Havuz suyunu yuttuğunuzda vücutta olanlara çok şaşıracaksınız

Uygun dezenfekte edilmemiş havuzların enfeksiyon bulaştıracağını belirten uzmanlardan uyarı geldi. Havuz suyunu yutanları uyaran uzmanlar, korunma yollarını anlattı. İşte tatilin zehir olmaması için yapılması gerekenler...

Yaz aylarında enfeksiyon riski artar. Yazın tatile gideceklere uzmanlar enfeksiyon uyarılarında bulunuyor.

DHA'ya açıklamalarda bulunan, Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Kıvanç Şerefhanoğlu, yazın tatil yaparken karşılaşabileceğimiz enfeksiyonlar ve dikkat edilmesi gerekenler konusunda uyarılarda bulundu.

HAVUZ ENFEKSİYONLARINA DİKKAT!

Yazın tatil yapacakları bekleyen belli başlı enfeksiyon türleri vardır. Bu hastalıklar arasında görülen en fazla görülen enfeksiyonun sindirim sistemi enfeksiyonları, havuz enfeksiyonları (dış kulak yolu, göz ve deri enfeksiyonları), cilt enfeksiyonları ve böcek ısırması ile bulaşan enfeksiyonlar (Kırım Kongo Kanamalı Ateşi, Lyme hastalığı, sıtma) bulunur.

BULANTI, KUSMA VE İSHAL YAPABİLİR

Sindirim sistemi enfeksiyonlarının bulantı, kusma ve ishal ile kendini gösterdiğini ifade eden Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Şerefhanoğlu, "Sıcak havalarda kontamine olmuş gıdaların, yıkanmamış sebze ve meyvelerin tüketilmemesi, havuz sularının yutulması önemli nedenlerdendir. Korunmak için açıkta satılan gıdaların tüketilmemesi, özellikle piknik gibi aktivitelerde gıdaların sıcakta uzun süre bekletilmeden tüketilmesi ve yemekten önce ellerin yıkanması gerekmektedir. Dezenfeksiyonu uygun şekilde yapılmış havuzlar tercih edilmelidir" diye konuştu.

OTELLERDEKİ KLİMALARA DİKKAT!

Lejyoner hastalığının Legionella türlerinin neden olduğu ciddi bir akciğer enfeksiyonu olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Şerefhanoğlu, "Bu bakteriler otellerde bulunan klimalar, jakuzi ve duş başlıklarından bulaşabilir. Alt yapısı uygun, klima ve filtrelerin bakımı ve temizliği yapılmış otellerin tercih edilmesi ve duş öncesinde yaklaşık 1 dakika suyun akıtılması alınacak önlemler arasında yer alıyor" şeklinde konuştu.

GÖZ ENFEKSİYONUNA NEDEN OLABİLİR

Dezenfeksiyonu uygun şekilde yapılmamış havuzların enfeksiyon hastalıkları açısından risk oluşturabileceğinin söyledi.

Prof. Dr. Şerefhanoğlu, "Dış kulak yolu, göz ve deri enfeksiyonları bu yolla bulaşan enfeksiyonlar arasında yer alır. Dış kulak enfeksiyonunun belirtileri kulakta şişme, ağrı, akıntı ve işitme kaybıdır. Göz enfeksiyonlarının en önemli belirtileri gözlerde kızarıklık, akıntı, çapaklanma ve bulanık görmedir. Havuz suyundan kaynaklı bazı bakteriler ve mantarlar cilt enfeksiyonlarına neden olabilir. Bu sorunlardan kaçınılması için dezenfeksiyonu uygun şekilde yapılmış havuzlara girilmesi tavsiye edilmektedir" açıklamasında bulundu.

MANTAR ENFEKSİYONUNDAN KORUNMAK İÇİN CİLDİMİZ NEMLİ KALMAMALI

Yazın özellikle ciltte mantar enfeksiyonları sıklığında artış olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Şerefhanoğlu, şunları söyledi:

"Mantar enfeksiyonu cilt hastalıkları içinde çok büyük bir hasta grubunu oluşturmaktadır. Mantar hastalığı genellikle kıl, deri ve tırnak gibi dokulara yerleşen kaşıntı, kızarıklık, sulanma ve pullanma şeklinde kendini gösteren bir enfeksiyondur. Tedavi edilmediği durumlarda mantar üzerine bakteriler ile enfeksiyonlar eklenerek cilt ve cilt altı yumuşak doku enfeksiyonuna sebep olabilir. Mantar enfeksiyonları için bazı risk faktörleri aşırı terleyen bünyeye sahip olmak, ayakların gün içinde terlemeye bağlı veya duş ve abdest sonrası nemli kalması, diyabet, kanser hastalığı gibi hastalıklar, vücut direncini azaltan kortizon gibi ilaçlar kullanılmasıdır."

