1
Adana 11. Ağır Ceza Mahkemesince duruşma salonunun yetersizliği nedeniyle Adana Bölge Adliye Mahkemesindeki 375 kişi kapasiteli 420 metrekarelik salonda görülmeye başlanan davanın duruşmasında tutuklu ve tutuksuz sanıklardan bazıları ile avukatları hazır bulundu. Farklı cezaevlerinde bulunan bazı tutuklu sanıklar ise celseye Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı.
Hatay T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumundan SEGBİS ile savunması alınan tutuklu sanık eski polis memuru Ahmet Dönmez, FETÖ/PDY'nin insanları sürekli rüyalarla aldattığını ve böyle bir terör örgütü ile anılmaktan utanç duyduğunu söyledi.
"Gayesi dünyaya İslam düzeni getirmek olan bir cemaate Avrupa neden kucak açmaktadır? Bu cemaat görünümlü yapı 21'inci yüzyılda İslam'ın bağrına saplanmış hançerdir. Bu cemaat bir truva atıdır. Ben manevi yönden bir arayış içerisinde olan bir insandım. 2014 yılında emniyet teşkilatından polis memuru olarak emekli oldum. Benim utancım bunlar arasına girmektir. 2014 yılında şubeden toplu çıkışlar oldu. Bu yapı içerisinden Halil Hoca adıyla bildiğim şahıs bana 'Bu durumu mahkemeye taşı' dedi. Bu teklifi ben kabul etmedim. 2009-2010 yıllarında ben bu yapıyla tanıştım. C.S. isimli şahıs Kimse Yok Mu Derneğinin ikinci başkanıdır. Bu adam beni tanırdı ve ara ara ben bu şahısla görüşürdüm. Bu şahıs benim ismimi birisine vermişti. Sonrasında Ramiz isminde birisi geldi, bana 'Görüşebilir miyiz?' dedi. Bu şahıs bana 'Fetullah Gülen'in hizmet hareketindenim' dedi. Ramiz isimli şahısla dışarıda buluşup güncel konuları görüşüyorduk. Ramiz, 'Tayinim çıktı' diyerek beni Mehmet Hoca diye birisiyle tanıştırdı. Daha sonra Halil isimli ama gerçek adı İbrahim olan şahısla görüşmeye başladık. Ben araştırmalarım sonucu bu şahsın adının İbrahim olduğunu öğrendim. Mehmet ve Halil Hoca bana şubeye dönmem gerektiğini ve bu konuda mahkemeye başvurmamı söylediler. Ben bu teklifi kabul etmedim. Daha sonra Sivas'a tayinim çıktı, burada bir gün çalıştım ve emekli olmak için dilekçemi verdim. Mehmet Hoca bunu duyunca, 'Sen emeklilik dilekçeni vermişsin, okçular tepesini terk ediyorsun' dedi. Ben de onlara 'Bu oku kime atacağım' dedim. Bize Ramiz Hoca tarafından Fetullah Gülen'in ifadesi olarak şu söylenirdi: Yeryüzünde hizmeti anlatacak bir kişi bulamazsanız ve siz anlatacak olsanız dahi azami tedbiri elden bırakmayacaksınız ve dikkat göstereceksiniz."
"ByLock'u tek başına yüklemek isteyenin çok iyi İngilizce bilmesi gerekir"
Dönmez, FETÖ/PDY'nin kripto haberleşme programı ByLock'u bir kişi tek başına yüklemek istese onun çok iyi İngilizce bilmesi gerektiğini belirtti.
Telefonuna bu uygulamanın Cemal isimli bir kişi tarafından yüklendiğini dile getiren Dönmez, "Daha sonra Halil kod adlı İbrahim beni ekledi. Karşılıklı eklemek için karşıdaki şahsın size mesaj atması, sizin de o mesajı kabul etmeniz gereklidir. Hiç kimse 'ByLock'u bilmeden yükledim' diyemez." dedi. Sanık Ahmet Dönmez, ByLock programını kullandığını kabul etti.
