cglgursoy@hotmail.com
Paris o kadar sıcak ki kelimelerle anlatmam çok zor. Son yılların en yüksek sıcaklıklarını yaşıyormuş Paris halkı. Gün içinde 42 derecelere yükseliyor öyle diyeyim. Bu bunaltıcı sıcaklıklar Paris’in turist yoğunluğuna engel olamamış ama... Champs Elysee’de yine mağazaların önünde kuyruklar, Eyfel Kulesi’nin önünde hiç dağılmayan bir kalabalık mevcut. Beni soracak olursanız Paris ilk defa ziyaret ettiğim bir şehir değil. Özellikle Fransızca öğrenirken sıkça yaz okulları için buraya gelirdim. Köşemde de birkaç sefer Paris seyahatlerimi ve önerilerimi yazmıştım eski yazılarımdan bulabilirsiniz. Bu ziyaretimde ise uzun süredir merak ettiğim şehrin bazı popüler mekânlarını deneyimliyorum.
EN YENİLERİ
İlk gecemizi yeni değil ikonikleşmiş bir restoranda geçirdik. Dünya zinciri olan Buddha Bar’ın Paris şubeside dev Buddha heykeli, lezzetli Asya yemekleriyle görülmeye değerdi. Gelelim en yenilere uzun süre Paris’te yaşamış bir arkadaşım birkaç ay önce açılan ve şehrin göz bebeği haline gelen bir restorandan bahsetti: “Coco Paris” Opera binasının altında yarı modern, yarı klasik bir dekorasyon ve harika bir bahçeye sahip. Havanın sıcaklığından dolayı o güzel bahçeden faydalanamadık ama içerisinin dekorasyonu da göz doyurucuydu. Şu an Paris’in belki Fransa’nın hatta Avrupa’nın en popüler ve beğeni toplayan restoranlarından birinden bahsedeceğim:”Girafe Paris” Eyfel Kulesi’ne uzansan dokunacaksın gibi bir manzara. Menü çok klasik, enteresan birşey yok fakat mekân süper şık, garsonlar süper kibar. (Fransızlar genellikle suratsızlardır, iyi servis almak için sizin çalışanlara sevimlilik yapmanız gerekir) Dışarıdan rezervasyon yaptırmak imkansıza yakın. Mail veya telefon açarsanız caydırıcı olması için 2 ay sonraya rezervasyon tarihi veriyorlar. Ya içeriden birini tanıyor olmalısınız ya da otelinizin concierge servisi restoranı tanıyor olmalı. Bu kadar rezervasyon ve insan ağırlama konusunda zorluk çıkarma nedenlerinin arkasında bir sebep varmış. Kulaktan kulağa konuşulan neden ise restoran sahibi başta Suudi Arabistanlılar olmak üzere bazı Arap ülkelerinin vatandaşlarını restoranda görmek istemiyormuş. Bir başka rezervasyon hattı olmayan Paris’in ikonikleşmiş İtalyan restoranı “Le Stresa”. Sadece ünlü, soylu, siyasi ve deyim yerindeyse burjuva sınıfını ağırlıyorlar. Telefon açarsanız yerimiz yok yanıtını alırsınız. Ya mekâna gidip kendinizi tanıtıp rezervasyon yapabilirsiniz ya da yine sizin için mekâna öncesinden gidecek biri veya bir concierge servisi sizi tanıtarak masanızı ayırabilir.
YAZLIK TURİSTLER
Yazın Paris’e gelen turistler alışveriş dışında neler yapıyor derseniz. Fransızların çoğu bizim yaz aylarında Bodrum, Çeşme ve Antalya’ya kaçtığımız gibi onlarda Cannes, Nice, St.Tropez’de. Meydan tamamen turistlere kalmış durumda. En çok ziyaret edilen noktalar ise klimalı kapalı alanlar… Bunların başında Paris’te çok sık bulunan sanat galerileri geliyor. Sanat eserlerini inceleyerek uzun zaman harcanabiliyor. Ondan sonra müzeler geliyor kadınlar arasında en popüleri ünlü modacı Yves Saint Laurent’in müzesi, bir diğer merak edilen müze ise “Cartier” markasının bağışlarıyla açılmış “Doğa” müzesi. Orman, ağaç ve bitkilerle ilgiliyseniz gerçekten çok etkileyici… Yine kapalı bir alan olan hemen Eyfel Kulesi’nin yanındaki Paris Akvaryumu bin bir çeşit balıklarla çocuklu ailelerin uğrak noktası.