Bayraktar, yaptığı açıklamada, çekirdeksiz kuru üzümde Türkiye’nin, ABD ile birlikte ilk iki sırayı aldığını, bu iki ülkeyi İran, Yunanistan, Güney Afrika, Şili ve Afganistan’ın izlediğini ifade etti. Türk üzümünün dünyada en fazla aranan üzüm olduğunu, bu nedenle de imajının çok iyi korunması gerektiğini vurgulayan Bayraktar, Türkiye’nin üzüm ihracatının yüzde 95’ini Sultani çekirdeksiz üzümün oluşturduğuna dikkati çekti.
Çekirdeksiz kuru üzüm üretiminin 2014'te 328 bin ton ve 2015'te 196 bin ton olarak gerçekleştiğine işaret eden Bayraktar, "2015 yılındaki üretim düşüşü yaşanan dolu ve don afetinden kaynaklanmıştır. 2016 yılı da yine 2015 yılına benzer şekilde bağcılığımız açısından iyi geçmemiştir. 18-28 Mart tarihlerindeki erken don afeti, gözlerde büyük zararlara neden olmuştur. Sonrasında yan gözlerden doğuşlar gerçekleşmiştir. Ana gözlerin ölmesi nedeniyle üzümde rekoltede önemli kayıplar meydana gelmiştir." değerlendirmesinde bulundu.
Bayraktar, bunlara ilaveten yüksek sıcaklıkların üzüm salkımlarının kurumasına ve güneş yanıklarına sebep olduğuna değindi.
Bu yılın yaş ve kuru üzüm açısından iyi geçmediğini belirten Bayraktar, şunları kaydetti:
"Odalarımızdan alınan bilgilere göre, yaşanan doğal afetlerden dolayı ürün kayıpları bazı yörelerde yüzde 40-50’yi bulmuştur. Üreticinin elde edeceği ürününü iyi fiyatla değerlendirebilmesi için iç tüketimin yanı sıra ihracat olanaklarının artırılması önem arz etmektedir. Rusya’nın ambargo kararı dolayısıyla ihracatta azalma yaşanmıştır.
Üzüm fiyatlarındaki düşüş büyük oranlara ulaştı. Geçen yıl 5 lira 30 kuruş civarında seyreden kuru üzümün kilogram fiyatı, bu yıl 3 lira 20 kuruşlara kadar geriledi. Rekoltenin yüksek olacağı yönündeki iddia ve spekülasyonlar ile TARİŞ’in elinde stok bulunması, piyasaya kararsızlık ve bekleyiş olarak yansımıştır. Tüccarın piyasa girip ürün almayışı, beklemede kalması da fiyat düşüşüne neden oldu. Üreticilerimiz, ürününü ihtiyacı oranında satmalı, piyasaya fazla ürün sürmemelidir."
AA