En büyük kaygım işlerin azalması

‘Organize İşler Sazan Sarmalı’ filminin yanı sıra ‘Alicie’ müzikaliyle seyircisini selamlayan Ezgi Mola ile bir araya geldik. Yoğun bir tempoda olan Mola, çalışmaktan mutlu olduğunu söyledi.

Bilgen BÜLBÜL

Bu sezon hem ‘Organize İşler Sazan Sarmalı’ hem de ‘Alice’ adlı müzikalle seyirci karşısına çıkıyorsunuz. İki büyük projede yer almak size neler hissettiriyor? 

İşini seven biri olarak bana heyecan veren her oyun, yeni bir dünyaya açılan kapı gibi. 

‘Organize İşler Sazan Sarmalı’nda nasıl bir   karaktere hayat veriyorsunuz? 

Lerzan Berrak, Asım Noyan’ın çetesinde çocuk yaştan beri olan, çok küçük yaşta çok sert bir dünyayla tanışmış, şen şakrak görünse de her türlü duruma hazır, fıkır fıkır bir kadın.

ALİCE’İ İLK REDDETMİŞTİM 

‘Alice’ müzikalinin kadrosuna nasıl dahil oldunuz? 

Önce Enis’e (Arıkan) söyledim. Çünkü ikimizi de çok istemişlerdi. Enis beni her zaman ki gibi yeterince dinlemeyip kabul etmedi. Benim de paralelde görüştüğüm bir proje daha vardı. Ben de onunla çok vakit geçireceğim için reddettim. Sonra Enis, ‘Ben bu işi nasıl anlamamışım, kabul ettim’ dedi. Bir anda kendimizi provalarda bulduk, ben de diğer işten bir süre daha müsaade isteyerek bu işin içinde buldum kendimi.

Alice’de Kraliçe’nin sinirli ve herkesi cezalandıran bir karakter olduğunu biliyoruz. Bu rol sizi zorladı mı? 

Kendimi oynamak gibi bir arzum olmadığı için herhangi bir zorluk çekmedim. Hayal kuruyorsunuz ve deniyorsunuz, sonra yönetmeninizle, diğer arkadaşlarınızla, dekor, kostüm, ışık gibi destekleyicilerle bir renk bulmaya başlıyorsunuz. 

Müzikalde oyunculuğunuza dair neler keşfettiniz? 

Sahne üzerinde yapılan şeyleri türlerine göre farklı görmüyorum. Şarkı söylüyor olmanın dışında yine oyunculuk yapıyorum.

Oyunculuk bir yetenek, pek çok başka yetenekleriniz de var bildiğimiz. Peki, sahip olduklarınız dışında en çok hangi yeteneğe sahip olmak isterdiniz? 

Bilime katkı sağlayan bir araştırmacı olmayı çok isterdim. 

‘PROJE YOK’ DEYİP UZAKLAŞMAM 

Yerimi sağlamlaştırmak için değil içime sindiği için evet dediğim işler var. İçinde bulunduğum bütün işler yapmak istediğim için yaptığım, mecburiyetten değil. Kaygılarım; istediğim işlerin azalması, yazar, yönetmen, yapımcı ve yaratıcı ekiplerin hayallerini kaybedip mecbur kaldıkları için kendilerini tekrar etmesi olabilir. Yenilikçi, cesur işleri kendim içinde olmasam bile görmek isterim. Ben ölene kadar bu işi yapacağımı çok iyi biliyorum. Ama sevdiğim proje yok deyip uzaklaşmak istemem, tek kaygım bu olabilir. 

Kaliteli işler hayallerimi büyütüyor

20 yıldır bu işi profesyonel olarak yapıyorum ve ne mutlu bana ki hep beni daha yukarı götürecek işler yapmaya, yerimde saymamaya, kendimi tekrar etmemeye gayret gösterdim. Türkiye’de Alice gibi bir proje şimdiye kadar yapılmadı. Böyle kaliteli ve büyük işler yapınca sizin de kurduğunuz hayaller doğru orantılı olarak büyüyor.

Kendimi her zaman eleştiririm 

Sanırım kendimi izlerken çok objektif olamıyorum... Belki de yapmak istediğim, hazırlanırken kafamda kurmaya çalıştığım şeyi en iyi ben bildiğimden hep bir yetememe, eksik kalma hali gözüme batıyor. 

Ama dediğim gibi bu ancak benim hissedebildiğim, gördüğüm bir şey. Her zaman da olacak böyle şeyler, biliyorum.