Cemal adlı kişinin çoğu zaman iki ya da üç telefon kullandığı bilgisini veren Dönmez, "ByLock üzerinden mesaj geldiği zaman açmak zorundasın çünkü telefonun üst köşesinde sürekli ışık yanıp yanıp söner. Mesajları açıp bakıyordum, risale ve dua gönderiliyordu. Ayrıca ByLock üzerinden moraller yüksek tutulsun diye FETÖ firarisi olarak Kanada'ya kaçan Prof. Dr. Osman Özsoy'un yazıları gönderildi." diye konuştu.
Dönmez, cezaevi koğuşlarında, itirafçı olmamaları yönünde FETÖ sanıklarından bazılarının diğerlerine baskı yaptığını ve küfürler ettiğini bildirdi.
Koğuşta sürekli "Bugün yarın çıkacağız." diye rüyalar anlatıldığını aktaran Dönmez, "25 kişilik koğuşta itirafçı olana çok ağır küfürler ediyorlar. Sürekli rüya anlatıyorlar. Ayrıca 'İtirafçı olanlar Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinden (AİHM) para kazanamayacak' diyorlar. Ben bir özel harekatçı olarak PKK terörü ile savaştım ve tüm bildiklerimi anlattım. Tahliyemi ve beraatimi talep ediyorum." ifadelerini kullandı.
"Sohbet toplantılarına katıldım"
Tutuklu sanık Bayram Ali Sivaslıoğlu ise sohbet toplantılarına katıldığını belirterek, bunu yaparken vatana ihanet düşüncesiyle hareket etmediğini öne sürdü.
Örgütsel bir faaliyetinin olmadığını iddia eden Sivaslıoğlu, "Yurt dışına hiçbir zaman FETÖ/PDY terör örgütü için gitmedim. Bu örgüt beni kandırdı. Tahliyemi ve beraatimi talep ediyorum." savunmasını yaptı.
Tutuklu sanık Yağmur Akkülah da mağduriyet yaşadığını ve işletmelerinde çalışan insanların işsiz kaldığını anlattı.
Hakkındaki suçlamaları reddeden Akkülah, şunları kaydetti:
"Kızılcahamam'da örgütsel bir toplantıya katılmadım. Benim burada devre mülküm mevcuttur. Ailemle birlikte buraya giderim. Benim mağduriyetimden dolayı bin tane insan işsiz kaldı. Düzce'deki fabrikamda 400 insan çalışıyor ve ben terör örgütü üyeliğinden yargılanıyorum. Adana'da 8-10 tane yurt var ve en öne çıkan Faruk Akkülah yurdu. Ne yapmış bu Faruk Akkülah? Ben vatan millet sevgisiyle büyümüş bir insanım. Şu an yurt dışında ne kadar alacağım var onu bile bilmiyorum çünkü emniyet bilgisayarlarımıza el koydu. Ben tahliyemi ve beraatimi istiyorum."
Duruşmada savunması alınan diğer sanıklar da tahliye ve beraatlerini talep etti.
Daha sonra cumhuriyet savcısı, tutuklu sanıkların bu durumlarının devamı, ayrıca tutuksuz olanlardan 10'unun tutuklanması talebinde bulundu.
Mahkeme heyeti, tutuklu sanıklar Kamil Üzüm, Mehmet Şaşmaz, Mustafa Boğar, Mustafa Erhan Çetinus, Selim Aslan ve Bayram Ali Sivaslıoğlu'nun yurt dışına çıkış yasağı ve adli kontrol tedbiri ile tahliyesine, tutuksuz sanıklar Tahir Acaroğlu, Birol Tekin Ünaldı ve Halim Tosunlu'nun ise tutuklanmasına karar vererek duruşmayı erteledi.
AA