AA
Evony ve Konda Araştırma&Danışmanlık iş birliğiyle hazırlanan ve Türkiye'nin salgın dönemini mercek altına alan araştırma raporu "Değişen Hayat: Pandemi ve Türkiye 2020-2022"nin sonuçları açıklandı.
Evony 'den yapılan açıklamaya göre, toplum, önlemlerle kademeli normalleşme başlasa da salgının bitmediği; mesafe ve maske alışkanlıklarına belirsiz bir süre daha devam edeceği kanısında. Toplumun geneli korkunun zamanla azaldığı ve hem kişisel yaşamlarında hem de toplum olarak virüsle yaşamaya alıştıklarına dair fikir beyan etti.
Raporda 22 farklı saha çalışmasının verileri kullanıldı. Ve araştırmaların her biri, Türkiye yetişkin nüfusunu temsil eden bir örneklem vasıtasıyla belirlenen mahalle ve köylerde 3 bin 600 kişi ile hanelerinde yüz yüze görüşülerek gerçekleştirildi. Niceliksel verileri niteliksel verilerle desteklemek ve salgın dönemi insanların deneyimlerini daha kapsamlı anlayabilmek amacıyla "Pandemi Dönemi Değişen Zihin Haritaları" çalışması yapıldı.
Ayrıca Şubat 2022'de de 26 farklı profilden vatandaşla derin görüşmeler yapılarak topluma dair sayısal bulgular bireysel söylemlerle desteklendi.Araştırmada ortaya çıkan en önemli verilerden biri, son dönemde esnetilen tedbirlere rağmen insanların virüse karşı önlem almaktan vazgeçmemeleri oldu.
Açıklamada çevrim içi basın toplantısında yaptığı konuşmaya yer verilen Hayat Kimya Global Pazarlama Direktörü Gülhan Eğilmez, "Araştırma ile hayatımızın bu emsalsiz ve kritik dönemine ayna tutan verileri geleceğe hizmet etmek üzere tüm kamuoyuna sunalım istedik. Ve öğrencilerden sağlık çalışanlarına, toplum bilimcilere kadar tüm kamuoyuna referans olacak bu çalışmayı hayata geçirdik." dedi.
Konda Araştırma&Danışmanlık Şirketi Genel Müdürü Bekir Ağırdır da şunları kaydetti:
"Raporun sonuçları da doğrultusunda pandeminin öğrettiği birçok şey olduğu muhakkak. Bunlardan ilki ve belki de en önemlisi küresel problemlere karşı küresel çözüm üretecek kurumlara ihtiyacımız olduğu. Ayrıca insanlık olarak bilgiye ve güvene çok ihtiyaç duyuyoruz. Bununla birlikte hepimiz hayatımıza özen göstermeyi öğrendik. Aynı zamanda da empati kurmayı ve dayanışmayı da öğrendik. Sağlık konusundaki duyarlılığımız artı. Ve bir diğer önemli öğreti de güvenlik denen şeyin sadece askeri bir şey olmadığını yaşayarak gördük. Toplumsal sağlık güvenliğinin önemini kavradık."
Prof. Dr. Veysel Bozkurt ise "Pandemi öncesinde artış trendinde olan komplo teorileri, pandemiyle birlikte hiç görülmediği ölçüde arttı. Toplumun üçte ikisinden fazlası bilime, aşılara güvenen makul insanlardan oluşmaktadır. Bu kitle maske, mesafe ve hijyen gibi önlemlere başından itibaren destek oldu. Hala da önlemlerini almaya devam etmektedir. Ancak toplumda güven duygusu sarsılmış, infodeminin etkisinde bulunan bir kitle de var. Toplumda bu belirsizliği yıkmanın en önemli kriteri ise güvenilir kurumlardan şeffaf bilgi akışının devam etmesidir" dedi.