PİKNİK YAPARKEN ÖNLEM ALINMALI

Yaz aylarında piknik, yürüyüş gibi aktiviteler sırasında bacakların çizilmesi nedeniyle de enfeksiyonların görülebileceğini belirten Prof. Dr. Şerefhanoğlu sözlerine şu şekilde devam etti:

"Pamuklu çorap giyilmesi, hava alan açık ayakkabıların tercih edilmesi, ayakların akşamları yıkanması, çalılık gibi bitkilerin olduğu alandaki aktivitelerde bacakları koruyan giysilerin tercih edilmesi alınacak önlemlerdendir"

BÖCEK ISIRMASIYLA BULAŞAN ENFEKSİYONLAR GÖZ ARDI EDİLMEMELİ

Yaz aylarında ülkemizde bazı böcek ısırması ile bulaşan enfeksiyon hastalıkları riskinin arttığını dile getiren Prof. Dr. Şerefhanoğlu, şu bilgileri paylaştı:

"Kırım Kongo Kanamalı Ateşi, Lyme hastalığı ve sıtma bunlar arasında ilk sıralarda yer almaktadır. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi keneler tarafından taşınan bir virüsle oluşan ateş, halsizlik, iştahsızlık, kas ağrısı, baş ağrısı, bulantı, kusma, ishal ve ağır vakalarda kanama gibi bulgular ile seyrederek ölümlere neden olabilen bir enfeksiyon hastalığıdır. Hastalık ülkemizde kenelerin aktifleştiği bahar ve yaz döneminde görülmektedir. Bu hastalıktan korunmak için tarla, bağ, bahçe, orman ve piknik alanları gibi kene yönünden riskli alanlara gidilirken, kenelerin vücuda girmesini engellemek maksadıyla mümkün olduğu kadar vücudu örten giysiler giyilmeli, pantolon paçaları çorapların içerisine sokulmalı ve ayrıca kenelerin elbise üzerinde rahat görülebilmesi için açık renkli kıyafetler tercih edilmelidir. Kene yönünden riskli alanlardan dönüldüğünde kişi kendisinin ve çocuklarının vücudunda (kulak arkası, koltuk altları, kasıklar ve diz arkası dâhil) kene olup olmadığını kontrol etmeli, kene tutunmuş ise hiç vakit kaybetmeden çıplak el ile dokunmamak şartıyla vücuda tutunduğu en yakın yerden tutarak uygun bir malzeme ile (bez, naylon poşet, eldiven gibi) çıkarmalıdır."

LYME HASTALIĞI KENE ISIRMASI İLE İNSANA GEÇİYOR

Lyme hastalığının yine kenelerin ısırması ile insana geçen bir bakterinin yol açtığı bir enfeksiyon hastalığı olduğunu belirten Prof. Dr. Şerefhanoğlu şunları aktardı:

"Hastalık ateş, yorgunluk, bulantı, grip benzeri semptomlar, cilt lezyonları, baş ağrısı, ense sertleşmesi gibi bulgulara yol açar. Eklemlerde şişlik, sıvı birikimi, hareket etmede zorluk görülebilir. Hastalıktan korunmak için kenelerin vücuda girmesinin engellenmesi gerekmektedir. Sıtma, parazit taşıyan sivrisineklerin insanı ısırması ile gelişen bir enfeksiyon hastalığıdır. Sıtmanın en önemli belirtileri ateş, üşüme, titreme, terleme, iştahsızlık, kusma ve vücut ağrısıdır. Sıtma, günümüzde ülkemizde nadiren görülmektedir. Ancak ülkemizde bu hastalığın yaygın olduğu bölgelere seyahat eden kişilerde yurtdışı kaynaklı sıtma vakaları görülmektedir. Yurtdışına seyahat öncesi en az 15 gün önce Seyahat Sağlığı Merkezlerine başvurularak gidilecek ülkedeki sıtma riski hakkında bilgi alınabilir ve koruyucu ilaç temin edilebilir. Sıtma riskli ülke/bölge ziyaretlerinde sivrisinek sokmalarından korunmak için uzun kollu gömlek ve pantolon gibi vücutta açık yer kalmayacak şekilde mümkün olduğunca kapalı kıyafetlerin giyilmesi tercih edilmelidir" dedi.