Rusya'nın doğal gazını Türkiye'ye ve Türkiye üzerinden Avrupa'ya iletecek TürkAkım doğal gaz boru hattının açılışı bugün İstanbul'da düzenlenen törenle gerçekleştirildi.
Haliç Kongre Merkezi'ndeki törene, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin, Sırbistan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Aleksandar Vuçiç ve Bulgaristan Cumhuriyeti Başbakanı Boyko Borisov katıldı.
Başkan Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar:
"TürkAkım, Rus dostlarımızla büyük emek harcadığımız, hem ikili ilişkiler hem de enerji haritası bağlamında tarihi nitelikte bir projedir. Allah'a hamdolsun geride bıraktığımız 1 sene içerisinde hedeflediğimiz şekilde hattı başarıyla tamamladık. Proje sayesinde 31,5 milyar metreküplük doğalgazın 15,75 milyar metreküpü aracı hiçbir ülke olmadan doğrudan ülkemize ulaşacaktır. Geride bıraktığımız 33 senede Rusya'dan yaklaşık 400 milyar metreküp doğalgaz tedariki sağladık.
''GELİN AKDENİZ'İ ÇATIŞMA DEĞİL İŞBİRLİĞİ SAHASINA DÖNÜŞTÜRELİM''
(Rusya ile) Enerji alanındaki işbirliğimiz, her türlü sınamayı diğer alanlarda olduğu gibi başarıyla atlatmıştır. Doğu Akdeniz'de, ülkemizin dışlandığı hiçbir projenin ekonomik, hukuki, diplomatik bakımdan hayata geçme şansı yoktur. Türkiye olarak kesinlikle bölgesel gerilim peşinde değiliz. Asla da olmadık. Gelin Akdeniz'i çatışma değil işbirliği sahasına dönüştürelim. Bize bir adım gelen çok daha fazlasıyla gitmeye hazırız. TürkAkım isminin hak sahibi değerli dostum Sayın Putin'dir. Rusya ile ikili ticaretimizde düzenli artış sağlıyoruz. TürkAkım yeni dönemin sembol eserlerinden biri olacaktır. Akıllı yol arkadaşı yolun yarısı demektir. (Rusya ile) Son dönemde fikir ayrılıklarımızın ortak çıkarlarımızın önüne geçmesine izin vermedik.
''KİMSENİN BÖLGEYİ YENİ BİR ATEŞ ÇEMBERİNE ATMAYA HAKKI YOK''
ABD ile İran arasındaki gerilim hiç arzu etmediğimiz noktaya ulaştı. Komşumuz Irak zaten sıkıntılı olan istikrarını tamamen kaybetme tehlikesi ile karşı karşıyadır. Irak Türkmenlerinin selameti de bizim için kendi vatandaşlarımızın güvenliği kadar önemlidir. Bölgemiz son 20 yılda zaten bitap düştü. Amacımız gerilimi düşürerek yeniden aklıselimi hakim kılmaktır. Coğrafyamızda artık yeni bedeller ödemeye kimsenin mecali kalmamıştır. Diplomasi trafiğimizi çok yönlü şekilde sürdüreceğiz. Savaş tamtamlarının çaldığı bu kritik süreçte diplomasinin tüm kanallarını kullanarak tansiyonu düşürmeye çalışıyoruz. Hiç kimsenin sadece kendi çıkarları uğruna Irak başta olmak üzere tüm bölgeyi yeni bir ateş çemberine atmaya hakkı yoktur. Müttefikimiz ABD ile komşumuz İran arasında bir süredir devam eden gerilim hiç arzu etmediğimiz bir noktaya ulaştı. Elimizdeki tüm imkanları seferber ederek bölgemizin kan ve gözyaşına boğulmasına izin vermeyeceğiz.''
PUTİN: RUSYA-TÜRKİYE ARASINDAKİ İŞBİRLİĞİ, ENGELLEME ÇABALARINA RAĞMEN HER ALANDA GELİŞİYOR
Putin ise şu ifadeleri kullandı:
Açılış töreninde ayrıca Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, İletişim Başkanı Fahrettin Altun'un yanı sıra Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu, Rusya Enerji Bakanı Aleksandr Novak, Azerbaycan Enerji Bakanı Perviz Şahbazov, Bulgaristan Enerji Bakanı Temenuzhka Petkova, Sırbistan Madencilik ve Enerji Bakanı Aleksander Antic de yer aldı.
AÇILIŞ ÖNCESİ İKİ LİDERDEN KRİTİK ZİRVE
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TürkAkım doğal gaz boru hattının açılış töreni için İstanbul'da bulunan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile gerçekleştirdiği ikili görüşmede, İletişim Başkanlığı tarafından hazırlanan "Doğu Akdeniz Denkleminde Stratejik Adım: Türkiye-Libya Mutabakatı" kitabını hediye etti.
İngilizce ve Türkçe hazırlanan kitap, "Doğu Akdeniz'in Jeopolitik Önemi", "Doğu Akdeniz’in Hidrokarbon Potansiyeli", "Türkiye’nin Doğu Akdeniz Konusundaki Pozisyonu", "Doğu Akdeniz'e İlişkin AB, GKRY ve Yunanistan'ın Tutumu" ve "Türkiye-Libya Mutabakatı" bölümlerinden oluşuyor.
Kitapta, Doğu Akdeniz'in tarih boyunca ve günümüzde nasıl bir stratejik öneme sahip olduğu ortaya konuluyor.
Bununla birlikte, Doğu Akdeniz'in hidrokarbon potansiyeli, farklı raporlardan elde edilen verilerle ve görsellerle detaylı bir şekilde ele alınıyor.
Türkiye'nin, Doğu Akdeniz konusundaki haklı pozisyonunun uluslararası hukuk ve uluslararası anlaşmalar temelinde detaylı bir şekilde ele alındığı kitapta, Türkiye ve KKTC'nin sahip olduğu hakların ve meşruiyetinin altı özellikle çiziliyor.
AB, GKRY (Güney Kıbrıs Rum Yönetimi) ve Yunanistan'ın haksız hamlelerinin de incelendiği kitapta, söz konusu çıkışların Türkiye bağlamında ne ifade ettiği ve uluslararası anlaşmalar kapsamında nasıl bir karşılığı olduğu da anlatılıyor.
Türkiye'nin Libya ile imzaladığı mutabakatı siyasi, hukuki ve ekonomik olarak birçok açıdan inceleyen kitap, tüm sürecin ve mutabakatın potansiyel sonucunun detaylı bir sunumunu ortaya koyuyor.