Altın Portakal’ı son alan kişiyim

‘Annemin Şarkısı’ filmiyle Altın Portakal Film Festivali’nde ‘En İyi Erkek Oyuncu’ ödülünü alan Feyyaz Duman ile ‘Kadın’ dizisini konuştuk.

‘Kadın’ dizisini kabul etmenizdeki en büyük etken neydi?

‘İçerde’ dizisinden sonra ‘Kadın’ ikinci projem… Öncelikle bana hikâye anlatıldığında güçlü bir bir aşk hikâyesi olduğunu gördüm. Güçlü kadın hikâyeleri maalesef ülkemizde işlenmemeye başladı. Ama bölümleri okudukça bunun hiç de ajite edilmediğini tam tersine fakirliğin, kimsesizliğin, bu toplumda göz önünde olunması istenmeyenlerin hayatın bir parçası olduğunu ve bunun mücadelesinin onurlu bir şekilde verildiğini gördüm. 

‘Annemin Şarkısı’ filmiyle 51. Uluslararası Altın Portakal Film Festivali’nde ‘En İyi Erkek Oyuncu’ ödülünü aldınız. O günden sonra sizde değişen ne oldu?

Çok özel bir ödül Altın Portakal… Son alanlardan biriyim. Çünkü festivalin adı değişti. Ödülden sonra hayatımda hiçbir şey değişmedi. Sadece Altın Portakal Ödüllü oyuncu oldum o kadar...   

Saraybosna, Belçika, Duhok film festivalleri sizin için dönüm noktası olmalı. Başka ödül almayı hedeflediğiniz festival filmi var mı?

Dünyada sinema alanında çok değerli ve önemli festivaller var. Onlardan biri de Saraybosna Film Festivali. Fakat Antalya kadar haber olmadı (gülüyor). Filmlerimin festival yolculukları devam ediyor. O yüzden ödül anlamında ‘evet’ bir beklentim var.

Kadınlar takip etmeye başladı 

Kadın hayranlarınız çok fazla bu konuda ne söyleyebilirsiniz?   

Evet farkındayım. ‘İçerde’ dizisinde oynarken genelde erkekler takip ederdi. ‘Kadın’ dizisinde beni daha çok kadınlar takip etmeye başladı.Bunun oynadığım karakterle de tabii ki ilgisi var. O yüzden senaristimize teşekkür ediyorum. Arif’in dürüstlüğü ve haksızlıklar karşısındaki onurlu duruşuyla Bahar’a olan alakası daha çok hayran kitlesi yarattı. 

Oyunculuğu kategorize etmem

Ödüllü oyuncular dizilerde oynamayı pek tercih etmezler. Sizin böyle bir düşünceniz oldu mu? 

Hiçbir zaman öyle bir düşüncem olmadı. Çünkü ben oyunculuğu sinema, televizyon ya da tiyatro oyunculuğu diye kategorize etmiyorum. Yani bu sadece İngilizce oynarım demek gibi abes bir durum. Evet birbirinden tarz ve üslup olarak çok farklı olabilir ama sonuçta yaptığınız hep oyunluk oluyor.