Yunanistan'ın eski Başbakanı Papandreou: Türkiye hiçbir ülkenin yapmadığını yapıyor

Yunanistan'ın eski Başbakanı George Papandreou, ''Türkiye hiçbir ülkenin yapmadığını yapıyor şu an ve milyonlara kapısını açıyor. Bunun kolay olmadığını biliyoruz. Bu muazzam görevi, sorumluluğu omuzlamak kolay değildir.'' dedi.

1

The Green Park Kartepe Otel'de Kocaeli Büyükşehir Belediyesi'nce "Göç, Mültecilik ve İnsanlık" temasıyla bu yıl ikincisi düzenlenen Kartepe Zirvesi'nde konuşan Papandreou, Türk-Yunan ilişkilerinin birkaç sene önce biraz zorlayıcı olduğunu, neredeyse temas bile kurulmadığını fakat sonrasında birlikte çalışmaya başladıklarını söyledi.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile ortak çıkar ve endişelere odaklanmaya başladıklarını dile getiren Papandreou, şöyle devam etti:

"İki ülke olarak ortak çıkarlarımız elbette var. Bu ortak çıkarlarımızı her iki tarafın da kazanacağı bir platforma oturtmak istedik. Nihayetinde Kıbrıs gibi zorlayıcı meseleler üstünde birlikte çalışmaya başladık. İki ülke arasındaki iş birliği çok önemli meyveler verebilir. Bu sonuçların oluşturacağı refah ve barış iki ülkeyi aşarak bölgeyi güçlendirebilir, bu göç dünyaya yansıyabilir, çok daha net ve iyi sonuçlar doğurabilir. Kosova zamanındaki Filistin meselesindeki iş birliğimizi hatırlıyorum, nüfusumuz hissedilmişti. Birlikte çalışabilirsek bu bütün bölgenin çıkarınadır. Bu mesajı elbette halklarımıza da aktarıyoruz ve vatandaşlarımızda pek çok farklı alanda birlikte çalışmakta. Ekonomimiz, turizm faaliyetlerimiz elbette tüm Avrupa'yı kapsayacak nitelikte. Bu ruhu, mesajı güçlendirerek geleceğe taşımalıyız. Meseleler, sorunlar üzerine birlikte çalışabiliriz. Bu mülteci krizi de bize gösteriyor ki bu iş birliği ihtiyacı, karşılıklı anlayış, diyalog ve anlaşmalar çok önemli. Geçmişte belki imkansız gibi görünüyordu ancak elde ettiğimiz sonuçları bu iş birliği olmadan başaramazdık. Bu zirve sadece mülteciliğe odaklanmıyor. Bu meseleler Avrupa Birliği ve Türkiye'nin ilişkilerini de doğrudan etkiliyor. çünkü artık mültecilik ve göç lokal meseleler değil."

George Papandreou, göçün artık baskı, zulüm, terörizm, korku, evinden yurdundan edinmeyle ilişkili olduğununu ve göçün böyle tanımlanmasını, algılanmasını istemediklerini belirtti.

- "Türkiye milyonlara kapısını açıyor"

Ailelerin, kadınların, çocukların hayatlarının tehlikeye girdiğini, çocukların, kadınların denizlerde boğulduğunu, kendilerini tehlikeye attıklarını gördüklerini anlatan Papandreou, şöyle konuştu:

"Yunanistan'daki diktatörlük zamanında biz de mülteciydik. Geçmişimizde biz de göç ettik, biz de mülteciydik. Bunu deneyimlemiş bir ülke olarak empatimiz büyüktür, desteğimiz hiçbir zaman bitmeyecektir. Türkiye hiçbir ülkenin yapmadığını yapıyor şu an ve milyonlara kapısını açıyor. Bunun kolay olmadığını biliyoruz. Bu muazzam görevi, sorumluluğu omuzlamak kolay değildir. Felaketlerden kaçan insanlara haklarını sunmaya çalışıyorlar. Hepimiz bunu yapmaya çalışıyoruz."

Göçmenlerin, mültecilerin kendilerine sadece güvenli bir sığınak aradığına değinen Papandreou, "Sıfırdan temiz bir hayat kurmaya çalışıyorlar. Elbette yüksek rakamlar kolay değildir, hastaneler, okullar kamu alanlarının arttırılması ve onların da desteklenmesi gerekiyor. Avrupa Birliği tarafından bu sorunlar fark edilmiştir. Bazen nefret söylemleri doğsa bile bu söylemler karşısında mülteciler çifte zulüm, çifte kurban konumuna geçmektedirler. Toplumlarımızın kucak açması eğer söz konusu olmazsa, diyaloglar oluşturulmazsa bu sorumluluk ortak bir şekilde paylaşılmazsa çıkmaza gireriz." dedi.

