TM Dijital Haber Merkezi
Milli sanat yaşamımızı evrensel açıdan zenginleştirmek ve kültürel değerlerimizi de yaygınlaştırarak gelecek nesillere aktarmak amaçlarının yanı sıra “Ve Benzersiz Kitap” ilkesiyle hareket eden VakıfBank Kültür Yayınları, Fransız filozof Simone Weil'in "Kişi ve Kutsal" isimli eserini Türkçeleştirerek yayın hayatına bir ilkle başlamış oldu.
20'nci yüzyılın en genç filozofları arasında yer alan Simone Weil, 1942'de işgal altında bulunan Fransız toplumunun acıları karşısında ölüm orucuna başladıktan bir yıl sonra tüberküloz hastalığına yakalanarak hayatını kaybediyor. Türkçeye ilk kez Murat Erşen tarafından çevrilerek kazandırılan "Kişi ve Kutsal" isimli eser, Weil’in yaşamının son yılında kaleme aldığı eserler arasında yer alıyor.
72 sayfadan oluşan "Kişi ve Kutsal" isimli eserde yazar Weil, hak ve kişilik kavramlarının yetersiz olduğunu ve bu kavramların geliştirilmesi yönündeki düşüncelerini anlatıyor.
Eserinde hak kavramını odağına alan Simone Weil, kişinin fiziksel görünüşüne ve fikirlerine bakılmadan kutsal olduğunu belirterek, insanların yüreğinin derinliklerinde, maruz kalınan ve tanık olunan onca cürüme rağmen ona kötülük değil de iyilik yapılacağına dair yenilmez bir beklenti bulduğunu, “Her insanda kutsal olan, her şeyden önce işte budur.” sözleriyle kaleme alıyor. Kitabına “Beni ilgilendirmiyorsunuz.” cümlesinin, bir insanın gaddarlık yapmadan ve adaleti yaralamadan başka bir insana yöneltilemeyeceğini belirterek başlayan Weil, “Kişiliğiniz beni ilgilendirmiyor.” cümlesinin ise yakın dostlar arasında sevgi dolu bir sohbette, o dostluktaki en hassas noktayı incitmeksizin kullanılabileceğinin altını çiziyor.
Kişi kavramının koşulsuz eleştirisini yaparak kişiyi kutsaldan radikal bir biçimde ayıran Simone Weil, “Kişi ve Kutsal” kitabında, “İşte sokaktan geçen biri; uzun kolları, mavi gözleri, bihaber olduğum ama belki de basmakalıp düşüncelerin geçtiği bir zihni var. Onda benim için kutsal olan ne kişiliği ne de insani kişilik. Kutsal olan kendisidir. Onun tamamı. Kollar, gözler, düşünceler, her şey.” satırlarına yer veriyor.
Kutsal olana, yaşanılan tüm olumsuzluklara rağmen karşı taraftan beklenen iyilikle ulaşılabileceğini ifade eden Weil, “Bebeklikten mezara kadar, her insan evladının yüreğinin derinliklerinde, işlenen, maruz kalınan ve tanık olunan onca cürümün deneyimine rağmen, ona kötülük değil de iyilik yapılacağına dair yenilmez bir beklenti vardır. Her insanda kutsal olan, her şeyden önce işte budur. İyi, kutsal olanın tek kaynağıdır. İyiden ve iyiye dair olandan başka kutsal yoktur.” ifadelerini kullanıyor.
Hakkın yalnızca talep tonuyla savunulduğunu belirten Weil, “Kişi ve Kutsal” eserinde, “Dünyaya 1789’da tanıtılan hak kavramı, özündeki yetersizlikten dolayı, ona atfedilen işlevi yerine getirmekten acizdi. İnsani kişilik haklarından bahsederken yetersiz iki kavramı bir araya getirmek bizi pek uzağa götürmez.” sözlerine yer veriyor.