Hablemitoğlu suikastının kilit ismiydi! İzini 'saunada' buldular

Necip Hablemitoğlu suikastının kilit isimlerinden olduğu öne sürülen eski yüzbaşı Nuri Gökhan Bozkır, DEAŞ’a silah sevkıyatı, ‘Sauna çetesi’ gibi dosyalardan yargılanıyor ve kırmızı bültenle aranıyordu. Bozkır’ı Türkiye’ye getirmek için Adalet Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı’nın ortak çalışma yürüttüğü öğrenildi. Bozkır’ın iade edilmemek için siyasi sığınma talep ettiği kaydedildi.

FETÖ elebaşı Fethullah Gülen'e yönelik yürütülen soruşturmaların raporlarını hazırlayan, Alman Vakıfları ile ilgili yaptığı çalışmalarla bilinen Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu 17 yıl önce evinin önünde uğradığı suikast sonucu öldürülmüştü. Suikastın şüphelileri arasında Özel Kuvvetler Komutanlığı'nda yüzbaşı rütbesiyle görev yaptığı sırada TSK´dan ihraç edilen Nuri Gökhan Bozkır da yer alıyordu.

KIRMIZI BÜLTENLE ARANIYORDU

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen Hablemitoğlu soruşturmasında HTS kayıtlarından tespit edilen Bozkır ile ilgili Türkiye'nin başvurusuyla Interpol tarafından 'kırmızı bülten' çıkarıldı. Bozkır, Ukrayna güvenlik güçlerinin özel operasyonuyla 10 Temmuz'da bir Türk restoranında gözaltına aldı.

Mahkemeye çıkarılan Bozkır, uluslararası adli yardım ve ev hapsi talep etti. Ancak talepleri reddedildi. Kiev Temyiz Mahkemesi'nde 31 Temmuzda görülen ilk duruşma Bozkır'ın avukatları ve tercüman, 8 Ağustos'taki ikinci duruşma ise savcı gelmediği için ertelendi.

EV HAPSİNE ALINDI

Ukrayna'da yaklaşık 3 ay tutuklu kalan Bozkır'ın daha sonra ev hapsine alındığı belirlendi. Davanın Kasım ve Aralık aylarındaki duruşmaları da, dava dosyası mahkemeye ulaştırılamadığı gerekçesiyle ertelendi. Mahkeme dava dosyasının gönderilmesi için bir sonraki duruşma tarihini 10 Ocak 2020 olarak belirledi. Böylece 5 aylık süreçte 10'a yakın duruşmanın çoğu çeşitli gerekçelerle ertelenmiş oldu.

Bozkır'ı Türkiye'ye getirmek için Adalet Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı'nın ortak çalışma yürüttüğü öğrenildi. Bozkır'ın iade edilmemek için siyasi sığınma talep ettiği kaydedildi.

BAZ KAYITLARI ELE VERMİŞTİ

Ankara Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu, 17 yıl önce 18 Aralık 2002 tarihinde evinin önünde uğradığı suikast sonucu öldürüldü. Profesyonelce hazırlanmış saldırıyla ilgili başlatılan soruşturmalardan bir sonuç alınamadı. FETÖ çatı iddianamesine de giren suikast soruşturmasının, FETÖ üyesi polisler tarafından bilinçli olarak karartıldığı iddia edilmişti. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yeniden açılan dosya kapsamında çok geniş bir soruşturma yürütüldü. Necip Hablemitoğlu'nun öldürülmeden önce altı ay boyunca gittiği tüm adreslerdeki baz istasyonlarının kayıtları incelemeye alındı. Cinayet günü Necip Hablemitoğlu'nun evinin bulunduğu bölgedeki baz istasyonu kayıtlarında eski yüzbaşı Nuri Gökhan Bozkır'ın numarasına erişildi.

Nuri Gökhan Bozkır, Özel Kuvvetler Komutanlığı'nda yüzbaşı rütbesiyle görev yaparken Sauna Çetesi olarak bilinen soruşturmada adı geçmişti. Sauna Çetesi üyesi olmak ve 'gizli askeri bilgileri açıklama' suçundan 6 yıl hapis cezası alan Bozkır, TSK'dan ihraç edilmişti. DEAŞ'a infilaklı fitil taşıyan TIR soruşturmasında da şüpheli olan Bozkır, MİT tırları davasının da şüphelilerindendi.

"NURİ'Yİ BAŞINDAN BERİ BİLİYORDUK"

Necip Hablemitoğlu'nun eşi Şengül Hablemitoğlu, sosyal medya hesabı üzerinden aile avukatlarıyla birlikte 18 Aralık'ta bir basın açıklaması yapacağını duyurdu.

Şengül Hablemitoğlu yaptığı açıklamada şunları kaydetti: "Soruşturma kapsamında yakalanan kişiye dair başından bu yana bilgi sahibi olmamıza karşın dosyadaki gizlilik kararına olan saygımız ve adı geçen kişinin iade sürecinin devam etmesi nedeniyle herhangi bir açıklamada bulunmadık. Adı geçen kişinin suikasta dair bilgi sahibi olabileceği konusunda dosyada önemli dayanaklar bulunmaktadır. Bu anlamda dosyamız kapsamında yakalanan kişinin siyasi mültecilik talebinin reddedilip bir an evvel ülkemize getirilmesi önemlidir. Ancak gerek Ukrayna devletindeki yargısal süreç, gerekse şüphelinin Türkiye'de başka dosyalarda da adının geçmesi iade sürecinin sonuçsuz kalabileceğine dair tarafımızı kuşkuya sürüklemektedir. Bu kuşkunun ortadan kaldırılması ancak her iki devletin iade dosyasını kararlı takibiyle olanaklı olabilecektir."

"İÇİNİZDEN GELENİ YAZMAYIN"

Hablemitoğlu'nun kızı Kanije Hablemitoğlu da, suikastın kilit isminin yakalanmasının ardından Twitter'dan açıklama yaptı.

Hablemitoğlu, "Çocukken babalarını kaybetmiş insanların birer obje olmadığını ve zor zamanlar geçirdiklerini hatırlayarak lütfen içinizden geçeni bize yazmayın. Sokakta görseniz der miydiniz babanın katil zanlısı bulundu, hadi inşallah diye" ifadesini kullandı.

Şengül Hablemitoğlu da kızının paylaşımını alıntılayarak, "Rica ediyorum, belki bu kez benim ve evlatlarımın sesine kulak verilir ve biraz saygı gösterilir... Olay akşamı da aynı şey oldu, tvlerde alt yazıyı gören evimizi arayanlar telefona yanıt veren 10 yaşındaki kızıma 'Kanije baban öldürülmüş doğru mu?' diye sordular. Lütfen" dedi.


DHA