ramazan@ramazanbingol.com
Uzun yıllardır alışılagelmiş, üzerinde sıkça tartıştığımız bir konudur: Yemek ve yemek kültürü. Doğru nedir, yanlıştan kurtulmanın ve sağlıklı olmanın yolları nelerdir? Hangi besinleri nasıl tüketmeli, öğünlerde neler yemeli? Bu hafta sizler için doğru bilinen yanlışları ve özelliklede yemek kültürüne zarar veren kolaycılığı ele alacağım. Umarım bu yazımdan özellikle hanımlar olmak üzere herkes kendine göre bir pay çıkarır.
SEBZE YERİNE NEDEN FASTFOOD! DÜŞÜNMEK GEREK!
Yıllardır hemen hemen her gün aynı şikâyetleri duyarız: Çocuklar sebze yerine fastfoodu tercih ediyor, hamburger patates kızartması, pizza gibi sağlıksız gıdalarla beslenmeyi tercih ediyor ve tabi bir de olmazsa olmaz gazlı içecekleri! Bu durum bir serzeniş olarak annelerin dilinde pelesenk olmuştur. Düşünüldüğünde, sorgulanması gereken, kısmen de haklı bir serzeniştir. Peki, bu serzenişi dile getirenin yanı sıra acaba bu işin sorumlusu kimdir?
YEMEK KÜLTÜRÜ ÇOCUKLUK DÖNEMİNDE EDİNİLİR
Öncelikle bu soruya bir cevap bulmak gerekir. Kanaatimce bu işin sorumluları maalesef ki annelerdir… Çocukluk döneminde verilen eğitimin öneminin artık herkes farkında. Bu sebepledir ki küçük yaşta din gibi edebiyat, dil gibi birçok konuda çocukların gelişmesi için özel dersler alınıyor. Ama unutulan şu ki birçok alışkanlık gibi yeme içme alışkanlığının da çocukluktan başlaması. Eğitim, dinlediği müzikten, oynadığı oyunlara kadar nasıl ki hayatını şekillendirmesinde etken oluyorsa yemek kültürü de “Ne yersen osundur düsturu” ile çocuklukta kazanılıyor. Ve bunun en kolay yolu ise küçüklükten itibaren onun sağlığına zarar vermeyecek, gelişmesini olumlu etkileyecek gıdaları hayatından eksik etmemek.
Ancak gerçek şu ki sosyal ve kültürel gelişim önemsenirken bütün bunların yapabilmesi için ihtiyaç duyulacak sağlıklı bir gelişim nedense düşünülmüyor!
KOLAYCILIK VE BERABERİNDE UNUTULAN YEMEK KÜLTÜRÜ
Zamana ayak uyduran, modern çağın kolaycılığından faydalanan anneler bu öğretileri hazırladıkları sofralarda da gözler önüne seriyorlar. Tercih edilen tembellik ve mutfak kültürümüzü bilmemeleri kendi değerlerimizden uzak bir mutfak kültürünün oluşmasına sebep oluyor. Bunun sonucunda çocuk hayatının hiçbir döneminde ıspanağın tadına bakmıyor, karnı baharın olduğu masaya oturmuyor, semizotunu tanımıyor ya da kuru fasulyenin suyuna ekmek banıp yeme zevkinden bir ömür mahrum kalıyor. Sebebiyse zor geldiği için yapılmayan, kendisiyle tanıştırılmayan sağlıklı gıdalara duyduğu yabancılık.
KATKILI GIDALAR SOFRALARDA, DOĞALLARI BİLEN YOK!
Şimdi bir düşünelim: Kaç yaşında olduğumuzu, gündelik tükettiğimiz gıdaların farklılığını ve sağlıklılığını, sonrasında da yemek kültürünüzün nasıl oluştuğunu? Birçoğumuzun cevabı şüphesiz aynı olacaktır. “Annemiz…” Bunu sayısız örneklerle de açıklayabiliriz aslında...
