Gerçek Hesap Bu!, hayatını içinden geldiği gibi yaşamaya çalışan cesur bir adamın çok seveceğiniz ve bazı cümlelerini kalbinize, nicelerini de sosyal medya hesaplarınıza taşıyacağınız bir kitap.
Nejat İşler dendiğinde kafada canlanan imajlar birbirine benzer; iyi oyuncu, yakışıklı adam, kadınların ilgi alanına giren özgür adam, cool adam… Ben şunu da eklemek isterim; kendi gibi olmayı ve kalmayı başarmış adam. İşler’in kaleme aldığı ‘Gerçek Hesap Bu!’da da kendisi gibi yalın ve en önemlisi gerçek bir Nejat İşler’le karşılaşıyorsunuz.
Hani ekşi sözlük’te “kanka olmak istenen ünlüler” diye bir başlık vardır. O başlıkta da Nejat İşler’in adı sıkılıkla geçer. İşte Gerçek Hesap Bu!’da tam da bunu yaşatıyor size. Sanki İşler sizi karşısına almış ve “Ben şimdi sana biraz kendimden bahsedeceğim” demiş gibi. İlk sayfalarından itibaren hissedilen bu tatlı sohbet havası kitap boyunca hiç kaybolmuyor. Objektif olarak masaya yatırdığı hayatındaki hataları, kararları, umutlarını öyle güzel anlatıyor ki en büyük sevincine de en acı felaketine de ortak oluyorsunuz. Bir de ne var (daha doğrusu ne yok) biliyor musunuz; mutluluğunda da üzüntüsünde de abartı yok İşler’in. Sanki hepsinin hayatın bir parçası olduğunu doğuştan kabullenmiş gibi.İşler’in babasına “Memursun sen memur kal” dediği satırları okurken, “Gerçekten istediğim şeyleri yapmak, gerçekten istediğim yerde, gerçekten istediklerimle zamanımı değerlendirmek. Tek isteğim ve hali hazırda yaptığım şey bu” dediğinde samimiyetinin kâğıttan akması gerçekten eşine çok rastlanır bir durum değil. Samimiyeti nasıl değersizleştirdiğimizi ve ayağa düşürdüğümüzü hatırlayacak olursak ‘gerçekten samimi’ bir şey okumak ve hissetmek insana nefes aldırıyor. Siz de sizde bu duyguları uyandıracak bir kitap arayışındaysanız Can Yayınları’ndan çıkan kitaba kayıtsız kalmayın.Bir de şu var tabii; kitap okunsun ki sosyal medyada bu sefer gerçekten İşler’in yazdığı satırları da görebilelim. Son olarak İşler’in kitaptaki cümlelerinden birkaç tanesini sıralayalım:“Vatan dediğimiz şey sevdiğimizdir. Sevginin de sınırı, pasaportu olmaz”“Kendi hikâyelerimizi anlatalım, gerçekleri bizim gibi yaşayanları da anlatmak lazım.”“Biz, insanların unutmak istediklerini süpüren çöpçüleriz” “Birini, boş kâğıtlar ve sivriltilmiş kalemlerle bir odaya koyun, eğer oradan karnını doyuracakmalzemeyle çıkarsa, işte yazar odur.”