George Papandreou, mevcut uluslararası mültecilik sorununun yerel seviyede sınırlı kalamayacağını, çok taraflı ve uluslararası yaklaşımları bir araya getirmek zorunda olduklarını ifade etti.

Bununla birlikte ekonomik ve sosyal sistemlerin kaynakları kurutmadan ekonomik ve sosyal kalkınmaya müsaade edecek şekilde değişmesi gerektiğini ifade eden Papandreou, "Herkesin sorumluluğu en üst safhadadır, herkes bu çözümün parçasıdır. Ben bu görüşü sonuna kadar destekleyeceğim ve deneyimlerimiz Türkiye-Yunanistan ilişkisinin bu noktada ne kadar önemli olduğunu da gözler önüne sermektedir." şeklinde konuştu.

- "Yüzde 97 seviyesinde düşüş var"

Papandreou, mülteci sorununun yavaşlamayacağını ve çok büyük meselelerle karşı karşıya olduklarını dile getirdi.

Pek çok ülkenin mültecilere karşı agresif söylemler ortaya sunduğunu aktaran Papandreou, "AB'ye gelen gruplar kriz öncesine göre çok çok daha düşük. Yüzde 97 seviyesinde düşüş var ve son sene içinde Orta Avrupa'ya gelmeye çalışan mülteci gruplarının sayısı da yüzde 70 kadar düşmüş durumda." ifadelerini kullandı.

Mültecilerin artık her yerde düşmanlarla karşılaşıyor gibi olduğunu bildiren Papandreou, şunları söyledi:

"Amerika Başkanı'nın Latin Amerika'da yaşayan insanların çaresizce kendilerine bir sığınak ararken bunlara karşı yaptığı yorumları hep birlikte takip ettik. Avrupa'da da dünyanın her tarafında sorumluluk bilincini reddetmeye çalışan yorumları takip ettik. Bu noktada Türkiye'yi unutmamamız gerekiyor. Kayıtlara göre Türkiye 3,5 milyon Suriyeli sığınmacıya ev sahipliği yapmaktadır. Suriye'deki çatışmaların devam ediyor olması elbette kabul edilemez bir insanlık suçudur. Verilere baktığımız zaman yaklaşık 5,5 milyon kişi yerinden edilmiştir. Suriye'deki sıkıntıların sonuçları bölgedeki bütün ülkelerin ve elbetteki Avrupa'nın da omuzlarındadır. İdlib'de gelişmeleri takip ediyoruz ve Sayın Çavuşoğlu'nun bu bağlamda çabalarını taktir etmek isterim. Bahsi geçen 3,5 milyon kişi. Bu bir trajedidir. Elbette orada sıkıntılar yeniden yoğunlaşırsa bir bu kadar daha insan kötü etkilenebilir. Elbette uluslararası seviyede hiçbir zaman çabalarımızı boşlamayacağız. Bunları bırakmayacağız."

George Papandreou Suriye'nin geleceği için birlikte çalışacaklarını belirterek, sözlerini şöyle tamamladı:

"Bu bağlamda iltica talebinde bulunanlara da yardım etmeye çalışacağız ülkesine dönmek isteyenlere de yardım etmeye çalışacağız. Ben de diktatörlükten kaçan bir mülteci ailenin çocuğuyum. Çatışmalar sona erdiği zaman sürdürülebilir toplumlar inşa etmek tek hedefimiz olacaktır. Sadece betonu yeniden inşa etmek değil deneyimleri ve o kırılganlığı da onarmaya çalışacağız. Bu bağlamda da Kartepe'de gerçekleşen bu zirvenin pek çok meseleyi ele alacağına eminim. Yeni teknolojiler hem mültecilerin göçüne hem de onların geleceğine faydalı olabilir. Mülteciler ülkelerimize geldiğinde biliyorsunuz aslına bakarsanız onlar problemi yaratmaz ancak mevcut sistemlerimizdeki problemleri gün ışığına çıkarırlar. Dolayısıyla toplumların sorununu çözme seviyesinde bile mülteciler bir fırsattır."

(AA)