Örneğin sabah kahvaltısında, mısır gevreği, sucuk, salam veya tostla çocuklarını geçiştirip onları sağlıklı ürünlerden mahrum bıraktıkları gibi ve kültür olarak da bunu öğretiyorlar. Peki, sizce katkı maddeli, sağlıksız bir kahvaltı yerine, kışın ayak-paça, kuzu işkembe, tarhana, sebze çorbası gibi hem besleyici hem de damak tadını geliştirecek gıdalardan oluşan bir kahvaltı neden hazırlanmıyor? Zor geldiği için olabilir mi? Sanırım temel etken bu, annelere zor geliyor. Aynı durum çocuk okuldan eve döndüğünde de yaşanıyor. Bütün gün yorulan, çeşitli mikroplar ve hastalıklarla iç içe bulunan çocuk, vitamin vb maddelere ihtiyaç duyuyor. Bilinçli bir annenin, çocuğunu düşünen her ebeveyninin, sağlığın alınan gıdalarla temin edildiğini bilmesi gerekiyor hâlbuki. Ancak çocuk yanlış yemek kültürüne sahip olduğundan ve birçok sebze ve meyvenin tadını dahi bilmediğinden ıspanak, kereviz, semizotu, bamya pırasa gibi birçok sebzeyi de yemiyor. Annelerde yine kolay olanı tercih ederek hemen makarna, patates kızartması, hazır köfte ve gazlı bir içecekle çocuklarının karınlarını doyuruyorlar. Dolayısıyla yemek kültürümüze de yön vermiş oluyorlar.
SAĞLIKLI BİR NESLİN TEMELİ SAĞLIKLI BESİNDEN GEÇER!
Karın doyarken aç kalan diğer organlar nedense umursanmıyor. Tabi ki bunun aksini yapan annelerimizi de tenzih etmemiz gerekiyor. Onlara selam olsun.Yani çocuklarımızın sağlıksız beslenmesinin Türk mutfağımızın, yemek kültürümüzün unutulmasının en büyük sorumluları annelerdir.İşin özü unutmamalıdır ki hastalıkların yüzde 80 i beslenmeyle direk ilişkilidir. Çocukların başarılı olmasını isteyen aileler önce yemek kültürünü düzeltmelidir.
YOĞURTLU SEMİZOTU YATAĞINDA BULGUR KÖFTESİ
Salata malzemeleri;
- 2 Demet yaprakları ayıklanmış ve çok iyi yıkanarak, suyu kurutulmuş semizotu
- 3 diş sarımsak ( ezilmiş)
- 2 su bardağı kadar süzme yoğurt l Tuz
Köfte Malzemeleri;
- 200 gr ince bulgur
- 200 gr. kıyma
- 1 yumurta
- 1adet rendelenmiş kuru soğan
- 1 çorba kaşığı domates salçası,
- 1 Çorba kaşığı biber salçası
- Tuz, karabiber, pulbiber
- Köfteler kızartmak için tereyağı ve nane
Hazırlanışı;
Köfte için bulguru sıcak suyla ıslatın. Bulgur suyunu çekip yumuşayınca içine kıymayı, yumurtayı ekleyip soğan rendeleyin. Tuz ve diğer baharatları ekledikten sonra yoğurun. Harcı yoğurduktan sonra küçük köfteler şeklinde yuvarlayın. Tavaya tereyağını ekleyip salçaları kavurduktan sonra, köfteleri de ilave edip, üstüne nane dökün. Köftelerin ezilip dağılmasını önleyerek hafifçe kızartın ve köfteleri üstünü geçmeyecek şekilde su ilavesiyle, köftelerin salçasının dağılmasını ve köftelerin iyice pişmesini sağlayın. Bu arada köftelerin suyunun iyice çekilmiş olmasına dikkat edin. Semizotunu sarımsak, tuz ve yoğurtla karıştırdıktan sonra ılık köfteleri semizotunun üstüne yayın. Bu aşamada köftenin yağı size az gelirse, ısıtacağınız zeytinyağını salatanın üstüne gezdirin.