Hande Sönmez
hande.sonmez@gmail.com
Bundan 3 yıl önce Türkiye sahnelerinde görmeye alışık olmadığımız bir masal olan Sarı Ay’ı bize armağan eden Dot Tiyatrosu, geçtiğimiz sezon aynı yazarın (David Greig) Gordon McIntyre ile birlikte yazdığı İki Kişilik Yaz’ı
UMUTSUZLUKTAN DOĞAN UMUT
İki Kişilik Yaz’ın mutsuz ve umutsuzları 35 yaşında boşanmış bir kanun kaçağı olan Bob ile 35 yaşındaki bekâr boşanma avukatı Helena bir barda tesadüf eseri tanışıyor ve en kaba ama doğru tabirle “olaylar gelişiyor.” Dekorun minimumda tutulduğu oyunda Bob ve Helena bizi aynı metrekare içinde Helena’nın evinde, kilisede ve kahvaltıcıda olduklarına inandırmayı başarıyor. Bob ve Helena, kaygılarını ve umutsuzluklarını birbirleriyle paylaşırken sahneden de umut dağıtmayı ihmal etmiyor ve ikilinin kendi içlerini karartan halleri dahi izleyenlerin yüzlerinde kocaman bir tebessüm oluşturuyor. Bob ve Helena’nın birlikte sahneye getirdiği yaz Edinburgh’un yağmuruna da meydan okuyor ve yağmurun ardından güneşin geleceğini müjdeliyor.
HERKESİN KALBİNE İŞLİYOR
2015 Afife Jale Tiyatro Ödülleri’nde Gizem Erdem’e adaylık, Tuğrul Tülek’e de ödül getiren İki Kişilik Yaz, kalbinize işleyen ve gününüze anlam katmayı beceren bir oyun. Edinburgh ya da İstanbul fark etmeksizin herkesin kalbinde yaza ihtiyacı olduğunu tatlı tatlı hatırlatıyor ve kalplerdeki yaza dışarı çıkması için sesleniyor. İki Kişilik Yaz, gerek rejisi gerek Tuğrul Tülek ve Gizem Erdem’in tutmuş kimyasıyla seyirciye nefes aldıran oyunlardan biri olmayı başarıyor. Bu yıl tek bir oyun izleyecekseniz bu İki Kişilik Yaz olabilir.