Hıçkırık hangi durumlarda tehlikeli olur? Hıçkırığın nedenleri nelerdir?

Geçmeyen hıçkırık söz konusu olduğunda zaman zaman hepimiz sebebini merak ederiz. Hemen herkeste görülen hıçkırık semptomunun altında ciddi hastalıkların olabileceğini belirten uzmanlar, hıçkırığın nedenlerini ve hıçkırık tedavisini anlattı. İşte uzun süren hıçkırıkta yapılması gerekenler...

DHA

Hıçkırığın nedenleri birçok kişi tarafından merak ediliyor. Özellikle hiç olmayacak zamanda başlayan hıçkırık, kişiyi bazen zor duruma sokabiliyor. Bir türlü geçmeyen inatçı hıçkırığın nedenlerinin araştırılması gerektiğini anlatan Doç. Dr. Bülent Yaşar, “Merkezi sinir sistemi tümörleri, inme, Parkinson, kafa travması, menenjit, göğüs boşluğunu tutan kanserler, büyümüş lenf bezleri; koroner yetersizlik, yemek borusu tümörleri ve reflü geçmeyen hıçkırığın olası nedenleri arasında sayılabilir.” dedi. İşte hıçkırığın nedenleri ve tedavisi...

DHA'ya açıklamalarda bulunan Gastroenteroloji Bölümünden Doç. Dr. Bülent Yaşar, hemen herkeste görülen hıçkırık semptomunun altında ciddi hastalıkların olabileceğini belirterek önemli uyarılarda bulundu. Doç. Dr. Yaşar, 48 saatten uzun süren hıçkırıklarında olabileceğine değinerek, “Hıçkırık, göğüs ile karın boşluklarını ayıran diyafram kasının tekrarlayan, kontrolsüz kasılmaları sonucu oluşan ve uzun sürdüğünde yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyen bir semptomdur. Genellikle birkaç dakika içinde sonlanmasına rağmen bazen 48 saatten uzun sürer ki, inatçı hıçkırık adını alır.” diye konuştu.

"BAHARATLAR DA TETİKLEYEBİLİR"

Kısa ve uzun süreli olmak üzere hıçkırıkların 2’ye ayrıldığını belirten Doç. Dr. Yaşar, nedenlerini şöyle açıkladı:

“Hızlı ve çok yeme, alkol, baharat ve soda tüketimi, çok soğuk ve sıcak yeme, hava yutma (sakız çiğneme sonucu), stres gibi faktörler kısa süreli hıçkırıkların en sık rastlanılan nedenleridir. 

Hıçkırığın uzun sürmesi durumundu ise gastroenteroloji, nöroloji, göğüs hastalıkları ve kardiyoloji gibi farklı bilim dallarını ilgilendirebilen iltihap, tümör, travma ve enfeksiyon gibi sorunlar akla gelmeli. 

Merkezi sinir sistemi tümörleri, inme, Parkinson, kafa travması, menenjit, multiple skleroz; göğüs boşluğunu tutan kanserler, büyümüş lenf bezleri; koroner yetersizlik, yemek borusu tümörleri, reflü ve helikobakter pylori enfeksiyonu hıçkırığın olası nedenleri arasında sayılabilir. 

Sadece hastalıklar değil, bazen ilaçlar ve kemoterapötiklerde hıçkırığı başlatabilir; psikiyatri ve Parkinson tedavilerinde kullanılan ilaçlar, kortizon ve morfin bu grupta sıralanabilir. 

Yemek borusu ve ac’lere yapılan müdahaleler (bronkoskopi, stent takılması gibi), genel anestezi ve cerrahi sonrasında da inatçı hıçkırık oluşabilir.”

"GELENEKSEL YÖNTEMLER İŞE YARAYABİLİR"

Doç. Dr. Yaşar, hıçkırık tedavisinde geleneksel yaklaşımların hala etkili olabileceğini işaret ederek “Kese kâğıdı içine soluma, nefesini tutma, soğuk su içme, ıkınma, limon ve toz şeker yemek, küçük dili kaşık yardımıyla yukarı kaldırma, dizleri göğüs kafesine yaklaştırmak ve bu pozisyonda bir süre kalmak göz küresine ve karotise (boyun damarı) masaj yapmak yardımcı olabilir. Semptomun uzun sürmesi veya tekrarlaması durumunda mutlaka hekime başvurmak gerekir.” ifadelerini kullandı.