup biten her şeyi 4 yaşındaki bir çocuktan öğrenebiliyoruz. Teknoloji ellerinde… O yüzden Mia bana bir soru sorduğunda etraflıca düşünüp cevap vermeye çalışıyorum.
HÂLÂ BALIKETLİ BİR KADINIM
Kilo vermek önce bir kadın olarak sizi nasıl etkiledi?
Ben hâlâ balıketli bir kadınım. Ancak 40 kilo daha hafif ve hastalıklarından arınmış bir kadın. 38 beden giyebilmek çok büyük bir keyif.
İncecik bir kadın olduğunuzda ilk ne yaptınız?
Hâlâ tam algılayamıyorum. Beyin de obezlik halen baki (gülüyor).
Duygu değişimleri yaşadınız mı?
Her geçen gün biraz daha değişiyor duygularım, sadece sağlıklı olmak istiyorum.
Tekrar kilo almaktan korkuyor musunuz peki?
Açıkçası ödüm kopuyor ama böyle kalmak için büyük bir çabam var. Arada kaçamaklarım oluyor. O günleri de extra spor yaparak telafi ediyorum.“Sinirlendiğimde ya da üzüldüğümde yemeye vuruyordum” demişsiniz.
Şimdi ne yapıyorsunuz?
Tabii ki spor (gülüyor).